Elindeki bıçakla yüzüme sırıtarak baktı.
"Her şey bitti İrem" dedi ve deli gibi kahkaha atmaya başladı. Ben ise hala şok içerisinde ona bakıyordum. Kandırılmıştım.. En aptalca olanı ise ona inanmıştım..
Önceki bölümde sonlara doğru biraz düzeltmeler yaptım okuya bilirsinizz
Sabah o lanet alarmın sesi ile yataktan fırladım,eğer sizde alarm sesinize kalkabilmek için çığlık sesi koyarsanız uyanmakta sorun çekmezsiniz.
Homurdanarak daha doğrusu okulu söverek banyoya gittim. Aynaya bakınca irkildim bu ben miydim? gözlerim şişmiş ve yüzüm kıpkırmızı olmuştu, dün gece pasta yaparken saat geç olmuştu ayrıca beş dakika sosyal medyaya bakıyim deyip neredeyse iki buçuk saat bakmışım o yüzden hortlağa benziyorum.Umursamayıp elimi yüzümü yıkadım sonrada dişlerimi fırçalayıp odama geçtim, çok fazla makyaj yapan biri değilim hatta hiç yapmam ama şuan bir az kapatıcıya ihtiyacım var gözümün altındaki morlukları kapatıp maskara ve eylenier sürdüm sonra saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Okulda serbest kıyafet yasak ama ben serbest giyiniyorum ve hiç birşey demiyorlar,üzerime beyaz gömleğimi giydim ve onun üstünede siyah beyaz kareli kazağımı giydim,sonra bir az bol olan siyah kot pantolonumu giyip çok sevdiğim kalpli zinciri pantolonuma taktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Kıyafeti bu👆)
Boy aynamın karşısına geçip kendimi baştan aşağı süzdüm,ve aynanın karşısında sırıtmaya başladım galiba tek yaşamaktan kafayı yemiştim sonra telefonun çalmasıyla kendime geldim ekrana baktığımda Eylül arıyordu.
Sonbaharım🍁 arıyor...
Hemen telefonu açtım
"Aliyoo"Eylül'ün 'Alo' deme şekline kıkırdayıp cevap verdim
"Ne oldu? kız niye aradın"
"Sen neredesin okula geç kalıcaz durakta seni bekliyorum kaç saattir!"Eyvah! dün Eylül ile konuşmuştuk durakta buluşup beraber gidicektik, şimdi yandım.
"Ya aşkım ben onu unuttum hemen çıkıyorum bekle"
"Beş dakikan var yoksa sana en ağır makyajı yaparım bak!"deyip telefonu kapattı telefonu cebime koyup çantamı aldım ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.
Okula gelmiştik ama geç kalmıştık ders başlayalı 15 dakika olmuş, başta Eylül'den azar işitsemde sorun yok.Sınıfın önüne gelince tam kapıyı açıcakken arkadan biri "Böh" diye bağırınca ikimizde arkamızı döndük ve ben o anki refleksle karşımdaki kişiye tokat attım, hemde okkalı bir tokat, ve karşımızdaki kişinin Eren olduğunu gördüm "Kızım sende nasıl bir el var ağzımla burnum yer değiştirdi"o kadar sert vurmadım ya, ben tam ağzımı açıp konuşucakken Eylül lafa atladı "Salak mısın sen korkutursan öyle olur! başka yerlerinin değişmediğine şükür et!"hayır gülmicem gülmi- derken büyük bir kahkaha attım, Eren şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu sonra onun yüzüne bakıp daha fazla gülmeye başladım sonra Eylül'de gülmeye başlayınca tam sınıf kapısının önünde güldüğümüzü fark etip Eylül'ü kolundan tutup lavaboya sürükledim. Ama sürüklemez olsaydım,
kapıyı açtığımızda ikimizinde gülüşü anında kesildi, çünkü karşımızda yerde kanlar içinde elleri parçalanmış gözleri yerinden çıkarılmış bir ceset yatıyordu.Kafamı kaldırdığımda duvarda kırmızı bir renk ile yazı yazılmıştı renk dediğim ise kızın kanı ile..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
