Elimdeki kitablarla dolabıma doğru ilerliyordum. Dolabın önüne geldiğimde hemen açtım ve kitapları düzenli olarak yerleştirdim. Köşede duran aynamı elime aldım ve saçımı düzeltmeye başladım. Bu sırada arkamdan Giray geçti. Hemen aynayı yerine bırakıp dolabı kapattım. Hemen Girayın peşinden ilerledim ve kolundan tuttum. Arkasını döndüğü sırada göz göze geldik. Giray ilk şaşırsada sonradan yüzüne korku indi. Tamam artık neler döndüğünün öğrenme vakti geldi!
"Giray konuşabilir miyiz?" Dedim. Yutkundu.
"Konuşmasak" diye mırıldandı.
"Efendim?" Bilerekten duymamış gibi yaptım. Bu durum beni üzüyor du. Ama birşeyleri öğrenmeliydim.
"Tabi konuşalım. Konu nedir?" Dedi. Nefesimi verdim.
"Giray benden neden kaçıyorsun? Kötü birşey mi yaptım? Kalbini mi kırdım? Eğer birşey yaptıysam gerçekten özür dilerim. Ama yinede öğrenmek istiyorum. Benden niye kaçıyorsun?" dedim direk konuya geçerek. Affalladı ve gözlerini kaçırdı.
"Evet seni dinliyorum" dedim ısrar edercesine. Normalde ısrar etmezdim. Ama gerçekleri bilmezsem patlarım.
"Naber!" Diye ses geldiğinde sesin sahibine döndüm. Çağan!
Çağan bir kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. Başıma öpücük kondurup kafasını geri çekti.
"Ee napıyorsunuz?" Dedi ve bakışlarını Giraya çevirdi.
"Giraycım nasılsın? İyisindir umarım" dedi. Giray yutkundu. Bu sırada ben Çağana şaşkınlıkla bakıyordum. O Giraydan nefret ederdi!
"Hiç sohbet ediyorduk" dedim. Çağandan sert bir tepki beklerdim. Ama hiç düşündüğüm gibi olmadı.
Giray tırsak bakışlar atıyordu. Aynı zamanda alt dudağını kemiriyordu. Zorla gülümsemeye çalıştı. Sadece çalıştı.
"Ee Giray, arkadaşım! Hiç uğramıyorsun. Darıldım bak!. Bugün istersen boks meydanında buluşa biliriz!" Dedi Çağan sırıtarak. Arkadaş? Uğramak? Boks meydanı?.
Girayın yüzüne dehşet indi. Geriye doğru adımlamaya başladı.
"Yok abi senin sevgilin var! Onunla takılırsınız. Hem siz çok yakışıyorsunuz!. Neyse hoşçakalın!" Dedi ve koşarcasına, pardon koşarak yanımızdan ayrıldı. Mal gibi arkasından bakmaya başladım.
"Haklı aslında. Hatta bugün bize gidelim eğleniriz" Çağan dediğinde hışımla kolunun altından çıktım.
"Ne oluyor Çağan? Girayla sen ne iş?" Dedim çatık kaşlarımla.
"Birşey olduğu yok sevgilim. Neyse boşver gelicekmisin bugün bi-"
"Çağan!" Diye uyardım sinirle.
"Ya birşey yok diyorum!" Dedi inkar ederek.
"İyi tamam bunu sen istedin!" Dedim ve arkamı döndüm gideceğim sırada kolumdan tuttu ve beni geri çekti.
"Dur gitme b-"
"Anlatıyormusun anlatmıyormusun!?" Dedim sitemle. Of ladı.
"Sana bakdığı gözünü morartdım, burnunu kırdım, arka dişlerine hasar verdim, k-" Çağan sanki çok normalmiş gibi anlattığında"ne!?" Diye bağırdım. Kolidorda olduğumuz için herkes bana bakmaya başladı. Yutkundum.
"Pardon" dedim kızararak. Ardından Çağana döndüm.
"Manyak herif! Neden dövdün çocuğu?" Diye tısladım.
"Çok samimiydiniz ve o an beynime kan sıçradı. Eskidendi diyecektim ama yine olsa yine yaparım" dedi.
"Tüh Allah seni kahretmesin!" Dedim sinirle. Çağan 5 yaşındaki çocuk gibi omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Zorbam
FanficBu kurgu tamamen hayal ürünüdür!. Kurgu cringe gelebilir çünkü, bu kurguyu ciddi olarak yazmıyorum. Sadece kafa dağıtmak için.. Saçma yorumlarınızı kendinize saklayın:) "Peşimi bırakmıyordu. Beni gizlice gözetler ve yalnız olduğumda sıkıştırırdı. O...