Selaaaam herkese! Keyifli Okumalar diliyoruumm ve hemen bölümee!
13. Bölüm: Aren Kim?
Eve girdiğim gibi çantamı bir kenara fırlatırken o çantanın kaç dolar olduğunu umursamıyordum bile.
Bu kız kimdi tanrı aşkına. Oradan gidiyordu buradan çıkıyordu.
Kendimi yatak odama atıp üstümdeki kırmızı elbiseyi sıyırdım hızla.
Salak Aren! Salak.
Kendime kızıyordum kendime! Bir de o kadar yakınlaşmıştık. Ya da ben yakınlaştığımızı düşünmüştüm. Aptaldım!
Ya ama Miraç ağabeye "Bizim aramızda bir şey asla olamaz."gibi bir şey ima etti Merih.
O zaman kız niye adamın kapısında yatıyor ya!
Kız yetmezmiş gibi merdivende uyuyakalmıştı. Üzerinde kısacık bir mini elbise vardı ve oldukça güzel dolgun hatları gözler önündeydi.
Sinirle üzerime sütyen takmadan bir sweatshirt geçirdim ve altıma da şort çektim.
Banyoma doğru ilerlerken hala kendi kendime konuşuyordum. Gecem güzel ilerlerken yine nasıl berbat bitmişti?
Hayır. Bu böyle olmamalıydı ya!
Makyajımı temizlerken gözlerim dolmuştu. Ya ondan hoşlanıyorsa diye düşündüm..
Merih uzun zamandır zihnimin bir köşesinde yer edinmiş ve zamanla kalbimde bir his uyandırmıştı. Bu his beni sabah yataktan kaldırıyor, onu düşünürken yüzümde tebessüm oluşturuyordu.
Ben yeniden yaşam sevinci bulmuştum.
Ve şimdi mini etekli bir çakma sarışınla aynı evde belki aynı odada belki aynı-
"İmdat ya!" diye bağırdım birden. Ardından penikle hemen ellerimi ağzıma kapatmış sonrasında 'acaba duymuş olabilirler mi' diye düşünmüştüm. Rezillik.
Yüzümü yıkama jeliyle temizledikten sonra da havluyla kurulayıp banyodan çıktım ve telefonumu kanepeden alıp yatağıma geçtim. Telefonu şarja taktım ve öylece instagramıma girip onun fotoğraflarına baktım.
Merih Uluveli.
Onu sadece yakışıklı bulmuyordum. Artık onda kusur denebilecek şeyler bana sevilebilir gelmeye başlamıştı. Sanırsam artık ondan hoşlanmayı geçmiş, aşık olmaya başlamıştım.
Çok fazla gönderi paylaşmıyordu. Bir kaç tane kendi fotoğrafı, bir kaç tane iş gönderisi ve bir kaç tane de arkadaşlarıyla fotoğrafı.
Arkadaşlarıyla olan 3 yıl önceki bir fotoğrafa baktım. Ah, evet burada onun doğum günüydü.
17 Aralık. Siyah beyaz bir fotoğraftı ve yanında arkadaşları vardı. Merih Uluveli o mükemmel dişlerini göstererek gülümsemesini büyütmüş elinde tuttuğu '23!' yazılı pastaya bakıyordu. Gözleri her içten güldüğünde olduğu gibi kısılmıştı, iç titrettirecek kadar güzel ve samimi bir fotoğrafıydı bu.
Gönderideki tanıdık simalarla fotoğrafı büyütürken gönderiyi beğenmemle telefonu hızla yatağın üstüne attım.
Bu şaka olmalıydı ya!
Bu kadar salak olduğuna inanamıyorum Aren hayır ya!
Telefonu fırlattığım gibi şarjdan çıkınca derin bir nefes aldım ve telefonu attığım yere uzanıp aldım ve şarja taktım. Geri falan çekmeyecektim bu sefer daha çok yanlış anlardı çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP (texting)
Teen Fiction~Siz; *fotoğraf ~Merih Uluveli; Bana bunları atmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak. ~Siz; Bu söylediğin beni meraklandırdı, nasıl şeyler olur mesela devam edersem?? ~Siz; *fotoğraf ~Siz; Mesela böyle bir şeyin bedeli ne olurdu kii? Gözüm on...