6

176 19 15
                                    


"Jennie!" Şaşkın bakışlarıyla beni süzen bir adet Jackson elimden tutarak beni kendi etrafımda döndürdü. "Harika olmuşsun bebeğim."

Jackson sosyal bir çocuktu ve arkadaşlığımızı seviyordum. "Sen de öyle." dedim onu süzerken. 

Canım o kadar sıkılıyordu ki Lisa, Chaeyoung'ın elinden tutarak merdivenlerden inerken Jackson'ın bakışları oraya dönünce aradan sıvışıp mutfağa doğru ilerledim. Kendime bira alıp mutfak tezgahına yaslandım ve etrafı incelemeye başladım. 

Birayı içmeden elimde tutarken bana yaklaşan yüzü görmemle yüzümde bir gülümseme oluştu. "Irene, güzelim sen gelir miydin buralara ya?" dedim birayı tezgaha bırakıp ona sarılırken. Basit crop bir tişört ve kot şort giyinmişti ama fevkalade görünüyordu. 

Ben de siyah bir şort ve üzerine mavi basit bir crop giyinmiştim ve saçım dağınık topuzdu. Hiç denemeden güzel olabilen insanlardandık işte. 

"Biraz eğleniriz diye geldim güzellik." dedi ve beni baştan aşağı süzdü. "Parti kraliçesi biraz sade mi giyinmiş bu sefer?" 

"Aynen." dedim etraftaki insanların kıyafetlerine bakarken. Herkes mini elbise, ya da etekle bluz giyinmişti. "Kafama nasıl eserse öyle takılıyorum."

Irene gülümsedi ve benim tezgaha bıraktığım birayı içerken etrafı birlikte inceledik. "Bu aralar eğlenecek bir şeyler bulmuşa benziyorsunuz." dedi ileride Lisa ile dans eden Chaeyoung'a bakarken.

"Ah, hiç sorma." dedim kaşlarımı havalandırırken. "Lisa kızı kendine çekmeye çalışıyor. Ve o şu an için dokunamayacağımız biri."

Omuzları hayal kırıklığıyla indi. "Pekala, şu ilerideki oyuna dahil olalım o halde." dedi. Taehyung'ı da görüyordum o gösterdiği alanda. Büyük salonda koltuklara oturan herkes yere oturmuş ve kocaman bir halka oluşturmuşlardı. Ortada dönen bir şişe vardı ve eğlenceli bir şey oynuyorlardı.

"Biz Taehyung ile ayrıldık. Onun olduğu ortamlara girmesem iyi olur." dedim. 

"Duydum o haberi." dedi kaşlarını çatarak. "Siz nasıl ayrıldınız Jen? Aklım almadı. Seni aldatmış o şerefsiz ama sevgili yapmışsın bir de üstüne hemen. Bir şeyler mi çeviriyorsun sen?"

Irene, zeki biriydi ancak onu kolayca kandırabilirdim. "Hayır." dedim sakince. "Sadece Taehyung'dan çok sıkıldım ve Jungkook'a bir şans vermem gerektiğini düşündüm."

Kafasını belli belirsiz sallarken dudaklarını ıslattı ve kırmızı rujunu iyice dudaklarına emdirdi. "Pekala, öyle diyorsan öyle olsun."

Ardından biranın kalanını kafasına dikti ve boş bardağı tezgaha fırlattı. "Ben oyuna katılacağım. Sen de gelsen güzel olur." Etrafa arayan gözlerle baktı. "Eğer Taehyung'dan rahatsız oluyorsan onu kaldıracak birini bulabilirim." dedi ardından gözleri bir noktadaki kıza takılırken.

"Tanrım." diye mırıldandım. Bu o günkü kızdı. Onun kucağında yakaladığım kız. "O kızın bizim okuldan olduğunu bilmiyordum."

Irene dudaklarını dişledi sinirle. "O kız hakkında bir şey bilmene gerek yok." Ardından yüz ifadesi yumuşadı. "Ama Taehyung'ı oradan kaldıracak olması bizim için yeterli."

"Yüzsüz, davet edilmediği partiye geliyor." diye homurdandım Taehyung'ı kast ederek. Irene el salladı benden uzaklaşıp kızın yanına giderken. "Hiç önemli değil, takma kafana o pisliği. sen geçip otur ben geliyorum."

Bu sırada kalabalığın arasından Jungkook'u görünce ağzım açıkta kaldı ve ona doğru el salladım. Siyah dar bir kot giyinmişti ve altına da siyah büyük botlar. Beyaz ince bir tişört üstündeydi ve tişörtü pantolonunun içine koymuştu. Üzerinde deri siyah bir ceket vardı ve beni gördükten sonra bana doğru yürümeye başladı. Benim de onu süzen bakışlarım yüzüne çıktığında bir kaşım havalandı ve sırıttım. "Sen küpe mi takıyorsun süt çocuğu?"

School Nerd | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin