5

101 8 0
                                    

"Off bakmıyor mesajıma! Ya kim bilir kimlerle konuşuyor şuan? Off konuşuyor mudur ki? Bir dakika ama çevrimiçi değil ki? Ee niye bakmıyor o zaman saatler oldu ya. Arasam mı? Ama saat çok geç oldu, ya uyuduysa? Off! Neyse, yarın okulda sorarım ben ona..."

Meraktan çatlayacaktım ama düşünmemeye çalışarak uyumaya çalıştım.

***
Sınıfa girdiğimde gözlerim hemen Mert'i aradı. Ama yoktu.

Nasıl yaa?! Nerede bu çocuk?

Öyle bir sinirle gelmiştim ki sınıfa, kafamda direkt ona hesap sormak vardı ama sınıfta değildi ve buna bayağı şaşırmıştım.

Normalde asla gelmemezlik yapmazdı... AH! TABİİ YA! NASIL ŞİMDİYE KADAR AKLIMA GELMEDİ?! Herhalde hasta oldu bu çocuk, yoksa niye gelmesin? Off ne kadar aptalım ya! Dünden beri kafamda yüz tane senaryo kurdum, bir de çocuğu suçladım kendi kendime...

Öyle bir pişman olmuştum ki. Direkt Mert'i aradım vicdan azabıyla. Açmadı. Belki de dinleniyordur. Off, neyse. Okul çıkışında uğrarım artık yapacak bir şey yok. Daha fazla rahatsız etmeyeyim.

***
Zil çaldı. Sonunda ya! Bugün geçmek bilmemişti resmen. Aklım hep Mert'teydi. Çantamı alıp hızlıca okuldan çıktım ve Mertlerin evine doğru yürümeye başladım.

Evlerimiz yakındı ve daha önceden önünden geçtiğimizde bana gösterdiği için yerini biliyordum. Bu yüzden bulmam zor olmadı.

Zile bastım. Merdivenleri koşar adım çıktım. Kapıda beni annesi (yani sanırım annesiydi) karşıladı.

"Buyur kızım kime baktın?"

"Şey merhaba teyze. (Hay, kadının adını unuttum!) Iı ben Mert'e bakmıştım da. Burada oturuyor değil mi?"

"Evet evet... Sen kimsin kızım? Okuldan arkadaşı falan mı?" dedi 40'lı yaşlardaki sarışın kadın olayı anlamaya çalışırken.

"Ah, evet evet. Sınıf arkadaşıyım. Bugün okulda göremeyince merak ettim de."

Kadın bana imalı imalı baktı. "Hmmm anladım." dedi gülerek. "Mert bugün hastaydı da, ondan gelemedi okula."

"Aa anladım, tahmin etmiştim."

"Ee geç kızım içeri, bekleme dışarıda." dedi kadın.

Çok tatlı ve sempatik biri gibi gelmişti bana bu kadın. Yüzündeki samimi gülümseme ve sesindeki yumuşak ton bunu açıkça belli ediyordu.

"Aa rahatsızlık vermeyeyim." dediğimde, bir yandan da içimden 'nolur ısrar etsin' diyordum.

Kadın "Aa olur mu öyle şey? Buraya kadar gelmişsin. Bir kahvemizi içmeden bırakmam." dediğinde içimden sevinerek "Peki o zaman." diyip içeri girdim.

"Ben Mert'e bi bakayım. En son uyuyordu ama... Uyandıysa haber veririm." dedi kadın.

"Peki." Umarım uyanmıştır.

"Sen salona geç, bekleme ayakta." diyerek bana salonu gösterdi.

Ben de salona gittim. Tam koltuklardan birine oturacaktım ki eski vitrindeki fotoğraflar dikkatimi çekti. Oraya doğru ilerledim ve...

Dünyanın en tatlı fotoğraflarını gördüm : Mert'in küçüklük fotoğrafları.

Yaaa bunlar nee?!! Tipe bak Allah'ımm, o kadar tatlı ki!!

Fotoğrafları çalsam ne olur acaba?

Ay saçmalama Deniz.

Ama ne yapayım ya çok güzellerr?!

İlk Aşk (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin