Bu bölüm biraz üzüleceğiz. Kendinizi hazırlayın, Aren'in geçmişinden anılar barındırıyor bu bölüm.
Keyifli Okumalar..
8. Bölüm: Merdiven
Ağlayarak bindiğim taksiden evin önüne gelince parayı ödeyip ağlayarak indim. Siteye kartla girip bahçeyi yürümeye başladım.
2003 yılı. Şımartıla şımartıla büyütüldüğüm sevgi dolu yuvam bir yangınla dağılmış geriye sadece ben kalmıştım. Annem, babam ve kardeşim. Geriye de yalnızca ben.
Henüz 4 yaşımda olmamdan dolayı muhtemelen, acımı yaşayamamıştım. Anılarım birer birer aklımdan silinmişti. Zihnimde yalnızca yalnızca benden tamı tamına on dört yaş büyük kuzenim kalmıştı.
Eslem Abla.
Henüz daha 20'lerindeyken bana sahip çıkmaya başlamıştı. Benim yetiştirme yurdunda büyümemi istemiyordu. Hem okul okuyup hem çalışarak yapamazsın diyen herkese karşı çıkarak beni büyümüştü. Annesinin ona miras bıraktığı Dans Atölyesini işletmiş ve onun izinden gidip Türkiye'de gündem bir dansçı olmuştu. O benim için bir idoldü. Beş yaşımdan itibaren onu taklit ederek başladığım sonrasında sahip olduğum yüksek denge ve hareket kabiliyetimin farkedilmesiyle profesyonel bir şekilde eğitimine girmiştim. Eslem abla bana sahip olduğum bir şey daha vermişti. Artık yaşamak için bir tane daha sebebim vardı.
Bir gün birden evlendim diyerek bir adamla gelmişti. Ellerinde bavullarımızı gördüğümde her şeyi anlamıştım. Gidiyordu. Yüzündeki ifade ise asıl yıkımımın başlangıcıydı.
Bana tamamen veda ediyordu. Yalvarmıştım ama bunun hepimiz için en iyisi olduğunu söylemiş ve sonrasında bana son kez sarılmıştı. Üç yıl önce, kalkan uçağını izlerken elime bir anahtar bırakmıştı. Bu anahtar atölyenin anahtarıydı.
Bunu kabul ettim. Beni var eden şeyden vazgeçmeyi düşünmüyordum.
Aylar süren ağlamamın ardından atölyeyi yeniden açıp dersleri başlattım. Araya okulum girerken güvendiğim insanları işin başına koyup sadece dans gösterilerine gitmeye başladım. İşte her şey o zaman başladı. İlk defa beni bir gösteride gören 'parası olan adamlar' kulübe sponsor olmuş ve düzenli gösteriler halinde bizimle anlaşma yapmışlardı.
Kısaca ben keşfedilmiştim.
Şu an ağlamamın sebebiyse gösterim sonunda Eslem ablanın kızıyla tanışmamdı. Küçük Zeynep'in doğuştan bacağından engeli vardı.
Eslem ablanın küçüklüğü engelli annesine bakmakla geçmişti. Yıllar sonra doğan çocuğunun böyle bir engeli olması beni oracıkta gözyaşlarına boğmuştu.
Hem sevinç, hem hüzün ve gözyaşlarıyla birbirimize baktık. Sımsıkı sarıldım ona. Elimden ne gelirse yapmak istiyordum.
Eslem ablanın bana söylediği şey ise beni alnımdan vurmuştu.
Kızının eksik olmadığını, onun tüm bunları hiçbir zaman bir engel olarak görmediğinden bahsetti. Ayrıca onun daha iyi olmasının mümkün olduğunu söylemişti. Düşündüğüm tüm o şeyler için pişmanlık duymuştum.
Saatlerce stüdyomda ayrı ayrı geçen üç yılı konuşmuş sonra da eşiyle yeniden Kanada'ya dönmeleri gerektiği için vedalaşmıştık.
Eslem ablanın gözünde o burukluğu görmüştüm ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Kızının hep dansçı olmasını istediğinden söz ederdi hep.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİTAP (texting)
Novela Juvenil~Siz; *fotoğraf ~Merih Uluveli; Bana bunları atmaya devam edersen hiç iyi şeyler olmayacak. ~Siz; Bu söylediğin beni meraklandırdı, nasıl şeyler olur mesela devam edersem?? ~Siz; *fotoğraf ~Siz; Mesela böyle bir şeyin bedeli ne olurdu kii? Gözüm on...