Birkaç saniye boyunca öylece kalakaldım. Şuan nasıl kaçabilirdim? Silah sesini duymuşlar mıydı? Silahları yoktu. Elimdeki sahiplendiğim silahımı kaldırdım onlara doğru.
"Eğer yaşamak istiyorsanız hareket etmeyin."
Yavaşça ellerini yukarı kaldırdılar. Ama bir planları vardı elbet. Bu kadar kolay teslim olamazlardı. "Yere yatın," diye emir verdiğimde hareket etmediler. "YERE YATIN!"
Yavaşça diz çöktüler, ardından yattılar. Bir iki adım yaklaştım onlara. Evran'ın babasının yanına gittim, ve "Sen daha ölmedin mi ya?" dedim alayla. Cevap vermedi.
Derin nefes aldım.
Öldür onları.
İç sesime bu sefer yanıt vermedim. "Bir planınız olmalı. Beni mi öldüreceksiniz? Yada dur ben tahmin edeyim; beni depoya geri götürmek için beni bayıltmanız gerek. kafama vurarak, yada ilaçla bayıltacaksınız. Doğru bildim değil mi?"
"Hayır, bilemedim. Biz senin kafanda sandığın kadar basit değiliz. Zamanı gelince kendin göreceksin zaten." diye cevap verdi Deniz, kendine güvenen bir şekilde.
Kahkaha attım. "Tabi, o günü bekliyorum."
Onlara son bir bakış attıktan sonra hızlı adımlarla arkamı dönüp uzaklaştım oradan. Ardından taksi tutamayacağım için caddede yürümeye başlamıştım. Burası neresi bilmiyordum, fakat elbet bildiğim bir yere ulaşacaktım.
***
Yazarın anlatımından..
Liva odadan çıktığı gibi acı kavramı hissedilir hâle gelmişti Evran'da. Acıyla yüzünü buruşturdu. Bir eli karnına doğru giderken yavaşça duvarın dibine doğru çöktü. Liva'nın ona doğru attığı kendi tabancasını aldı usulca.
Bu silahla kendisini vurmuştu. Verdiği silahla ilk kendisini vurmuştu. Gülümsedi acıyla. Fakat bu gülümseme pek uzun sürmedi. Aniden kaşları çatılırken tabancayı ileriye doğru fırlattı tüm gücüyle. (Biraz sinirlendi galiba..)
Silah duvara sertçe çarpıp ilerideki bir koltuğun altına doğru girdi.
Karnındaki acı daha da şiddetlenirken kapı hızla açıldı. Evran'ı kan içerisinde yerde gören Deniz, "Lan!" diye seslendi şaşkınlıkla.
Hemen Evran'ın yanına çöktü beklemeden. "Ne oldu lan sana?" diye sormaya başladı.
"Vuruldum Deniz. Oradan bakılınca ne olmuş gibi gözüküyor?"
"Ne bileyim ya öyle birden görünce.. Neyse, kim vurdu seni?"
Evran yutkundu ve incinen gururuna içinden küfredip sadece Deniz'e baktı.
Deniz birkaç saniye şaşkınlıkla Evran'a baktı. Ve birden kafasına jeton düşünce gözleri açıldı.
"Valla mı lan? Oha, helal olsun valla. Büyük bir başarı bu. Madalya verilmesi gerek acil." diyerek Liva'yı övmeye başladı Deniz. Evran kaşlarını çatıp ters bir bakış attığında susabildi ancak.
***
Liva Akel
Kısa süredir sokakta ilerliyordum. Hava git gide kararmış, ve soğumaya başlamıştı. Sanki sokağın soğuğunu kalbimin içinde, zehirli yılanın bulaştırdığı zehrinde hissediyordum.
Ağzımdan verdiğim nefeslerim soğuk yüzünden buhar oluyor, birkaç saniye sonra havaya karışıyordu. Etrafıma bakındım. Birinin telefonundan Uğur'u aramam gerekiyordu. Gözlerim usulca sokakta gezinirken otobüs durağının önünde bekleyen, sarışın bir kız gördüm. Benden birkaç yaş küçük, ve fazla şey görünüyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ SU YILANI
Action4 Sene önce annesini kaybeden Liva, yakın zamanda babasını da kaybetmesi üzerine intikam duygusuyla dolup taşar. Anne ve babasını kendisinden ayıranlara büyük bir intikam planı hazırlar. Fakat hazırladığı planın içinde Uraz Evran Duman'da vardır. ...