Bölüm: 4 Korkusuz Kızın Kabusları

34 7 3
                                    


13.01.2023

Toplantıyı yapmamdan 2 gün geçmişti.

    Ekibin seçmeleri müdürün aniden hastalanması sonucu ertelenmişti. Bombalı saldırıda yaralananları ve ölenleri laboratuvarda incelemiştim. Tabiki ağır koku sonucu ben bile dayanamamıştım.

    Arabama bindim ve saçma bir iş için nişanlandığım canım nişanlımı görmek üzere hareket ettim. Saçma olsa da anlatayım.
Ekibimden Evren bana küçüklüğümden beri deliydi. Ben onu hep
gerizekalı bulsam da gün gelir evlenmem gerekivermişti.

  İsteyerek bir evlilik yapmayacaktım onunla yaşamayacak, takılmayacaktım, da. Bu sadece iş üzerine gerçekleşmişti. Evren Batu'nun arkadaşıydı. Bizim minnoş serseri niye yaşından büyükleriyle takılıyor ben de anlam veremesem de karışmamıştım.

    Arabamı lüks villalarının olduğu otoparka bıraktım. Villanın içine girdiğimde beni bir çalışan karşıladı. Hızlı adımlarla ofisinin önüne geldiğimde, kapıyı çalmaya tenezzül bile etmeden içeriye daldım. Beni görünce yerinden sıçradı.

  Evren "Neden geleceğini haber etmedin?" ona "Etmem mi gerekiyordu?" diye sorarken alttan alttan yaptığı işi toparlamaya çalıştığını görebiliyordum. Birşey saklıyordu. Zaten birbirimize asla güvenmezdik, güvenemezdik ki...

"Yok etmen gerekmezdi yalnızca ürktüm." "Neden ürktün ürkmen gereken bir şey mi oldu?" hızlıca cevap vermesinden birşeyler sakladığını netçe anladım "Hayır! Hayır canım olmadı.Sen neden geldin?" "Beni göndermeye çalışma buradayım işte." dedim açıksözlü davranarak.

  "Neyse ben bir üstümü başımı değiştireyim sen mutfağa geç şarap açalım." dedi ve ofisten çıktık. Ona "Gergin gibisin sarılayım da sana geçsin." bunu öyle inandırıcı söylemiştim ki inanmıştı. Ona sarılırken az önce kilitlediği ofisin anahtarını aldım. Hala anahta kullanması demodeydi.

    Evren yukarı çıktığında hızlıca ofisine girdim. Fazla zamanım yoktu. Neler çevirdiğini anlamam lazımdı. Şifresi benim doğum günümdü. Doğum günümü girerken gözlerimi devirdim.

Bilgisayarda son sekmeyi açtım. Bir konum vardı hızla fotoğrafını çektim. İkinci katta olduğunu anladığım ayak seslerinden bilgisayarı eski konumuna getirdim peçeteyle parmak izlerimi sildim kapıyı kilitledim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Onunla karşılaştık "Anahtarını düşürmüşsün." dedim samimi bir gülümseme takarken suratıma. "Teşekkürler." dedi sessizce adeta fısıldarken.

    Bana yaklaştı dudaklarımı izlerken. Ona yaklaştım. Öpeceğimi zannederken dudaklarını es geçtim ve kulağına fısıldadım "Rüyanda bile o anı göremeyeceksin yazık sana." aşağıya indim o ise arkamdan baktı ve o da en sonunda peşimden geldi.

  Buzdolabını açtım o ise bize kırmızı şarap dolduruyordu. Ben peynir ve meze çıkarttım ve masaya oturduk. Şarabı dudaklarıma dayadım ve acı tadını özlediğimi fark ettim. İki büyük yudum aldıktan sonra peynirden aldım ve şarabın acı tadının yanında güzel bir iz bırakmasını hissettim. Şarap ağzımın içini yakmasının yanı sıra uyuşukluk hissi de yaratmıştı. Şarap kadehini yarıladıktan sonra şarap şişesini aldım ve evden bir şey deme gereği duymadan çıktım. Arabama yerleştim. Abimin evine doğru geldiğimde cam salonda abimin biriyle öpüştüğünü gördüm. Buna katlanmak zorunda mıyım gerçekten? Diye düşündüm ve salona girdim. Abim birden ayrıldı öpüştüğü kişiden. Kadın bana dönünce asistanım Alin olduğunu gördüm. Evet beni şok etmişlerdi.

"Sen ne hakla dalıyorsun benim evime?" dedi abim ben Alin'e bakarken. "Alin derhal seni kovmadan önce çık şu evden!" dedim sinirle. Alin "Ben özür dilerim abin istedi ben bilmiyordum." dedi ve evden koşar adımlarla çıktı.

Geçmişin YabancılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin