3.4

19.9K 796 283
                                    

Bölüm Şarkısı:  Mavi Gri- Köpek Gibi Özledim
İyi Okumalar 🖤

..

Nazlı Acar'

Nazlı: Ben galiba dayanamacağım Talha.

Talha: Zor bile durdun. Koş git bak.

Nazlı: Gideyim dimi

Talha: Git tabi. Aşkına sahip çık adam akıllı. Biterse de ben üstüme düşeni yaptım dersin vicdanın rahat olur en azından.

Nazlı: Doğru diyorsun. Gideyim ben o zaman.

Talha: Git hadi.

Talha'yı görüldüde bırakıp sohbetten çıktım.

Yukardan gelen kırılma sesleri devam ederken dişlerim arasına sıkıştırdığım tırnağımı serbest bıraktım ve daha fazla dayanamayıp telefonu elime aldım.

Nazlı: İyi misin?

Mesajım gittiğinde bir süre bekledim. Yukardaki sesler de azalmıştı.

Mesajım görüldü oldu sonra.

Derin bir nefes aldım yazıyor yazısıyla.

Barış: Hayır.

Beklemediğim cevap karşısında ne yapacağımı bilemedim ve kendime engel olmayıp telaşla üst kata çıktım.

Hızlıca kapıyı çalmaya başladığımda beni gerçekten korkutmustu.

Kapı açıldı ve yüzü girdi görüş açıma.

" Bir yerine bir şey mi oldu?"

Gözlerim vücudunda, ellerinde, yüzünde gezerken o sakindi.

" Hayır. "

" O sesler neydi peki? "

" Tabakları kırdım."

" Neden?"

"Sana ne?"

Derin bir nefes aldım.

" Ters yapmana gerek yoktu, merak ettim sadece. Etmemem gerekiyormuş belli ki."

" Aynen. Sen git Talha'yı merak et ben ne alaka ."

Gözlerim yüzünde gezindi bir süre.

Özlediğim güzel yüzünde.

İç çekmemek için kendimi oldukça zor tutarken gözlerimi kaçırdrım.

" Nereden çıktı bu?"

" Bilmem, herife manzara olan sensin. Sana sormak lazım."

" Ne?"

" Asıl manzara senmişsin ya hani, biseyler biseyler."

Talha'nın postunu nereden görmüştü?

Tamam bende böyle bir şey görsem Barışı bir kadınla bu tablo içinde görsem kudururdum ama ben Barışı seviyordum.

O ise umrunda olmadığı biriyle konuşuyordu şuan.

" Niye umrunda bu? Ben umrunda değilsem benimle ilgili herhangi bir şey de umrunda olmamış olmalı?"

Yanağını kaşıdı yavaşça ve gözlerini tavanda gezdirdi.

" Ya sen bir gelsene," kolumdan tutup beni içeri çekti ve kapıyı kapattı aniden.

Sırtımı arkamda kalan kapıya yasladığında nefes nefese kalmıştım iki saniyede.

" Ne yapıyorsun?"

Hızlı hızlı nefes alıp verirken ela gözlerini yeşillerime sabitledi.

" Ne demek umrunda degilsem falan filan biseyler? " sinirli gözleri, benim sinirimi harlıyordu ve bundan haberi yoktu.

" Baya işte, yalan mı? Berkana söyledin. Umrumda değil dedin. "

Gözleri hiç kıpırdamadan gözlerime bakarken geriliyordum.

" Ben öyle söylemedim."

" Ne söyledin?"

" Berkan senin iyiliğin için birbirimizden uzak durup düşünmemizi söyledi. Ben kabul etmedim çünkü düşününce saçma gelmişti. Ben öyle söyleyince o kadar şey söylemiştin kıza dedi, bende umrumda değil söylediklerim dedim. O da bana kızdı işte de sen? duydun onları. Umrumda olmadığını düşündün tabi duyunca. Geleceğin varsa da gelmedin. Öyle dimi?"

Gözlerim dolarken içimden yeniden filizlenen bir şeyler vardı.

Başımı salladım yavaşça. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve omzunu duvara yasladı.

" Normalde olsa kalkıp gelir bana hesap sorarsın, madem umrunda değilim niye bunları yaptın dersin. O zaman mi gelesin tutmadı?"

Başımı salladım yavaşça.

" Sen öncesinde de öyle şeyler söyleyince.. Ben de gelemedim işte."

Gözlerini araladı.

" Özür dilerim. O şekilde söylememem gerekirdi. Kalbini kırdım.."

" Kırdın." Gülümsedi.

" Kalkıp itiraz etmedin bana Nazlı."

Gözleri hesap sorar gibi gözlerime dikilirken bir iki adım yaklaştım ona.

" Ne duymak istiyorsun Barış Alper?"

" Senin duymak istedikleri."

Başımı salladım ve göğsünde bağladığı kollarını açıp, sağ avcunu sol göğsümün üstüne, kalbime yasladım gözlerim gözlerinden hiç ayrılmazken.

"Seni bekliyorum, seni istiyorum, seni özlüyorum, seninle kalmak istiyorum her yerde, hep yanında olmak istiyorum, hep."

Tane tane kurduğum her bir cümle de gözlerinin içi gülerken buna şahit olmak da beni güldürmüştü.

Elini tutan elimi avuçlarına alıp yaklaştı ve uzun zamandır onunla yanıp tutuşan dudaklarımı buluşturdu kendi dudaklarıyla.

Kalbim yeniden hızlı atmaya başladığında bende karşılık verdim.

O kadar çok özlemiştim ki onu.

Dudakları dudaklarım üstünde uzunca bir süre oyalanırken nefeslerimizin yetersiz kaldığının da farkındaydık.

Barış yavaşça dudaklarımızı ayırırken ondan kopmak istemedim ve dudaklarını bırakmadım.

Elimi tutan eline rağmen yanaklarına yasladığım ellerimle alt dudağını dudaklarım arasına alıp müsade etmedim ayrılmasına.

Bundan oldukça memnun olurken gülümsediğini anladım ve bende gülümseyerek yavaşça ayrıldım ondan.

Gözlerimiz hala kapalıyken alnını alnıma yasladı.

" Nazlı.."

" Hı?" İçimden yükselen tepkiye karşı kısa bir gülüş bıraktı ve dudaklarım üstüne küçük öpücükler bırakırken fısıldadı.

" Her şeyi boşver,
Kalbin kalbim olsun."

..

10K yı geçmiş.. Okuyan herkese teşekkür edip güzel vakit geçirmiş olmanızı diliyorum.

Değişik | Barış Alper Yılmaz • TAMAMLANDI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin