19

143 10 22
                                    


Mantıklı yorumlar bekliyorum pleasee. Yorum sınırı 20. Boş yorumları saymıyorum hıh dndmdmmxxx

Arkadaşlar telefondan yazdığım için baya yazık hatası yapıyorum kusura bakmayın.

***

Gözlerimi araladım. Tanıdık koku beni hem huzura sürükledi hem korkuttu. Başımda inanılmaz bir ağrı vardı. Doğruldum ve siyah nevresim takımından kurtuldum. Kafama acı tekrar saplandı. 

"Uyandın mı?*

Taehyung karşıdaki deri koltukta oturuyordu ve kollarını birleştirmişti göğsünde. 

Nefret boğazımı bir yılan gibi tırmandı ve aniden kalkıp kendimi onun üzerine attım. Üzerinde  mavi bir kazak siyah pantolon vardı. Mavi kazağının yakasına yapıştım. "Gerizekalısın sen! Nefret ediyorum senden."

Gözlerime bakıyordu. Bacaklarının üzerinde oturuyordum ve nefesim yüzündeydi. Taehyung gülümsedi sadece. Gözleri kızarmıştı. Eli yanağıma çıktığında sinirlice ittirdim elini ve inlemesiyle gözlerini kapattı. Elinde sargı vardı. 

"Bana bak!" Dedim titrek bir sesle. "Sen nasıl birisin ya? Nasıl iftiralar atıyorsun? Sen böyle biri miydin?" 

Bakışlarında şaşkınlığı gördüm. Yumuşak kahvelerinden yüzü gölgeleniyordu. Dudaklarını araladı sadece."Ne iftirası?" Dedi sakince ama hipnoz olmuş gibiydi.

Sinirle geri çekildim ve ayağa kalkıp başımı ovuşturdum. Ondan uzak bir yere yürüdüm. "Sen nasıl öyle bir şey söylersin Jungkook'a?" Dedim terasta olanları kast ederek.

Merdivenlerden odanın içine giren bedeni gördüğümde şaşırdım. "Ne zamandır uyanıksın sen?"

Jungkook nemli saçlarıyla beyaz bir tişört ve kot pantolonla önümdeydi. Bacaklarını saran yırtık kota baktım. Yakışmıştı.

"Şimdi kalktı." Taehyung nefes vererek ayaklandı. 

"Bana ne oldu?" Jungkook da yanıma yaklaştığında sadece birkaç saniye bana baktı.

Ardından sıkıca sarıldı ve çenem Jungkook'un omuzundayken Taehyung ile bakıştım. "Sana ne oldu?" Diye fısıldadı. Dudaklarını okuyabiliyordum, o da bunu biliyordu. "Bize ne oldu?" Dedi dudaklarını kıpırdatarak.

Jungkook sıkıca sarılıyordu, ellerimi onun sırtına yerleştirdim. Jungkook'un yüzü sarıldığımız için diğer tarafa dönüktü elbette. "Bize ne oldu şövalyem?" Dedi buruk bir gülümsemeyle. Daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.

Gözlerim doldu, başıma bir ağrı girdi. Jungkook'tan ayrıldım. Gözlerim sıkıca yumuldu ve beynimin yangınında kaldım bir süre sonra. Kim ışığa çıkacak meleğim? Hanginiz?

Gözlerimi araladım. Gözyaşlarım süzülüyordu. "Ufak bir baş dönmesi yaşadın sadece, ciddi bir şey yokmuş." Dedi Jungkook gülümseyerek. "Korkuttun bizi."

O an saçlarının gölgelediği morluğa baktım. Sonra Tae'ye döndüm. Saçlarının arkasında kalan gözlerindeki morluğu daha iyi gizlemişti. İkisinin de dudakları yaraydı, kabuk tutmuştu.

Kavga etmişlerdi. Ama şu an buna enerjim yoktu. Kendimi hasta hissediyordum.

"Taehyung ile konuşmak istiyorum." 

Jungkook nefes verdi. "Konuş, güzelim. Şu andavut dikiliyor ya arkamda, rahat olabilirsin "

Ona döndüm, boş gözlerle baktım. "Başbaşa."

Bir kaşı havaya kalktı ilgiyle. "Başbaşa konuşacağınız şeyler olduğu bariz ama daha fazla sır istemiyorum. Burada kalacağım."

"Hayır kalmayacaksın."

School Nerd | jenkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin