geç kalınmış şans

57 17 6
                                    

Ormanın karanlık örtüsü altında, Regulus ve arkadaşları, Avis ve Cormac'ın gizli buluşmasına sessizce yaklaştılar. Yaprakların arasından süzülen ay ışığı, onların gizlenmek için çalılıkların arasına sığınmalarına yardımcı oldu.

Cormac, Avis'e dönerek alaycı bir sesle sordu, "Arkadaşlarına haber vermedin değil mi?"

Avis, gözlerindeki öfkeyi zor bela saklayarak yanıtladı, "Hatırlarsan en son senin yüzünden onları da kaybettim."

Cormac, karanlık bir kahkaha attı, "Üzüldüğümü mü sanıyorsun?"

Avis'in sesi buz gibi keskin çıktı, "Hayır, sen zalimsin."

Cormac, gizemli bir gülümsemeyle, "Evet, zalimim, ama onun kadar değil," dedi ve ardından, sanki geceye ait bir gölge gibi, Voldemort sahneye çıktı.

Regulus, Sirius, Lily ve James, çalılıkların arasından bu beklenmedik gelişmeyi şaşkınlıkla izliyorlardı. Avis, onların orada olduğunu fark etmişti, ancak bir işaret bile vermiyordu.

Voldemort, soğuk ve tehditkar bir sesle, "Planımız işliyor, Cormac," dedi.

Avis, içinden, 'Bu anı bekliyordum,' diye geçirdi. Arkadaşlarının güvenini yeniden kazanmanın zamanı gelmişti.

Regulus, kardeşi Sirius'a baktı ve fısıldadı, "Şimdi ne yapacağız?"

Sirius, dikkatle etrafa bakındı ve cevap verdi, "Bekleyeceğiz. Avis'in bir planı var gibi görünüyor."

Lily, endişeyle, "Umarım çok geç olmadan," diye mırıldandı.

James,  fısıldadı, "Hazır olun. Eğer işler kötüye giderse, müdahale etmeye hazır olmalıyız."

Regulus ve arkadaşları konuşurken, Voldemort Avis'e döndü ve soğuk bir emirle, "Gücünü göster. O lanetli gücünü istiyorum. Şu çalılığı yak."

Avis, dirençle, "Hayır!" diye bağırdı. Orada Regulus ve arkadaşları vardı.

Voldemort'un gözleri daraldı, "Anlamadım," dedi, sesinde tehlike dolu bir sakinlikle.

Avis, kararlılıkla, "Diyorum ki olmaz," dedi.

Voldemort, öfkeyle, "Bana ilk günden karşı mı geliyorsun?" dedi ve parmağını şıklatarak Avis üzerinde boğucu bir baskı yarattı.

Avis, boğuluyor gibi hissetti, ancak direncini korudu. Regulus ve arkadaşları, çalılıkların arasında, nefeslerini tutmuş, ne olacağını bekliyorlardı.

Ormanın karanlık yüzü, gecenin sessizliğini yırtarcasına bir çığlıkla bölündü. "Kızı boğuyor piç kurusu!" diye bağırdı Regulus, öfke dolu bir sesle.

Sirius, onu sakinleştirmeye çalıştı, "Hey, sakin ol," dedi, ancak sesi endişeyle titriyordu.

Avis, boğuluyor gibi hissediyordu, konuşamıyordu, gözleri yaşla dolmuştu. Her nefes alışında, boğazındaki sıkışıklık artıyordu.

Aniden, Voldemort'un ardından Peter Pettigrew belirdi ve çalılıklara doğru ilerledi. Elini sallayarak, bir büyü fırlattı ve çalılıklar yok oldu. Gizlenme yerleri ortaya çıkan Regulus Black ve arkadaşları, şaşkınlık içinde ortaya çıktılar.

Voldemort, onları gördüğünde, Avis'i sertçe yere bıraktı. Avis, yere düşerken boğazını tuttu ve öksürmeye başladı. Nefes almakta zorlanıyordu, ama hayatta kalmak için mücadele ediyordu.

Regulus, hızla Avis'in yanına koştu ve onu desteklemeye çalıştı. "Avis, iyisin, değil mi?" diye sordu, sesinde panikle.

Avis, öksürükler arasında, "Evet, sanırım," diye zorlukla yanıtladı.

Sirius, Voldemort'a dönerek, "Bunu neden yaptın?" diye bağırdı, gözleri öfkeyle parlıyordu.

Voldemort, soğuk bir gülümsemeyle, "Güç gösterisi, sevgili Sirius. Güç gösterisi," dedi, sesindeki karanlık niyeti saklamadan.

Lily, James'in elini sıkıca tuttu ve "Bu kadarına izin veremeyiz," dedi, kararlılıkla.

James, kılıcını çekti ve Voldemort'a meydan okurcasına, "Bir daha asla Avis'e ya da başka birine zarar veremezsin," dedi.

Orman, bu karşılaşmanın ağırlığı altında sessizce beklerken, Çapulcular ve Regulus, Voldemort ile yüzleşmek için hazırlanıyorlardı.

𝐏𝐇𝐀𝐍𝐓𝐎𝐌 ⸻Regulus BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin