𝘒𝘢𝘦𝘺𝘢 /

562 36 10
                                    

Uyandın, önceki akşam seni yemeğe çıkaran erkek arkadaşının evindeydin. Kabarık yorganların içinde onu bulamadın, etrafı dinledin ve mutfaktan gelen seslerle kahvaltı hazırlıyor olduğunu tahmin ettin.

Acıkmıştın. Canın meyve çekiyordu ve bir anlığına rüyanı hatırladın.

Ne gördüğünden pek emin değildin ama çilekleri hatırlıyordun. Yüzünü yıkayıp mutfağa gittin. Seni dağınık saçlı gören Kaeya gülümsedi ve sana sarılmak için yaklaştı. Boynuna günaydınlar fısıldarken birkaç tane de öpücük bıraktı. Saçlarını okşayıp seni sandalyene oturttu.

Haftasonlarını seviyordun çünkü her cuma akşamı düzenli olarak yemeğe çıkar ve geceyi ikinizden birinin evinde geçirirdiniz. Bu bir rutin haline gelmişti sizin için.

"iyi uyudun mu? Normalden daha geç uyandın bu sefer."

Başını olumlu anlamda salladın.
Önüne tabak ve küçük bir kasede meyve koydu. Sabahları meyve yemek hoşuna giderdi ve Kaeya bunu çok iyi biliyordu. Ağzına birkaç tanesini attın ve kabın içine dikkatlice baktın.

"Çileğimiz var mı"

"Çilek mi?"

"mhm. çilek."

"eh, şimdi yok ama istersen gidip alabilirim."

Canın tuhaf şekilde çok fazla çilek istemişti ama yok yere iş çıkarmamak adına kaeya'dan kalmasını rica ettin. Hazırladığı kahvaltıyı beraber afiyetle yediniz ve ona teşekkür ettin. O da karşılık olarak sana sarıldı. Kaeya her zaman böyleydi. İlk tanıştığınızda bile zar zor mırıldanırdı, hiçbir zaman içten bir 'rica ederim' diyemezdi. Eski zamanların böyle aklına gelmesi seni mutlu etti.

Odanızı toplamaya gittin. Camı açtın ve temiz havayı kokladın. Bunu yapmayı her zaman sevmiştin.

"benim kısa bir işim var, biraz şehirde olacağım ama hemen döneceğim tatlım."

Sorgulayan bakışlarınla arkanı döndün. Kaeya genellikle haftasonlarında şehirde olmazdı. Yine de gülümseyip başını salladın. O evden çıkmadan sıkıca sarıldınız ve hiç ev toplama alışkanlığı olmayan erkek arkadaşının evini düzenlemeye ve temizlemeye geri döndün.

Gece uyumadan önce Kaeya'nın yatağın yanındaki koltuğa fırlattığı kürkü ve ceketi yere kaymıştı. Onun vurdumduymazlığı seni güldürdü ve yerdeki kürke uzandın. Yumuşaktı, parmak uçlarınla nazikçe kürkü okşadın. Kısa süre sonra kürkün de Kaeya'nın kokusuna sahip olduğunu fark etmenle gülümsedin. Yüzüne daha da yaklaştırıp kokladın, hatta burnunu içine gömdün. İnce tüylerin yumuşaklığını yanağında hissetmek çok sevimliydi ama her halükarda Kaeya'nın tenini tercih ederdin.

Kürkü yatağa koymak için ayağa kalkarken yatağın altında göz ucuyla bir kutu gördün. Kafa karışıklığı ve merakla kutuya uzandın. Dolapları ve kutuları karıştırmak en sevdiğin şeydi ve Kaeya sana bu sandığa benzeyen ucuz kutudan hiç bahsetmemişti. Heyecanla biraz tozlanmış kutuyu önüne çıkardın. Kapağını açtın ve..

Pekala, bunu gerçekten beklememiştin.

.
.
.

pembe tül?? ve küçük bir.. taç?
Tülün üstündeki tacı dikkatle bir kenara koydun ve yırtmamaya özen göstererek katlanmış tülü kutudan çıkardın.

Kumaş parçalarının katlarını açtıkça bunun küçük bir kız çocuğunun giyeceği tarzda bir elbiseye benzediğini gördün..

ama.. neden ki bu..??

Tam bir elbise değildi, önü tamamen açıktı ve üst kısmından iki ince kurdele sarkmaktaydı. Üst katmandaki tüle özenle işlenmiş çilek figürleri çok sevimliydi. Kafa karışıklığı ve elbisenin sevimli görüntüsüyle gülümsedin. Pembe kıyafeti geri katladın ama kutuya geri yerleştireceğin sırada şeker pembesi bir.. peruk?

genshin impact // Oneshots !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin