Apartmandan çıktım. Sıkıntılı şekilde nefesimi dışarıya verdim. Zorla gülümsedim. Okula gitmek istemiyorum. Ve bunun sebebi ise zorbalıkdı. Bazıları okula dersler yüzünden gitmek istemezken, ben zorbalık yüzünden istemiyordum. Artık canımdan bezmiştim. İsyan ediyordum. Ben bu okula niye gidiyorum!?. Tabikide İstanbulda yaşamak, çalışmak, kendime yeni bir hayat, düzen kurmak için!. Ama yook! Aksine zorbalıklarla uğraşıyorum. Teşekkürler hayat(!)
Okulun girişinde Alisayı görünce gülümseme takındım. Alisa beni görünce yaslandığı duvardan dikleşti. Üzerime doğru gelmeye başladı. Yanıma geldi. Tam günaydın diyecektim ki sözümü kesti.
"Tuana! Dün neredeydin!?" Dedi telaşla. Ona haber vermeyi unutmuşdum. Benim hatam.
"Günaydın Alisa" dedim onun aksine daha sakin bir şekilde.
"Günaydın, günaydın" dedi. Ve açıklama beklermiş gibi bakmaya başladı.
"Dün işim olduğu için erken çıkmak zorunda kaldım. Acele olduğu içinde sana haber veremedim" dediğimde rahat bir şekilde nefesini verdi.
Konuyu değiştirdim ve sohbet ederek okula doğru irelledik. Kısa bir sürenin ardından okula varmıştık. Kolidorda yürüyorduk. Dolabıma irelliyordum. Her yerde öğrenci vardı tabi.
Gittiğim anda birisi çelme taktı. Dengemi kaybedip yere düştüm.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun!" Bağırdı Alisa. Kafamı kaldırdığımda o kızları gördüm. Ve aynı zamanda herkes bize bakıyordu.
"Duyduk, duymadık demeyin!" Diye bağırdı kız anlamaz şekilde ona bakıyordum. Tabi benimle dahil herkes bakıyordu.
"Bu kız Çağan efenin bir oyuncağı!.." dediğinde şaşırmıştım. Ne diyordu bu!?
"Ve bu kız haddini çok aştı! Ona haddini bildirelim!" Dediğinde etraftaki herkes kendi aralarında konuşmaya, bana iğrenç bakışlar atmaya ve gülmeye başladı. Fotoğrafımı bile çekiyorlardı.
Kenardan durmuş bize bakan Çağanı farkettim. Tepkisizce bakıyordu. Sanki burda yaşananlar onun suçu değilmiş gibi!. Hızla ayağa kalktım.
"Ne diyorsun be sen!?" Bağıran Alisanın kolundan tuttum ve çekiştirmeye başladım. Hızla onu sınıfa getirdim. Sınıfta birkaç öğrenci vardı. Onu hızla oturtup kendimde yanına oturdum.
"Alisa lütfen sakin!"
"Ya nasıl sakin olayım! Sen Çağanın oyuncağı falan değilsin!"
"Elbette ki öyle deyilim! Ama bu işe bulaşma. Benim yüzünden birşey olmasını istemiyorum"
"Tuan-"
"Yemin ederim yüzüne bakmam" en son dediğimde Alisa pes etmiş ve kafasını saklanmıştı.
"Ama kendimi fazla tutamaya bilirim, bunu bil!" Dedi ve yanımdan kalktı.
Kafamı sıraya koydum. Neden böyle olmuştu herşey?. Çağan yetmez miş gibi! Bide bütün okul!. Hepside Çağanın yalakası. Allah'ım bu halimede şükür!. En azından moralim bozuk, bunlar gibi karakterim bozuk değil.
•••
"Alisa sen kanitine git bize yer kap, bende geliyorum hemen" dedim. Alisa kafasını salladı ve sınıftan çıktı. Kitabımı çantama koydum.
Sınıftan dışarı çıktım. Normal şekilde kolidorda yürümeye başladım. Aniden arkadan birisinin beni itmesiyle yere doğru boyladım.
Ne olduğunu anlamadan birisi saçımdan tutup çekmeye başladı. Etraftaki herkes ya gülüyor, yada fotoğrafımı çekiyordu.
Kafamdan aşağı soğuk suyun dökülmesiyle olduğum yerde kaldım. Kafama aldığım sert darbeyle geriye doğru yığıldım. Birisi top atmıştı. Kafam çok acıyordu. Herkes gülüyordu, dalga geçiyordu.
Hemen ayağa kalktım ve arkamı döndüm hızla sınıfa doğru koştum. Sınıfta kimse yoktu. Sırama gelip oturdum. Göz yaşlarımı serbest bıraktım.
"Tuana!" Kafamı kaldırdığımda Alisayı gördüm. Hemen yanıma koştu. Ağzımdan hıçkırık koptu.
"Allah beni kahretsin! Seni yalnız bırakmamalıydım!" Dedi. Artık ağlıyordum. Cidden suçum neydi.
Alisa bana sarıldığından hıçkırıklarım artmıştı. Güçlü görünme çabaları hepsi boşa gitdi. İşe yaramazım. Cidden bırak güçlü olmayı, görünmeyi bile başaramadım. Bu nasıl acizliktiktir be?.
"T-tuana sakin ol" dedi sesi titriyordu. Bu çok acınası halde olduğuma işaretdi.
"Dayanamıyorum!" Dedim hıçkırıklarımın arasında. Kendimden nefret ettim.
"Böyle giderse okuldan ayrılıcam" dedim ve burnumu çektim. Alisa yutkunmuştu.
Yazardan
İki kız sınıfta çaresiz haldeydi. Genç kız böyle giderse okuldan ayrılacaktı. Bu tabiki arkadaşını sarsmıştı. Ona çok alışmıştı. Gitmesini istemiyordu. Onsuz bir okul ona çok boş geliyordu.Genç kız okuldan ayrılacağını dile getirdiğinde onları dinleyen kişiden habersizdi. Evet. Genç çocuk olanlara şahit olmuştu. Ve tam bu sırada takınt yaptığı kız ordan kaçmış sınıfa gelmişti. Ardından arkadaşıda yanına gitmişti. Genç çocuk onları dinlemişti. Genç kızın çıkma isteğini duyunca kafasından aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Hayır olmaz! Gidemezdi!. Genç çocuk bunu istemiyordu. O giderse delirmekten beter olurdu. İzin vermicekti. Kızın gitmesini izin vermicekti. O kız onundu diyordu. Ona sadece kendisi dokuna bilirdi. Başkasının dokunmasına izin vermezdi. Zaten bu sabahki olaylar onu bir hayli kızdırmıştı. Aklında planlar kuruyordu.
Aklına gelen şeyle sırıttı. Kurduğu plan sayesinde hiç kimse ona yaklaşamicaktı. Genç çocuk zatne bunu istiyordu. Çünkü onu herkesden kıskanıyordu. Arkadaşından bile kıskanıyordu bazen. Genç çocuk kafayı o kızla bozmuştu. Ve genç kıza olan takıntısını sadece arkadaşları biliyordu..
Bitti!
Sence Çağanın planı ne?
Tuana okuldan ayrılacakmı?
Alisa çok pişman ve bundan sonra arkadaşını yalnız bırakmicak.
Çağanın takıntısı? Arkadaşları?
Hepsi gelecek bölümde.Yeni bölüm 40 oyda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takıntılı Zorbam
FanficBu kurgu tamamen hayal ürünüdür!. Kurgu cringe gelebilir çünkü, bu kurguyu ciddi olarak yazmıyorum. Sadece kafa dağıtmak için.. Saçma yorumlarınızı kendinize saklayın:) "Peşimi bırakmıyordu. Beni gizlice gözetler ve yalnız olduğumda sıkıştırırdı. O...