𝘝𝘦𝘯𝘵𝘪 /

624 34 30
                                    

Sıcak bir öğleden sonrası, şehire doğru attığın her adımda kulaklarını etrafta koşuşturup oyun oynayan çocukların sesi dolduruyor ve tenine çarpan ferah rüzgarın kokusu seni daha da canlandırıyor. Burası Mondstadt, özgürlük için yaşayanların şehri; Evinde hissettiğin bir yer. Her zamanki işlerini hallettikten sonra ait olduğun yere gelmenin mutluluğu içini doldururken bir taraftan hoş bir melodi işitiyorsun, kim olduğunu tahmin etmek pek de zor değil senin için.

Yüzüne bir gülümseme yerleştiren bu hoş sesi biraz takip ediyorsun ve görüş alanına giren kalabalığı aştıktan sonra, yaş fark etmeksizin herkesin büyük bir neşe ve dikkatle izlediği meşhur ozanı görüyorsun. Mırıldanırken gözleri kapalı ama sana ait kokuyu taşıyan rüzgar ona ulaştığında usulca bakışlarının seni bulmasını izliyorsun. Sakince söylediği şarkıyla aranızdaki ince iplik gibi olan bağ geriliyor, gözlerini açan ozanın aniden bakışlarını tek bir yere kitlemesi kalabalıktan birkaç kişinin dikkatini çekiyor. Bu rahatsız edici izlenilme gerçeğinin farkında olmana rağmen bir şey yapmak istemedin.

Sonunda pelerinli genç çalmayı bitiriyor ve kalabalık dağılıyor; yerinden kıpırdamıyorsun elbette. Küçük bir çocuğunkini andıran gülümsemesi senin yüzüne de yansıyor.

"Harika çaldın, her zaman olduğu gibi.."

"Teşekkür ederim. Melodinin sonuna doğru dikkatim dağıldı diyebilirim ama sevinmedim değil.. hehe.."

"Dikkatin mi dağıldı..?"

"Mhm. Bilirsin, parmak uçlarıma odaklıyken aniden kendimi kaptıracağım başka bir şeyin yanımda belirmesine alışık değilim."

"Yanında bir şey belirmedi ki"

"Fiziksel olarak evet belki bitişiğimde değildin ama rüzgarın parçası, hatta ta kendisiyim. Etkisi farklı olmuyor."

"Ah, demek dikkat dağıtıyorum."

"Evet, fazlasıyla."

"???"

"Şu an seninle konuşurken bile söyleyeceğimi düzgün düşünemiyorum, her zerren ilgimi içine hapsederken bir yandan ana odaklanmak... Oldukça zor."

"Fazla alkol sonrası olan gibi mi?"

"Benzer. Merak ediyorum, ikisi de üst üste gelse neler olurdu..?"

"Deneyelim mi?"

"Vazgeçtim"

"Neden"

"Kötü bir fikir bu"

İşte bu oğlanın içmeye hasta olduğunu yedi ulusta bilmeyen yoktu. Duygularını biliyordun, dolaylıca izah etmekten de çekinmiyordu ama anlaşılabilirdi neden seninle içmek istemediği. Klasik aşık halleri. Her ne kadar içten içe içmek istese de reddedeceğini biliyordun. O da bunu bildiğinin farkındaydı, yalnızca bu değil; Seni ne kadar geri çevirse de eninde sonunda senin ısrarına ve kendi arzularına yenik düşecekti.

"Hadi bir şeyler içelim"

"Erteleyebiliriz, cidden. Hiç canım çekmiyor. Hem.. Hem daha yeni cebime bir şeyler koyabildim ben!! Lütfen-"

Kahkahanla sevimli bahanelerini böldüğüne üzülmüştün çünkü saatler boyu dinleyebilirdin. Gün batmaya başlarken gökyüzü kızıla boyanıyordu, sana eşlik eden sevimli ozanın yüzünü de aynı şekilde renk aldı.

"Merak etme, ben ısmarlayacağım. İstediğin kadar."

"A-ama istemiyoru-"

"Ben istiyordum.. Bana eşlik etmeyecek misin, Venti..?"

Afallamış bir ifade alan yüzü daha da kızardı. Söylecek şey bulamadı ve konuşamamasını öyle tatlı buldun ki yanağına aniden uzanıp dudaklarını değdirdin ve hızla geri çekildin.
Yaptığından utanmıştın, fazlasıyla. Kızarmaya başladığını bedenini saran utanç verici sıcaklıktan anladın ve kendini saklamak istedin, gerçi o sırada heyecandan kıvranan çocuğun sana bakacak cesareti de yoktu.

Gergin bir ifadeyle yanındaki ozanın kolunun altından elini hafifçe yukarı doğru sıyırdın ve ince beyaz kumaşın sardığı bileğine tutundun.

"Hadi gidelim!"

Onaylar anlamda başını itaatkârca salladı, birbirinize bakmadan kol kola yürüyordunuz. Kedi kuyruğu; gitmekten en keyif aldığın eğlence mekanı. Venti'yi hiç orada çalarken veya içerken görmemiştin, şehirdeki en lezzetli içecekleri yapan Diona'nın çalıştığı yerde. Acaba pahalı mı geliyordu..?

Sebebi buysa, önemli değildi. Keşiflerin sırasında işkence çekerek kazandığın parayla bol bol içecek ısmarlayacaktın ona. Hem de seve seve.

Venti, Kedi Kuyruğu'na yaklaşırken nereye gittiğinizi anladı. İrkilmesi seni strese soktu.

"Bir sorun mu var?"

"Eh, hehe... Hayır.."

Olacakları tahmin etmemekten yana olan oğlan anı mahvetmek istemediğinden bir seferliğine sessiz kalmayı tercih etti. Diğer tüm hayvanlara ve özellikle kedilere duyduğun hayranlığın farkındaydı, her ne kadar senin ona olan hayranlığından haberdar olmasa da.

Kapıdan girdiğinizde görmeye alışık olduğun yüzleri fark ettin. Diona'ya selam verdikten sonra tezgahta uyuklayan Prens'in tüylerini okşadın. Utandığından mıdır bilinmez, Venti sana yaklaşmamıştı. Köşede bir masaya oturmak istedin, köşe sıcak olduğundan kediler yoğun olarak gözüne ilk kestirdiğin masanın yanında topluca yatıyordu.

Venti, senin oturduğun masayı gördüğünde, uzaktan bir kere daha duyamayacağın kadar sessiz birkaç kelime kaçırdı;

"Eyvah..."

----------

Geç bölümler için kusura bakmayın malum olaylardan dolayı birkaç haftadır çok moralim bozuktu. Bizzat olmasa da hayatımda tanık olabileceğim en büyük felaketlerden birini gördüm çoğunuzla birlikte. Neyse ki kayıbım yok ama öyle fotoğraflar hikayeler görüp duydum ki içtiğim bir bardak sudan, altında uyuduğum battaniyeden utanç duydum. Hepimize geçmiş olsun. Anlayışınız için teşekkür ederim.

27/02/23

genshin impact // Oneshots !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin