4.1

13.6K 654 61
                                    

Bölüm Şarkısı: Murat Boz - Adını Bilen Yazsın
İyi Okumalar 🖤

..

İğnenin ucu kolumu bilmem kaçıncı defa delip geçerken gözlerimi kenarda kapıya yaslı bekleyen Barışa çevirdim.

Gergindi hala.

" Ya hanımefendi, 5. kolunu deşişiniz. Kızın kolunda yer kalmadi yer, morardı artık. "

" Damarı bulmakda zorluk çekiyoruz zaten beyefendi. Serum damarına ters akış olup kan dolduğunda mecburen çıkarmak zorunda kalıyoruz. "

" Tamam Barış, İyiyim ben."

Geldiğimizden beri ateşim devamlı çıkıp indiği için müşehade odasına almışlardı ve her ne kadar Barışın girmesi yasak olsa da çıkmamış başımda beklemeye devam etmişti.

" Ben doktorla bir konuşayım geliyorum sevgilim."

Çalan telefonun ekranını görmesem buna inanabilirdim. Ama yalan söylüyordu. Hemşire beni bırakıp odadan çıkmışken gözlerimi pencereye çevirip neşi izlemeye başladım.

Çok değişik bir gün geçiriyordum hissiyatsal olarak. Başka zaman olsa kalkıp mutlaka Barışın peşinden gider, ne konuştuğunu kimle konuştuğunu öğrenirdim.

Ama şuan bunu yapmak istemiyordum. Sanki konuşulanları duymamam, konuşulanları öğrenmemem gerekiyormuş gibi hissediyordum.

Yavaşça gözlerimi kapatıp başımın altındaki yumuşak hastane yastığına gömüldüm iyice.

Uyursan Kötü olan her şeyin son bulacağına olan inancım çocukluğumdan bu yana hiç körelmemişti.

..

"İnsan ne yerse o kokar.
Ne okursa  onu konuşur ,kimi seviyorsa kalbi o kadardır .
Sizsiniz kendinizle ilgili tüm cevapları sizi taniyacak olana sunan .
Yaşamınız verir sizi ele .
Müzik arşivinizden bellidir kişilliğiniz, aşkı sevme biçiminiz .
Dinlediginiz müzik tarzında saklıdır sevgiye olan şiddetiniz .
En kötüye verecegiiniz cezadır adaltiniz .
Herkes sever doğdugu topragı oraya bomba düşünce belli olur kimliğiniz .
Sevgi bir bütün diyalog ewrene karşı ,yağmurda islak bir kediye puslanmıyorsa gözleriniz ,aşk sözlerini sakının siz.
komsunuzla sohbetimiz kadar uzaktakine olan bağımiz ,mesafe denilen tanım  sadece zamanla bir ilinti .
Yoksa yalnız bir gecede bir kahve yudumlarken de onu anabiliriz .İnsan cevresi kadar güçlüdür, kaç el uzattıysan o dostluklarla sınanırsın karanlığında .
Aile bağın kadar baglisin hayata ,sana karsı yapılan her şeye duruşundur tavrın .
Gizledigin iyilik kadar büyük .
Anne baba sewgisine izin verdigin kadar küçüksün tek bir dünya var vicdanın etrafında dönen ve tüm karakterindir onun içinden geçen."
       
Elimdeki kitabın kapağını yavaşça kapatırken yüzümdeki gülümseme olduğu gibi duruyordu büsbütün.
Buna rağmen mümkünmüş gibi daha çok gülümsedim ve derin bir nefes aldım.

İç çekiş de olabilir, bilemiyorum.

Gözlerimi fazla kalabalık olmayan kütüphanede gezdirirken buranın bu kadar yalnız ve çıplak oluşu içimi burksa da, daha çok keşfedilmemiş yeni kapakları bulabilme ihtimalim burukluğuma el sallıyordu bir köşeden.

Bir sonraki kitabın ne olacağına karar vermeye çalışırken titreyen telefonumla, parmaklarım arasında tuttuğum kitabımı yavaşça rafın kenarına bıraktım düşmeyecek şekilde.

Barıştan'dı.

Face ID kolayca sohbetimizi açarken yazdıklarına göz gezdirdim.

Barış: Güzelliğim. (19.32)

Barış: Kütüphanedesin diye arayamadım.

Barış: Kahve molası vermek ister misin?

Hızlıca parmaklarımı klavyede gezdirmem tırnaklarımın sesine yol açsa da bu ses benim oldukça hoşuma gidiyordu. Yavaşlamadım.

Nazlı: Çok isterim biliyor musun, bugün ofiste çok yoğundu icemedim hiç.

Nazlı: Nerde içeceğiz?

Barış: Ben şimdi Çıktım idmandan.

Barış: Baktım konumda yakın bir kafe gözüküyor. Oraya gidebiliriz.

Barış: Hem günün tatlısı eklermiş:)

Nazlı: Ne eklelermiş ki? (19.34)

Barış: Ah balkabağım günden güne daha espritüel olmaya devam ediyorsun.(19.36)

Nazlı: Ayy tutamadım kendimi🤭🤭.

Barış: Bu göz sana dair kusur görüyor mü bak bakayım?

Nazlı: Yaa

Barış: Yaa işte öyle. Tamam neyse hadi geliyorum ben.

Nazlı: Bekliyoruuum.

Telefonumu ve kitabı parmaklarım arasında yeniden tutarken üstümü başımı düzelttim ve eşyalarımı toparlayıp çantamı omzuma taktım. 

Kitaplarım ve kağıtlarımı girişdeki kilitli dolaba bıraktığımda beklemek için herhangi sebebim kalmamıştı.

Büyük ağır kapıyı zorlukla aralayıp dışarı attım kendimi ve çıkmamla biriyle çarpışmam bir oldu.

" Çok afedersiniz gerçekten görmedim."

Tanıdık sesle başımı yerden kaldırdığımda görmeyi beklediğim birisi kesinlikle değildi Efe.

O da beni görmeyi beklemiyor olacak ki gözlerime bakıyordu öyle.

Bir şey söylemeden omzumu kendime çekip kapı ve onun arasından kurtardım kendimi.

" Nazlı.."

Hiç bir arkaya bakmadan seri adımlarla camlarla kaplı girişten çıktım ve kaldırımda beklemeye başladım.

Evi buralarda olduğu için karşılaşmamız çok normaldi sanırım. Bu yüzden çok takılmadım ve yaklaşan tanıdık arabaya gülümsedim.

Hava esse bile yine de en sevdiğim havalar bu olduğu için çok etkilenmedim ve bana yakalasan arabaya bende yaklaşıp açılan kapısından içeri süzüldüm.

" Barışcım." Saçlarımı düzeltip ona döndüm. Oda yüzündeki sıcak gülümsemeyle bana bakarken kollarını açtı ve kendimi yan koltuğa doğru kollarına sokuşturdum.

" Balkabağım." Elleri saçlarımı severken aynı zamanda dudakları kısa bir öpücük bıraktı saç tellerim arasına.

" Hoş geldin,"

" Hoş buldum, çok hoşbuldum.. Seni de hoş edelim şimdi. " Gülümsedim.

" Et bakalım, "

..

200K yı çoktan geçmişiz.. Okuyan herkese sonsuz teşekkürler. Umarım güzel vakit geçirebiliyorsunuzdur.

Yukarda verdiğim satırlar
Umut GÜNER
GÖKYÜZÜ DURAĞI' na aittir.

Değişik | Barış Alper Yılmaz • TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin