8.Bölüm♡

759 90 68
                                    

Sabah gözlerimi alarmın çalması ile açtım. Yataktan kalkıp banyo'ya gidip elimi, yüzümü yıkadım.

Dolaptan takım elbisemi alıp giyindim.

Herkesten önce uyandığım için kahvaltı hazırladım ve kahvaltımı yapıp evden çıktım. Arabama binip hastane yoluna sürdüm.

Hastaneye girdiğimde Lia hemen yanıma gelip 2 gündür boşladığım işleri anlattı. Çok fazla işim olduğu için odama girip ceketimi çıkardım ve beyaz önlüğümü giydim. Hastalarım yavaş yavaş geliyordu e hâliyle yoruluyordum.

Öğle arası olmuştu kafeteryaya gidip yemeklerimi aldım ve boş bir masaya oturdum. Tam yemeklerimi gömmeye başlamıştım ki önüme biri oturmuştu kafamı kaldırıp baktığımda o kişi Chan idi. Yemeklerimi alıp ayağa kalktım ama o önüme geçip yemeğimi masaya geri koydu.

"Yalvarırım konuşalım" sesi çaresiz ve üzgün geliyordu fakat ben onunla konuşmak istemiyordum.

"Ne konuşacağız? Beni nasıl siktiğini mi?" Chan yüzüme iyice bakıp kolumdan tuttuğu gibi tuvalete getirdi ve bir kabine sokup üzerimize kilitledi.

"Ne yapıyorsun delirdin mi? Çekil şuradan" geçmek için onu ittiğimde belimden tutup kendisine yaklaştırdı.

"Konuşacağız hemen! şimdi!" Tamam seung sadece konuşacaksınız ve bitecek.

"Burada olmaz odama gidelim" kafasını sallayıp önümden çekildi. Kapıyı açıp kabinden çıktım benim çıkmam ile oda çıktı. Karşımızda bize şaşkınlıkla bakan Tae hoca ile Chanı kabine geri ittim.

"Seung-" demesine izin vermeden baş selamı verip kahkaha attım. "Nasıldınız Tae hocam?"

"İyiyim sen nasılsın?"

"İyiyim bende eşiniz bay jk nasıllar iyisinizdir inşallah. Benim arkadaşım kabız olmuşta onu destekliyordum iyi günler." Dedim ve baş selamı verip çıktım tuvaletten. Arkamdan gelen chan ile odama girdim tabi oda arkamdan.

"Ne var çabuk konuş işlerim var ben senin kadar boş değilim" bana yaklaşıp koltuklardan birisine oturdu bende kendi sandalyeme oturup ona beklentiyle bakmaya başladım.

"O gün az çok ayıktın biliyorum. Uzun zamandır senden hoşlanıyorum ben ama karşına çıkacak gücü kendimde bulamıyordum evine giren hırsız bendim" nee lan hırsız bu muymuş? Siktim seni

"Lan evime ne diye giriyon oruspu çocuğu onu boşver kasayı söküp götürmek ne!" Çok sinirlenmiştim çünkü kasada gizli belgelerim vardı.

"Küfür etme! Kasa hâlâ bende o kadar kolay şifre koymuşsun ki açmak 2 saniyemi almadı. Neyse takıldığın yeri sikeyim tövbe tövbe bozdurdun ağzımı gene!" Ben mi bozdurdum? Mala bak ya döverim ben bunu yaşlı moruk

"Bana bak ayağı bir çukurda olan yaşlı moruk benimle uğraşma ve benden uzak dur ha eğer korece bilmiyorsan sana arapça anlatırım nede olsa ana dilin" ohhh saydır seung valla içimin yağları eridi. Yağları toplasana amk kaç lira olmuş yağ

İç ses sus çarparım sana şuradan

Tm

"28 yaşındayım ben çok mu yaşlı sayılırım?" Evet çok yaşlısın

"Evet baksana yüzün buruş buruş aynı gömleğim gibi" diyip kahkaha attım sinirim bozuldu kusura bakın.

"İsterseniz gömleğinizi her gün ütüleyebelirim bayım" bu bir evlilik teklifi miydi? O zaman kabul etmiyorum

"Yok sağ ol ben ütülerim" göz devirip büyük camın önüne geçip manzaraya baktım. Belime sarılan kollar ile hızla arkama dönüp tokat attım.

"Lan az önce benimle uğraşma dedim sana sümük gibi yapıştın ya siktir git!"

Bir anda dudağımda ki baskı ile dondum

"Sana seni sevdiğimi söyledim biraz ciddiye al" dedi. Aslında herkesin bana aşık olduğunu söyleyemedim...

"Cidden karşıma çıkma! Kız kardeşim dediğim kız ile sevgilisin ve gelip bana mı yürüyorsun? Seviştiğimiz gece benim senin sevgilinin abisi sayıldığımı düşünseydin keşke. Bu, bu beni öldürüyor resmen eniştem ile seviştim ben!  Seninle birlikte olmamı  istiyorsan daha çok istersin sen benim sadece bir gece zevk aldığım adamsın başka bir şeyim olamazsın" çok mu ağır konuşmuştum acaba? Aman boş ver seung hakketti.

"Anladım, görüşürüz bay seungmin" dedi buruk bir gülümseme ile ve kapıyı çarpıp çıktı.

Tanrım, kahretsin! Resmen çocuğa sex oyuncağımsın demiştim cidden delirdim

"Bay seungmin iyi misiniz?" Lia'nın sorusu ile kendime gelmiş ve kafamı 'evet' anlamında salladım. Yerime oturduğumda lia kahvemi masaya bırakıp çıktı.

Sonunda işlerim bitmişti ve eve gidebiliyordum hızla üstüme ceketimi ve çantamı alıp çıktım. Eve vardığımda bavulumu vs alıp arabaya koydum sonunda çocukların yanına gidebilmiştim.

Artık kendi evime dönüyordum ev temizlenmiş ve düzenlenmişti ama ben korktuğum için gitmiyordum ama artık gidebilirdim.

"Çok şükür kurtuluyorum senden" dedi Minho. Acaba Minho'yu öldürsem jisung beni öldürür müydü?

"Bende senden minho çok şükür eve gider gitmez şükür namazı kılıcam" diyip sarıldım oda bana sarılıp bıraktı.

"Seung bebekler doğana kadar gitmesen?"dedi jisung. Yok daha neler ben daha fazla Minho'yu çekemezdim.

"Sanki suriyeye savaşa gidiyorum ne bu ya salak mısınız siz? Evim 5 mahalle ötede görmek istersen gelirsin" Jisung kafa sallayıp bana sarıldı ve ayrılıp elindeki Cheesecake'ini yemeye devam etti Tanrım resmen bir sincap

"Felix nerede?" Demem ile Minho bilmiyorum diye başını salladı.

"Neyse bay bay ha bu arada aynı odada uyumak yok! Okay?" İkiside kafasını salladı ve gülüp oradan ayrıldım. Eve gelip kıyafetlerimi güzelce yerleştirip yatağa girdim. Bugün olanları düşünmeye başlamıştım çünkü gerçekten çok garipti resmen çocuğa sürtük dedim kafayı yiyorum ya!

Derin bir uykuya dalmam gerekiyordu bu yüzden gözlerimi kapatıp 100'e kadar saymaya başladım ve uyudum.

Selam baya bir süre bölüm atamamıştım tam bölüm yazıcam bu deprem oldu gerçekten çok üzülüyorum umarım bu felâket çabuk biter çünkü gördükçe kalbim acıyor.

Sizi seviyorum ve dikkat edin kendinize eğer kendinize dikkat etmezseniz rüyanızda Chucky minho'yu görün 🔪

Hastasıyız Dede / Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin