bölüm birleştirmesi gibi bir şey yaptım o yüzden bu bölüm ve bundan sonrakiler daha önce okumadığınız, yeni bölümler olduğu için oy vermeyi unutmayınn
O ÇOK BEKLENİLEN BÖLÜM
smutumsu şeyler yok bildiğiniz smut var rahatsız olacaksanız bu bölümü geçebilirsinizzHeeseung'tan
Jungwon'un attığı mesajdaki konuma bakıp evden çıktım. Üzerime ne giydiğime bile bakmayıp kulaklıklarımı taktım hızlıca. Adımlarım hızlıydı ama otobüsü kaçırmıştım bile.
Yarım saatlik yürüyüşün ardından bulduğum taksiye bindim ve varmamızı bekledim. Bara yaklaştıkça netleşen şarkı sesi kulaklarımı acıtmıştı, oysaki kulağımda kulaklık vardı.
Taksiden inip içeri girdiğimde renk değiştiren ışıkların ve yarı çıplak kadınların gözlerimi kanatmamasını sağlayarak etrafa göz attım. Jay görünürde yoktu.
Üst katı olduğunu fark ederek merdivenleri tırmanmaya başladığımda tamamiyle dağılmış haldeki Jay'le göz göze geldik. Yüzünde garip bir sırıtış vardı ve gömleğinin düğmeleri yarıya kadar açılmıştı.
"Heeeeeeesuıııııııuuuuuunggggg."İsmimi uzatarak bağırdığında yanına gelmiştim. Elimi omzuna atarak ayağa kaldırmaya çalıştım ama başarısız bir denemeydi bu. "Jay kalk hadi." Dedim hafif sinirle. Sırf onun Jungwon aşkı yüzünden her gece barlardan adam toplayan ben oluyordum. İşin kötüsü de...neyse.
"Pışt. Buraya kaç kişi oturmak istedi biliyor musun?" Eliyle kucağını gösterdi. "Hiiiiç birisine izin vermedim. Dedim kii 'Benim Heeseung'ım gelicek onla oyun oynarken onu oturtucam.' İyi demiş miyim, hı?"
Kalp atışlarım hızlanırken yutkundum. Tamam, birkaç kere 'kesinlikle arkadaşça' kucağına oturmuşluğum olmuştu ama bunu onun ağzından bu şekilde duymak kesinlikle bana hiç iyi gelmemişti.
"Niye cevap vermiyorsun, beğenmedin mi dediklerimi yoksa? Başka şeyler de dedim de..." Eliyle ağzının kenarını kapattı ve bana yaklaşarak fısıldadı. "Burada söyleyemem, evimize mi gitsek?" Tanrım, lütfen sarhoş Jayler kapatılsın.
"Kalkarsan gideriz."
"Kaldırırsan gideriz." Yaptığı imayı anladığımda göz devirerek onu bir çırpıda ayağa kaldırdım ve koluna girdim. "Aman al götür şunu ya, kaç saattir gri saçlım deyip deyip birisini anlatıyor manyak." Dedi güvenliklerden birisi. Kafamdaki kapüşonumu daha da çekerek Jay'e baktığı için teşekkür ettim ve bardan çıktık. Kapıda bekleyen taksiye Jay'i bindirdiğimde derin bir nefes aldım.
Kendim de taksiye binerek kapıyı kapattığımda kendi evimin adresini verdim çünkü Jay'in ailesi belki onu bu halde görünce kızabilirdi. Gerçi her gece onu gizlice onların evine bırakıp kendi evime geri dönüyordum ama olsun.
Apartmanımın önüne geldiğimizde taksiciden yardım alarak Jay'i indirdim ve apartmana girdik. Merdivenleri çıkarken pis pia sırıttığı için aşırı gıcık olmuştum. Ben burada götümden terler aka aka onu taşıyordum, o gülüyordu.
Kapıyı zar zor açtığımda Jay'i koltuğa fırlatarak, evet fırlattım ve kendimi suçlu hissettiğim için alnını öptüm sonra, kendi odama geçtim. Kendi kıyafetlerimden bir şeyler hazırladım ve hızlıca üzerimi değiştirerek içeri geçip Jay'e baktım. Uyukladığını gördüğümde üstündeki tişörtü çıkarttım ve pantolonunu indirmeye çalıştım.
Oturduğu için zorlansam da sonunda pantolonunu indirdiğimde yanımdaki eşofmanı ayaklarından geçirdim. Sanki daha önce onu iç çamaşırıyla görmemişim gibi bir heyecan vardı içimde. İç çamaşırına bakmamaya çalışarak eşofmanı yukarı çekmeye çalıştığımda kafamda hissettiğim baskıyla duraksadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wonyoung's Brother
Fanfiction"Sunghoon, ben seni hiç bırakmak istemiyorum." Dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Gözlerinin benim gibi dolduğunu görsem de hızlıca gözlerini kırpıştırdı. "Bırakmayacağız, Jake. Asla bırakmayacağız. Gerekirse ülkeyi zombiler bassın, gerekirse salgınl...