¿‽

743 67 32
                                    

İlkbahar sıcak olsa da, akşamları soğuktu. Okul açıldığından beri bir hafta geçmiş, iyileşen yaralarına bakarak bir şeyler başardığını hissediyordu.

Şimdiyse akşam saatleri, pazar günüydü ki maalesef annesi mesai için tekrardan işe gitmiş ve İzuku evde yalnız kalmıştı. Alışmıştı. Televizyonu açtı ve rastgele bir şeyler karıştırmaya başladı, kafasını dağıtması gerekiyordu... Telefonunun parçalandığını hâlâ annesine söyleyememiş, yenisini almak için bursunun yatmasını bekliyordu.

Onun için sorun değildi, bir şeyleri kendi başına halletmek. Bilirsiniz yalnız çocuklar her şeylerini kendileri halleder, küçük yaşta yetişkin olurlar, ayakta durmayı bilirler. O çocuklardan biri de İzuku'ydu, zavallı çaresizliği kalbine gömülmüş, ayakta durmak zorunda bırakılan çocuktu o.

Televizyona dalmış iken, yine. Yine kapıya şiddetle vurulan yumruklar.

"Aç şuğ kapığı döl israfğı! A-anneğn nerde!?"

"Hayır... Yine mi hay sikeyim..."

İzuku bu sefer tüm kapıları kilitlemişti... Önceki anları tekrar yaşamamak adına annesi çıktığı gibi tüm kapıları ve camları kontrol etmişti. Korku iğrenç bir şeydi, tabi korktuğunuz şey bir insanın eylemleri ise daha bir iğrençti.

İzuku sarhoş babasının ki baba demek bile tiksindiriciydi, ondan nefret eden en büyük kişisinin babası olması... Hava küçüklüğünde yediği dayaklar gibi kokmaya başladığında, elleri titremeye başladı oğlanın. Oh... Lütfen, lütfen panik atak geçirmesin, tek dileği buydu.

Duymamak için odasına kendini atmış ama nafile... O boğazı tütün içmekten yıpranmış herifin gür sesi evin her yerinden duyuluyor, İzuku'nun nefesini darlamaktan başka bir şey yapmıyordu.

Yatağına yatıp, yorganı başına çekti. Titremesi adamın her bağrışında daha da büyüyor, nefesi darlanıyordu.

"Hayır... Hayır, hayır hayır h-hayır...."

Avuçlarının içinde sımsıkı tuttuğu yeşil saçları... Sevilmek için olan o saçlar, stresten dökülüp duruyorken bir de acıyla çekiliyordu şimdi. Zordu.

Kapı tekmeleme sesleri, şimdiye arka kapıdan geliyordu o iğrenç bağrışlar.

İzuku ellerini saçlarından çekip, sol kolunu tırmalamaya başladı. Uzamış tırnakları etine kadar batıyor, iyileşmekte olan jilet izlerinin yara kabuklarına takılarak onları da beraberinde soyuyor, kendini parçalıyordu.

Keskinliğe yenik düşen oğlan, son çare olarak hızla kan ter içinde dikilerek banyoya doğru gidiyor ve kapıyı da şiddetlice çekerek klozete yaslanıyordu.

İğrenç derecede ter kokuyordu şimdide.

Banyonun suyunu açtı ve kendini kıyafetleriyle birlikte attı duşa, su sesi adamın pis bağrışlarını örtüyordu.

Her ne kadar sesler örtülse de, İzuku'nun kafasında ki sesler örtülemiyordu.

Banyonun köşesine sıkıştırdığı jilet çarptı gözüne, titreyen eli buldu jileti.

Façalar bağımlılık yapar evlatlarım, insanlar kestikçe kesmek ister kendini bu pis Dünya da. Kanın akışı rahatlatır vicdanlarını ve duygularını.

Yazık, acınası bedenlerin çaresizlikten kendilerine uydurdukları tedaviler.

İzuku dayanamıyordu, jileti köşeye koymuş, suyun altında kafasını duvara vurup duruyordu, düşünmek istemiyordu artık.

"Tanrım! Tanrım bitir işimi... Y-yalvarı-rığm..."

Sakinleş sakinleş... Gözünde canlanır koskoca bir aşk figürü; Katsuki, o sana iyi gelecek, yanında olacak...

İnsan bekler mi kendini kurtarmayan Tanrı dan aşkının kurtaracağını düşünecek kadar düşüyorken?

Ama şu anda yanında değil?
Seni duymuyor,
Çığlıklarını işitmiyor.
Acını kavrayamıyor.
Kabullen
YALNIZSIN.
YAPAYALNIZ ACI İÇİNDE .

.
.
Yalnızsın.
Tamamıyla acılarına gömülüyorken.

İntiharlarda böyle olur sevgilim,
Aşıkları, kimseleri yanlarında onu zor durumda kurtarmaya gelmedikleri için.

İşte bu yüzden, eline tekrar geçen jileti vurdu kendine.

Kanlar suya karışıp gidiyorken, atık sular tattı acıyı, kan kokusu boyadı buharlanmış banyoyu lakin sadece oğlana kokmadı koku, o sadece tattı, tattı pis demir tadını.

Afiyet olsun, acıların bir tabak bitter çikolata gibi doldurmuş tabağını-

Ve oğlan delirir bir şekilde hüngür hüngür ağlayarak beyninde ki sesi işitti.

Afiyet olsun.

"A-anne!

Anne k-kurtağr beni..."

____________________

____________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sick Days | ᵇᵃᵏᵘᵈᵉᵏᵘHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin