Kaybolma olayından tam 1 hafta geçmişti. O gün Çağanın bana neden öyle davrandığını her an sorguluyordum. Nolmuştu? Ne değişmişti?. Kafayı yemek üzereydim. Tabiki de o olay hakkında hiç konuşmamıştık. Zaten ondan sonra tekrardan zorbalık yapmaya başlamıştı. Daha önce hasta olduğu hakkında şaka yapıyordum. Ama şuan ciddiyim. Çağan hasta! Hemde ruh hastası!. Ve öyle görünüyor ki o hiç bir zaman düzelmiyecek.
3 cü kata çıktığımda sınıfıma irelledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Çağan ve çetesi ve bir kaç öğrenci vardı. Sırama irelledim. Çantamı koydum. Kitabımı çıkaracakken gözüm sırama kaydı.
"Ucube"
"Ezik"
"Kokmuş cadı"
"Pick me"
"Kaşar"
Gördüğüm şeyler karşısında şaşırmıştım. Öylece sırama bakıyordum. Gülme sesleri gelince Kafamı kaldırdım. Çağan ve çetesi kıkırdıyordu. Ben onlara bakınca kahkahayı patlattılar.
Çantamdan ıslak mendil çıkardım ve silmeye başladım. Sildikten sonra mendili çöpe attım. gelip yerime oturdum. Kollarımı sıramda birleştirdim ve kafamı koydum. Gözlerim dolmuştu. Bu laflar çok aşağılayıcıydı.
5 dakikanın ardından zil çalmış ve ders başlamıştı. Kafamı kaldırdım. Hoca sınıfa girdi. Ve ders başlamıştı.
****
Tenefüstü. Alisa kantine gitmişti. Bende boş boş bütün okulu bildiğin geziyordum. Nedense takip edildiğimi hissediyordum. Ama pek kafaya takmadım.
Okulun bir havuzu vardı. Ayaklarım beni istemsizce havuza getirdi. Havuzun etrafında dolanıyordum. Çok boş bir insandım.
"Vay vay Tiryaki? İğrenç bir fare gibi ne dolanıyorsun?" Duyduğum sesle kanım dondu. Çağan! Ne tesadüf ama! Tabikide beni takip etmedi(!).
Arkamı döndüm. Bu sabah yaptıkları aklıma gelince için burkuldu. Aynı zamanda sinirlenmiştim. Birşey demeden yanından çıkacaktım ki, beni omuzlarımdan sertçe geri itdi.
"Nereye kaçıyorsun? Daha eğlenicez!" Dedi pişkince sırıtarak. Korkmaya başlamıştım. Yutkundum. Üzerime gelmeye başladı. Geri çekilecekken kolumdan tuttu.
"Bırak!" Dedim kolumu çekiştirerek. Aksine daha sıkı tuttu. Kolumu sıkıyordu. Acıtıyordu. Ama acıyı yansıtmayı sevmem.
"Ya bırak! Allah'ın cezası bırak!" Dedim bağırarak. Aniden beni havuza itdi. Ve havuza düştüm!
Su çok soğuktu. Hatta buz gibiydi. Suda kıvrandım. En sonda kafamı sudan çıkardım. Çağan kahkaha atıyordu.
"Pardon elimden kaydın!" Dedi ve gülerek gitti. Suda öylece kaldım. En sonunda Sudan çıktım ve hızla kızlar soyunma odasına irelledim. Kahretsin!
İçeride bir kaç kız vardı. Ve içlerinde 2 hafta önce dövdüğüm kızlardan ikisi vardı. Diğerleri aralarında kıkırdamaya başladı. O iki kız aksine kahkaha atıyordu.
"Aa bak burda kim varmış! Kokmuş balık!" Dedi gülerek. Hemen dolaba irelledim. İçinden yedek kıyafetlerimi çıkardım. O kızlar hala gülüyordu. Ama şuan onlar gram umrumda değildi!.
Üstümü değiştim. İstemsizce gözüm dolmuştu. Ve kendime soruyordum. Bunları hak edicek ne yaptım?. Hayır benim bir suçum yok! İnsanlar hepsi canavar!. Ve aralarında Çağan.. İğrenç bir varlıktı.
Üstümü değiştirdim. Hocadan izin aldım. Sınıftan hızla çantamı aldım ve sınıftan çıktım. Koşarak okuldan çıktım. Çağan efe ak sen canavardan korkunçsun!.
Yeni bölüm 30 oyda.
Şimdi diyeceksiniz ki Çağan seviyorsa takıntılıysa neden zarar veriyor?. Arkadaşlar Çağan takıntılı. Ve takıntılı insanlar takıntı yaptıkları kişilere zarar verirler. Umarım anlamışsınızdır.
Kalın sağlıcakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Zorbam
FanfictionBu kurgu tamamen hayal ürünüdür!. Kurgu cringe gelebilir çünkü, bu kurguyu ciddi olarak yazmıyorum. Sadece kafa dağıtmak için.. Saçma yorumlarınızı kendinize saklayın:) "Peşimi bırakmıyordu. Beni gizlice gözetler ve yalnız olduğumda sıkıştırırdı. O...