Ellerimi çeneme dayayıp Gökhan'a sırıtarak bakarken adam rahatsız olmuşçasına benim haricimde her yere bakıyordu. Yeliz ayağıma vurarak kulağıma eğildi. "Napıyorsun kızım, adamın içine düşeceksin. Baksana, rahatsız oldu."
Gözlerimi devirdim. "Naz yapıyor, naz," diyerek sandalyede arkama yaslandım. "Ama unutmamak gerek, fazla naz aşık usandırır."
Yeliz bana, sen kafanda ne yaşıyorsun, bakışı atıp korku dolu gözlerle Gökhan'a çevirdi yüzünü. "Doktor Bey, bir şey soracağım."
Gökhan bir bana bir ona baktı ve başını salladı. "Tabii Yeliz, sorabilirsin."
"Şey..." Yeliz de bir bana baktı bir Gökhan'a. "Siz şimdi beyin cerrahıymışsınız ya, psikiyatriye yönlendirmeden şizofrenleri de tedavi edebiliyor musunuz?"
Yeliz'in bana laf atmasıyla sabır çekerek kolunu cimcikledim. Fakat Gökhan bize takılmadan soruyu düzgünce cevapladı. "Eğer beyinde oluşmuş bir tümör sonucu bu tür davranışları sergiliyorsa hasta, elbette beyin cerrahları olarak bizler de müdahale ediyoruz."
Yeliz masanın üstündeki telefonuma uzanıp bana şifreyi sorduğunda kaşlarım çatıldı. "Ne yapacaksın?"
Bana yarı alaylı yarı kızgın bir bakış attı. "Beyin tomografinin çekilmesi lazım kanka. Senin için randevu alacağım."
Telefonumu önünden çekerken Gökhan'ın kısık sesle güldüğünü duydum. "Ha ve ha," diye homurdandım. "Gökhancığımın yanında ayıp oluyor ama."
Gökhan gülmeyi kesip bana dümdüz bir ifadeyle baktı. "Arya..."
Sırıtarak başımı salladım. "Ne de güzel ismimi söylüyor, değil mi Yeliz?"
Gökhan kendini tutamayıp yeniden güldü. "Siz Z kuşağı neden böylesiniz?"
Yeniden sırıttım. "Nasıl yani, sana aşık mı?"
Yeliz, "Yuh," diye bağırdı. "Bu nasıl bir depar Allah'ım, nasıl bir yürüme..."
Gökhan artık benim böyle espriler yapan bir kız olduğumu anlamış gibi takılmadı söylediklerime. "Ben bunun koşma olduğunu düşünüyorum."
Sanırım çok belli ediyordum onu beğendiğimi. Ağırdan satmam gerekiyordu kendimi. Kafenin içine bakınırken elimle etrafı işaret ettim. "Kusura bakma da Gökhancığım, etrafta bu kadar erkek varken senin peşinden koşacağımı nasıl düşünebilirsin?"
Gökhan parmağımla gösterdiğim erkeklere dönüp baktı. Kaşları hafifçe çatıldı. "Zaten," dedi her kelimenin üstüne basa basa. "Senin yaşında bir kızın peşimden koşmasını istemezdim."
Kirpiklerimi kırpıştırıp ona tatlı bir ifadeyle baktım. "Ne o, yoksa direkt üstüne mi atlamasını isterdin?"
Gökhan arsızlığım, onursuzluğum ve omurgasızlığım karşısında şok yaşarken Yeliz'in gözleri kocaman açılmıştı. "Kızım," diye fısıldadı kulağıma doğru. "Sen bu yaştaki adamları hep böyle mi tavlıyorsun?"
Dudaklarımı büzerek düşündüm. "Aslında," diye fısıldadım ben de ona. "Diğerleri beni tavlıyordu."
Yeliz bana belli bakışı atınca saçmaladığımı anlayıp daha çok kendim gibi davranmaya karar kıldım. "Şaka yapıyorum ya. Ee yenge nerede," diye sordum Gökhan'a. "Var mı sende çoluk çocuk?"
Gökhan başını iki yana salladı. "Hiç evlenmedim."
Sırıtmamı engellemedim. "Oh harika." Verdiğim tepkiye güldüğünde bir soru daha sordum. "Nişan olsun, söz olsun... Peki bunlar?" Yeniden başını iki yana salladığında şaşırmıştım. "Sen bunca zaman neredeydin Doktor Bey? Meğerse sır gibi saklanan bir cevhermişsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR BEY +18 Daddy Issues
Romance+18 Daddy Issues ''Birazdan ameliyata gireceğim, Küçük Hanım. Bu yüzden peşimi bırakmanı tavsiye ediyorum.'' Duyduklarım karşısında ağzım bir karış açıldı. ''Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Az daha kadını eziyordun. Ne biçim doktorsun sen?'' Araban...