Elindeki bıçakla yüzüme sırıtarak baktı.
"Her şey bitti İrem" dedi ve deli gibi kahkaha atmaya başladı. Ben ise hala şok içerisinde ona bakıyordum. Kandırılmıştım.. En aptalca olanı ise ona inanmıştım..
kapıyı açtığımızda ikimizinde gülüşü anında kesildi, çünkü karşımızda yerde kanlar içinde elleri parçalanmış gözleri yerinden çıkarılmış bir ceset yatıyordu.Kafamı kaldırdığımda duvarda kırmızı bir renk ile yazı yazılmıştı renk dediğim ise kızın kanı ile..
Aslında yazı değildi bir işaretti hani şu üçgen işareti varya o işte ama bu işaret ne alaka? ben bunları düşünürken Eylül titrek bir nefes verip konuşmaya başladı "A-acaba okula musallat olmuş olmasınlar?"diye sordu böyle şeylere inanmam illaki okuldan biri ve bence bizi korkutmak için yapıyor, ve başarılıda oluyor.
"Bence çok saçma ayrıca okulda kimse mi lavaboya gitmiyor?"ben cesede bakarken aklıma ilk gün cesedin kaybolduğu geldi ve hemen telefonumu çıkarıp cesedin fotoğrafını çektim. Eylül bana 'ne yapıyorsun'der gibi bakıyordu.
"Hani o gün cesed kaybolmuştu ya şimdi kanıtımız var en azından kaybolsa bile elimizde fotoğraf olucak"deyip olayı açıkladım sonrada daha fazla bu görüntüye ve kokuya dayanamayıp Eylül'ü kolundan tutup dışarı çıkardım, "İrem neden hep kızlar" Eylül'ün sorduğu soru mantıklı gelmişti eğer hep kızlar kurban oluyorsa ve kızlar tuvaletinde oluyorsa bu katil büyük ihtimalle aramızdaki kızlardan biriydi. "İyide bir katil işini harika yapar o yüzden erkek'de olabilir, ayrıca bizim okulun kızları böyle birşey yapamaz diye düşünüyorum" Eylül'de bir az düşündükten sonra "Aslında olabilir okulda kızlarla kavgalı bir sürü erkek var. Fotoğrafı açsana kızın yüzüne bakıp adını öğrenmeye çalışalım sonra okuldakilere kavgalı olduğu veya anlaşamadığı biri var mı? diye soralım"akıllıca bir fikirdi hemen fotoğrafı açtım ama içim acımıştı ayrıca midemde bulanmıştı, fotoğrafı Eylül'e attım ardından müdürün odasına gidip zorda olsa eve erken gitmek için izin aldık.
Ertesi Sabah
Eylül'ü haftasonu bizde kalması için ikna etmiştim bugün okula gitmedik dünde fotoğrafa hiç bakamadım bugün beraber incelicektik. Mutfakta tek bildiğim yemek olan noodel'ı yapıyordum bıkmıştım artık noodle yemekten ama kolay ne yapabilirim? Sonra dolapta dün yaptığım pasta aklıma geldi onuda dolaptan çıkarttım ve iki dilim kesip masaya koydum noodle'da pişince kaselere koyup işimi bitirdim.
Sonunda Eylül gelmiş ve yemeklerimizi yiyiyorduk Eylül zaten hayvan gibi yemişti şuan pastanın dördüncü dilimini yiyiyor hemde büyük, dilimler.
Yemeği yemiştik ve şuan kızın adını öğrenmeye çalışıyorduk ama bulamamıştık. Sonunda pes ettik ve başka planlar kurmaya başladık sonra aklıma bir fikir geldi hemen anlatmaya başladım..
Okula gelmiştik gözlerim Kuzey'i arıyordu alışveriş yaptığımız günden beri onu görmemiştim, acaba bana mı darılmıştı? "Hazır mısın?" Eylül'ün sorusuyla mendime geldim ve başımı onaylar şekilde salladım. Sonuna zil çalınca herkes sınıflarına gitti bu gün birinci sınıfların gezisi vardı ve müdürde onlarla gidicekti o gidince bizde odasına girip öğrenci kimliklerini ve fotoğrafları alıcaktık.
Müdür ve birinci sınıflar okuldan çıkınca hemen üst kata çıktık Eylül kapının önünde bekliyecekti bende içeriyi arıyacaktım. Hemen odaya daldım ve aramaya başladım yaklaşık beş dakika geçmişti ama ben hiçbir bok bulamamıştım tam o sırada dışarıdan Eylül "HOCAM siz gezide değilmiydiniz?"diye bağrıyordu hemen koşup karşıdaki dolabın arkasında ki boşluğa girdim, biraz sıkışmıştım ve canım acıyordu ama sorun yok. Kapı açıldı ve içeri biri girdi ilk önce hiç bir ses ve hareketlilik yoktu. Korkudan nefesimi tutmuştum, bir kaç saniye sonra adım sesleri benim olduğum yere yaklaşmaya başladı...
Yine bir bölüm sonu artık bölümler böyle kısa olucak çünkü sabah vaktim olmadığı için gece yazıyorum. Harf hatalarım varsa Sorry ayrıca kitap 500 okunma olana kadar bölüm gelmeyecek bilginize.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
