Ortada minik bir ejderha suyu meselesi varr🫠🫠
_______________
"Ah be gülüm, sana benden nası janti bi yar olur. Sen beni iittin bilemezsinn kendimden geçtim. Gelemem kendime yar, gelemem kolay kolay! O zamaaann gel yanımda kall!!" Bir yandan dün akşamdan kalan makarnayı ısıtırken bir yandan şarkı söyleyip dans ediyordum. Çünkü niye? Evde yanlızdım ve bu yapılması gereken bir aktiviteydi.
Buzdolabına yoğurt kabını koyarken dış kapıdan sesler geldi. Binamız sıfır ses yalıtımlı olduğu için tüm herşey sanki evimizin içinde oluyomuş gibi hissediyorduk. Bikaç dakika sonra kapıda miyavlama duyunca çürük muzun geldiğini anladım ve minik kaseye biraz mama koyup kapıya gittim. Kapıyı açtığımda kesinlikle görmek istediğim manzara bu değildi.
Paspasın önünde bi patisi havada tıslayan çürük muz vardı ve ona susması için işaret veren hırsız görünümlü biri. Elinde tuttuğu capri-sunla donmuş bi şekilde dikiliyordu. Aptal herif sanırım ejderha suyu vermek için gelmişti ama arkasından çürük muzu da getirmişti. Elindeki ejder suyunu hızla paspasın üstüne koyup asansör kapısının yanına saklanırken şaşkınlıkla etrafıma bakınıyordum.
"Ben kahvaltı için capri-sun getiriyodum ama çürük muzda benimle beraber apartmana girdi. Kapıya bırakıp gidicektimde işte ruh hastası kedi planlarımı bozdu." Son söylediğiyle çürük muz miyavlayınca güldüm. Elimde unutulan mama kasesine baktım, asansörün önü geniş bi alan olduğu için orada veriyoduk genelde. Ev terliklerimle asansöre doğru yöneldiğimde hızla nefes aldığını duydum ama o tarafa dönmedim. Kaseyi bırakırken iki kere yere vurdum, bunu duyan çürük muz hemen kendini yalamayı bırakıp miyavlayarak koştu.
Yemeye başladığında onu sevmek istedim ama beklemediğim bir şekilde beni tırmaladı. "Ahh" Kırgın kırgın çürük muza bakarken bu serzeniş benden gelmiyordu, dantelliden geliyordu. Anlamayarak dantelliye baktığımda bana doğru eğildi ve konuştu; "Canını acıttı ya! Kıyamam, iyi misin?" Tırmalanan bendim ama acı çeken oydu, üstelik acı çekilecek bir tırmalamada değildi. Bu haline kıkırdadım, o an gözgöze geldik. Yine kara gözlerle bana bakıyordu, derin ve endişe barındıran duygularla. Çocuk gibi bişeydi sanki! "Sanırım kendimi iyi hissetmiyorum, ambulansın numarası kaçtı?" Sahte bir üzüntüyle söylediğim sözlerle olduğu yerde dikleşti, ambulansın numarasını mı düşünüyordu acaba? Yere yatıp pepe gibi gülücem şimdi. "Şaka yapıyorum dantelli. Ya napıyoruz biz binanın içinde Allah aşkına!" Ayağa kalktığımda o da toparlanıp kalktı. "Eve geliyim?" Keyifli bir ifadeyle sorduğu soruyla bitane çarptım omzuna. "Defol git ya dikizci kapkaçcı fuhuşcu iğrenç herif!" Kızgınlıkla baktığımda kahkaha attı. İyi güldü he. Abartt "Hadi yürü evine, kahvaltı yapcaktım ben daha ya." Gülmeyi bırakıp bana baktı, vedalaşma gerektiren bir andı ama vedalaşıcak kadar samimiyetimiz yoktu. Bu yüzden hızla kapıya doğru gittim ve paspasa bırakılan capri-sun ile içeri geçip kapıyı kapattım.
Pat diye kapatmasamıydım? Aman canım napıcaktık ki sanki. Parmaklarımda yükselip delikten hala orda mı diye baktım. Ordaydı, kapıya doğru bakıyordu. İfadesini çözemiyordum çünkü mercek dahada küçültüyodu. Sonra beklemediğim bişey yaptı, zıpladı. Bildiğin olduğu yerde zıplıyodu koskoca çocuk. Koskoca çocuk? Kes. Çürük muzda en az ben kadar şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Neydi bu hali? Heyecan mı yapmıştı, sevinçten miydi? Daha fazla ona bakarsam burada kökleneceğimi düşünerek kapıdan uzaklaştım. Yapmam gereken bir kahvaltım vardı yani!
__________________
Bölümü nasıl buldunuz?
Okul başladı, hiç özlememişim gerçekten tüm gün uyudum. Haliyle bölümler bir-iki gün gecikmeli gelebilir ama sorun çıkıcağını sanmıyorum.
Oy vermeyi unutmayınn🐚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yağmur Yağıyor (Yarı Texting)
ChickLitLütfen yorumlarda kendi kitabınızın reklamını yapmayın, gördüğüm an siliyorum. 7 yaşında taşındığı bu mahallede hayatının aşkını bulucağını nerden bilebilirdi ki? Özgür kızımız sessiz sakin (!) biri olduğu için oturduğu mahalleyi pek tanımazdı, hali...