Takıntılı Zorbam

[27]*Eski sevgili*

Alisanın anlatımıyla:
Yine normal bir sabah, normal okul günüydü. Ya da ben öyle sanıyordum..
Sıramda oturmuş önümdeki defteri karalıyordum. Zilin çalmasına son 3,4 dakika kalmıştı.
Yan sırada bende iki sıra arkada oturan Çağan ve Tuanaya baktım. Cilveli cilveli konuşup, gülüyorlardı. Gülümsedim.
Tuanaya şöyle bir baktım. Kahve gözleri ve kahve saçları.. Aynı Melis gibi. Ona benziyordu.
Zilin çalmasıyla hemen önüme döndüm. Bu sırada İngilizce hocası sınıfa girdi. Hemen ayağa kalktık ve selam verdik.
Yerimize geri oturduğumuz da kapı çaldı. İngilizce hocası "gel" komutu verdiğin de kapı açıldı. Yeliz hoca sınıfa girdi. Ama ardından gelen kişiyle olduğum yerde kilitlendim. Nasıl?..

"Pardon hocam bölüyorum" dedi Yeliz hoca. "Önemli değil" demişti ingilizce hocası. Ardından Yeliz hoca yanındaki kızı gösterdi.

"Gördüğünüz üzere arkadaş Melis iki yıl sonra yeniden aramızda" dediğinde gözlerim açıldı.
Bir kaç kişi sevindiğini belirten mırıltılar çıkarıyordu.
Okulların kapanmasına 3.5 ay kalmıştı. Nasıl geldi ki? Ah tabi Melisin annesiyle ve Yeliz hoca arasında bir bağ var.

Melis bir yere geçmiş, Yeliz hoca gitmişti. Ders devam ediyordu. Ben o an duyduklarımı ve gördüklerimi idrak etmeye çalışıyordum. Ruhsuz bir ifadeyle gözümü bir yere dikmiş bakıyordum.
Zorlada olsa kendime gelmeye çalıştım ve arkamı döndüm. Çağan..
Çağan önünde yan sırada önünde oturan donmuş bir ifadeyle Melise bakıyordu. Ee tabi özlemişti biricik eski sevgilisini!
Melisin de ona dönüp bakmak için can attığını biliyordum.
Çağanın yanında oturan ve masum bir şekilde ders dinleyen Tuanaya baktım. Korktuğum başıma gelmişti. Evet aynen düşündüğüm gibiydi.

Çağan Tuanaya takıntılıydı, çünkü onu eski sevgilisine benzediyordu..

Peki, Tuana bunu anlasa nolucaktı? Muhtemelen dünyası başına yıkılırdı. Kullanıldığını hissederdi.
Melise baktım. Eski en iyi arkadaşım olan Melise. Kardeşim yerine koyduğum Melise. Çağanın herkesten çok değer verdiği Melise. Hiç kimseye haber vermeyip bir mektubla beni bırakan Melise. O mektubla Çağanı bitiren Melise..
İçim burkuldu. Ardından önüme döndüm. Aklıma gelen şeyle yutkundum. Umarım korktuğum başıma gelmezdi..

***
Ders bittiği gibi Çağanı bir bahaneyle kimsenin olmadığı kolidora çekmiştim. Çağan.. ruhsuz bir ifadeyle bakıyordu. Sanki bütün duyguları bir pipetle emilmiş gibiydi. Gözlerinde sadece boşluk vardı. Büyük bir boşluk..
Yutkundum.

"Onu hala seviyorsun" dedim hiç düşünmeden. Çağan neye uğradığına şaşırmış olucak ki kaşları çatıldı.

"Melisi hala çok seviyorsun" dediğimde seslice yutkunmuştu. Dudaklarımı birbirine bastırdım ve ardından nefesimi dışarı verdim.

"Bu yüzden Tuanaya takıntılıydın demi?" Dedim. Sesim titremişti sorarken. Ya bu olay benim başıma gelseydi?.
Çağan cevap vermedi. Sadece boş gözlerle bakıyordu.

"Neden yaptın bunu Çağan!?" Dedim en son kendimi tutamayıp. Yutkundu.

"Bunu o kıza neden yaptın! Aylarca neden ona zorbalık yaptın!?. Ha cevap ver!. Noldu!? aşkından delirecek, sarhoş olup kapısına dayanacak, sırf senden nefret etti diye ağlayacak kadar çok seviyordun onu. Cevap ve-" derken sözüm kesilmişti. Duyduğum ses kanımı dondurmuştu.

"Alisa? Çağan?"

Bu Tuananın sesiydi.
Korkuyla kafamı Tuanaya çevirdim aynı şekilde Tuanada. Tuana hiç istifini bozmadan yanımıza geldi.

"Ee napıyorsunuz?" Dedi tebessüm ederek. İçimden bir oh çektim. Ardından bende yalandan gülümsedim.

"Hiç Çağan arkadaşımla havadan sudan sohbet ediyorduk" dedim. Tuana kafasını Çağana çevirdi.