2.

249 21 26
                                    

(Suki'nin gözünden)

Ertesi gün Tsireya eğitime benim de gelmemi istedi. Hepsi suya atlarken ben kenara oturdum. Kiri ile Tuk atlayacakken bana döndüler.

"Sen de gelsene Suki"

"Teşekkürler Kiri, başım ağrıyor biraz girmeyeceğim o yüzden."

"Hadi ama Sukiii."

Tuk yanıma gelip kolumu çekiştirmeye başladı. Kiri de gelip diğer kolumu tuttu ve üçümüz birden suya girdik.

Kiri denizin büyüsüne kapılmışken biz Tuk ile diğerlerine yetiştik. Derinlere gidip Tsireya'lar ile yüzdüm. Baş ağrım derinlere gittikçe artıyordu ama basınçtan dolayıdır diye düşündüm.

Biraz daha aşağılara doğru yüzdük. Lo'ak ve Neteyam nefesleri yetmediği için yüzeye çıkmışlardı. Roxto ve Aonung kendi aralarında çocuklar ile dalga geçerken Tsireya onları uyardı. Tekrar nefes alıp daldılar ve bu sefer derinlere gelmeye çalıştılar.

Benim baş ağrım gittikçe artıyordu. Tsireya bunu fark etmiş olacak ki işaret dili ile bana sordu.

"Suki iyi değil gibi görünüyorsun. Dinlenmek ister misin?"

Ona cevap verdim.

"Iyiyim, beni merak etme sen."

Lo'ak ve Neteyam yanımıza gelmeyi başarınca başıma taş ile vuruyorlarmış gibi ağrımaya başladı.

"Suki, gözlerin."

Tsireya bir şey söylemeye çalışıyordu ama anlamadım.

"Gözlerime ne olmuş?"

"Onlar parlıyorlar."

Anlamazca kafamı eğdim. Tsireya büyük bir taş aldı ve arkasındaki kırarak üstündeki yosunları sildi. Yaklaşıp yansımama baktığım zaman irislerimin senkronize olarak sarı bir şekilde parladığını gördüm.

Görmem ile birlikte derinlerden bir ses duydum ve baş ağrım iki katına çıktı. Derinlere baktım ve sarı bir şeyin aşağıda parladığını gördüm. Sanki irademi kaybetmiş gibi derine yüzmeye başladım.

Parlayan sarı şeye ulaştığımda gereksiz bir taş olduğunu anladım. Arkama baktığımda bizimkilerin çoktan yüzeye çıktığını fark ettim. Birden gözlerimin önüne bembeyaz bir şey geldi.

Şimdi bambaşka bir yerdeydim. Önümde on taş vardı ve sarı olan parlıyordu. Taş kendi kendine kırıldı ve sonra birleşip bir kristale dönüştü. Üstünde üç rakamı belirdi.

Bilincim yerine geldiğinde nefesimin tükenmek üzere olduğunu fark ettim ve taşı yanıma alarak bütün gücümle karaya yüzdüm.

(Tanrısal bakış açısı)

Beşli Suki'yi aşağıda bırakarak yüzeye çıktı.

"Iyi dalamıyorsunuz" dedi Aonung.

"Belki ağaçtan ağaca iyi atlıyorsunuz ama-" Aonung'un sözü Tsireya'nın kafasına vurması ile kesildi.

"Yapma dostum." Lo'ak söylendi

"Bu parmak dilini bilmiyoruz çocuklar. Ne dediğinizi anlamıyoruz"

"Size öğretirim" Dedi Tsireya.

Lo'ak birden sordu.

"Kiri ve Suki nerede."

"Kiri aşağıda. Nefesini çok iyi tutuyor." Dedi Tuk.

Onlar etraflarına bakarken Suki nefes nefese yakınlardaki bir kayaya çıktı.

"Suki!" Tuk birden kayada nefesini düzenlemeye çalışan Suki'ye bağırdı.

cafuné | lo'ak sully ☆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin