___________
Jeongin alarmının sesiyle gözlerini açtı. Saat 8'de okulu vardı ve saat 7'ydi.
Banyoya gidip hızlı bir duş aldı. Saçlarını kurutup yeni okulunun kıyafetini giydi. Okul kıyafetini beğenmişti. Umarım okulumuda severim diye içinden geçirdi.
Çantasını alıp hemen mutfağa gitti. Mutfakta gördüğü sofra ve küçük bir not ile gülümsedi. Notu hemen eline aldı.
"Jeong'um afiyet olsun, işimin bu kadar erken başlayacağını bilmiyordum. Üzgünümm! Öptümm"
Jeongin'in gülümsemesi annesinin notuyla artarken oturup yemeğini yemeye başladı. Sofrayı bir çırpıda toplayıp ayakkabılarını giymek için kapıya ilerledi. Ayakkabısını giyerken bile heyecandan elleri titriyordu. Açıkçası arkadaşlarını özlediği ve yeni bir ortam göreceği içindi bu heyecan.
_________________________
(Jeongin)
Okulumu sonunda görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı. Okul değil saray burası. Kesin kaybolacaktım ben. Geri dönmek için hiç geç değil.
Hızlıca arkamı dönüp geri kaçmayı planlarken çaptığım bedenle yere düştüm.
"İyi misin?"
Diyip elini uzatmasını değil beni yumruklamasını bekliyordum. Beklediğim gibi olmadı. Hemen üst sınıf olduğu çok belli olan çocuğun elini tutup ayağa kalktım ve eğildim.
"Özür dilerim! Çok dikkatsizim!"
"Sorun değil. Seni burada ilk defa görüyorum, yeni misin?"
"Ah evet buraya yeni geldim. Bu kadar büyük olmasını beklemiyordum okulun. Geri kaçmayı düşünürken sana çarptım. Tekrar özür dilerim!"
Karşımdaki çocuk heyecanıma kıkırdarken elini uzattı.
"Ben Chan. 12. Sınıfım. Sen peki?"
Chan mı? Seungmin hyungun bahsettiği çocuk mu?
"Ben Jeongin, 11. Sınıfım."
"Burada hiç tanıdığın var mı?"
Sohbet ederken bir yandan da okulun bahçesine doğru yürüyorduk.
"Evet aslında var. Uhm Seungmin Felix ve Jisung en iyi arkadaşlarım onlar benim."
Chan duraksadı.
"Seungmin mi?" dedi hafif bir heyecanla. Ben ne olduğunu anlamasamda başımla onu onayladım.
"Tanıştığıma memnun oldum Jeongin ben sırama geçiyorum. Görüşürüz" diyerek koşmaya başladı. Ben ise sınıfımı bilmediğim için kenarda dikiliyordum. O sırada müdür olduğunu tahmin ettiğim kişi çıkageldi.
Müdür konuşma yaparken artık bacaklarım tutmuyordu. Bu öğrenciler nasıl dayanıyormuş ya?
Sanırım hoca olan genç birisi yanıma gelip konuşmaya başladı.
"Sen Yang Jeongin misin?"
Başımı onaylar biçimde salladım.
"Ben Kim Taehyung, Beden dersi öğretmeniyim, aynı zamanda sınıf öğretmeninim. Müdür konuşmasını bitirince beni takip et."
Herkesin alkışlamasıyla birlikte konuşmanın bittiğini anladım. Bay Kim'in okula ilerlemesiyle onu takip etmeye başladım.
Öğretmenler odasına girdiğimizde sınıf defterini aldı ve bana bir yaka kartı verdi.
"Ders programını öğle arasında sana vereceğim. İlk dersiniz beden, bahçeye git ve sıraya gir. Sınıf defterini de Yeonjun'a ver, pembe saçlı çocuk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inspiration, hyunin
RandomYang Jeongin Busan'daki okulunda zorbalığa uğruyordu. Bu yüzden annesiyle beraber Seul'e taşındılar. Jeongin arkadaşlarıyla aynı okula gitmeye karar vermişti. Yeni okulunda, arkadaşlarıyla çok daha mutluydu, fakat nereden bilsin; herkesin ürktüğü, m...