(Yazardan)
"Ne kadar parlak! Vay canına, hyung şunlara bak!"
Hyunjin, Jeongin'e gülümseyip parmağıyla gösterdiği yere baktı. Minho, Jeongin küçükken her ona küstüğünde lunaparka getirdiğini, lunaparkları sevdiğini söylemişti.
"Pekala, hadi biletleri alalım. Bakar mısınız? Bize..."
Jeongin, Hyunjin biletleri alırken özlediği bu yere bakıyordu. İnsanların kahkahaları, ışıklar, balonlar onu mutlu ederdi.
"Jeongin hadi gidelim. İlk ne yapmak istersin?"
"Hız treni! Hadi hız trenine gidelim. Çok eğlenceli duruyor."
Hyunjin onu başıyla onayladı. Hız treninin önündeki adama biletleri verip sıraya geçtiler.
"Umarım sinemadaki gibi çığlık atmazsın."
"Sen de umarım ben motor sürerken yaptığın gibi belime yapışmazsın."
Jeongin şok içinde Hyunjin'e bakarken Hyunjin sırıtıyordu.
"Hadi tamam. Sıra geldi."
"Yanına oturmayacağım."
"Jeongin saçmalama!"
Hyunjin, Jeongin'i yanına oturtturup demiri indirdi. Kendi oturduğu yerin demirini indirdikten sonra kemerini taktı. Jeongin'in de taktığından emin olduktan sonra beklemeye başladı. Jeongin Hyunjin'e elini uzattı.
"Korkarsan tut."
Jeongin sırıttı. Hyunjin göz devirirken hafifçe Jeongin'in eline vurdu. Sonra kendi elini Jeongin'e uzattı.
"Hadi tut. Korkacağını biliyorum. Ben böyle şeylerden korkmam."
Tam o sırada yavaşça hareket etmeye başladılar. Hyunjin rahatça sırıtıp beklemeye başladı. Tam tepeye ulaştıklarında Jeongin'e döndü.
"Hazır mısın Jeongin? Çok eğleneceğiz."
Hızla aşağı indiklerinde Jeongin iki kolunu havaya kaldırmış kahkahayla bağırıyordu. Hyunjin ise ona huzur veren bu melodiyi dinliyordu. Diğer insanların çığlıkları umrunda değildi. Bu çocuğun kahkahası ona huzur veriyordu.
Hyunjin, ne ara geldiklerini anlamadığı pamuk şeker satan adamla bakışıyordu.
"Pamuk şeker ne kadar?"
"İki tanesi 1000 won."
"Bir tane alabilir miyim?"
"Tabi..."
"Hyung sen yemeyecek misin?"
Hyunjin omuz silkti.
"Tatlı sevmiyorum, benlik değil."
Jeongin kafasını salladı. Gülümseyerek adamın uzattığı pamuk şekeri aldı ve teşekkür etti. Hyunjin parayı verdikten sonra ilerideki bankı işaret etti.
"Hadi oturalım. Sonra başka birşeye bineriz."
Jeongin Hyunjin'le beraber banka ilerledi. Oturup telefonunu çıkardı ve birkaç fotoğraf çekti.
"Çekinmek ister misin?"
"Olur. Bekle ben telefonumdan çekeyim. Sana atarım."
Jeongin sorgulamak istese de umursamadı. Hyunjin'le birkaç poz verdi.
"Jeongin, o kendi çektiklerini de bana atsana."
"Ama sen yoksun ki."
"Sen at. Ben başka birşey yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
inspiration, hyunin
RandomYang Jeongin Busan'daki okulunda zorbalığa uğruyordu. Bu yüzden annesiyle beraber Seul'e taşındılar. Jeongin arkadaşlarıyla aynı okula gitmeye karar vermişti. Yeni okulunda, arkadaşlarıyla çok daha mutluydu, fakat nereden bilsin; herkesin ürktüğü, m...