Gözlerimi, kapattığım odadan çok bağımsız bir yerde açmıştım. Sırılsıklam, bir sandalyede öylece oturuyordum, ve şimdi fark ediyordum ki. Bu sandalyeye bağlanmıştım. Ne tesadüf!
"Küçük Hanım uyanmış." Işıkların açılması ile gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım. "Günaydın, Ayza Ateş." Tam önüme geçmişti. Kafamı kaldırarak yüzüne bakmıştım, daha önce gördüğümü hatırlıyordum.
Fakat nerede gördüğümü bilmiyordum. "Aslan," bu, Aslan'dı. Anımsamıştım.
"Evet, Aslan. Memnun oldum Ayza." Ben daha henüz olanı biteni anlatamamışken telefonundan bir şeyler açarak dizlerimin üzerine koymuştu.
'Melih, Ayza şu an için bir mecburiyet bunu biliyorsun. Aslan ile bir arada olmasınlar yeter. Halledeceğim ben.'
'Onu şu anda yüz üstü bırakırsan emin ol ki, seni mahveder. Arkasına bile bakmaz, yakar geçer, bil isterim.'
'Melih, yakmak yıkmak kolay değil, babasına kendim vereceğim, sadece biraz zaman alacak.'
Telefonu alarak cebine koymuştu, gözlerime kararlılıkla bakıyordu.
"Benimle misin, değil misin? İntikam almak istersin diye düşündüm." Yanan gözlerimi bir kaç kez açıp kapatmıştım. Bu yediğim kaçıncı kazıktı?
"Ne istiyorsun?" Arkasındaki adama işaret ederek önüme diz çökmüş ve ayaklarımdaki ipi çözmüştü.
Arkama geçen adam ellerimi çözdüğünde düşmemek adına sandalyeden destek almıştım.
"Orasını bana bırak ve sadece ayak uydur." Kolumdan tutarak ayağa kalkmama yardım etmişti. "Şimdi, maalesef yaralanman gerekiyor." Cümlesi biter bitmez, karnımda şiddetli bir ağrı ve acı hissederek eğilmiştim.
Aslanın elini, ve elindeki bıçağı görmüştüm.
Bıçağı geri çekerek yere atmıştı. Kendimi çok zor tutuyordum fakat gözlerimden yaşlar akmıştı, buna rağmen sesim çıkmıyordu.
Yaptığın şeylerin karşılığı Ayza, iyiliğinin karşılığını gör.
"Sakin ol, derin bir yara değil." Beni kucağına almıştı fakat artık algılarım kapanmış gibiydi.
Canı yanan bir insana ne zamandan beri sakin ol deniyordu?
"Ne istiyorsun benden?" Tekrar sorduğum soru ile kafam geriye düşmüştü.
"Anlatacağım, hareket etme, yoksa canın daha çok yanacak. Güney, gördüğün her şeyin resmini çek. Hepsini Siraça ilet."
Yaz, kendimi affetmeyeceğim,
Yaz, sevgi nefrete dönüşebilir,
Yaz, intikam yolunda herşey mübahtır,
Yaz, kendimi affettiğim gün ölüm günüm olsun,
Yaz, merhamet görmeyen bir insana verilen sevgi yalandır,
Ve son kez yaz, gözüm gözüne değdiği ilk an, öldüğün an olsun.
Mezarına atılan son toprak, benim elimden olsun.
Bölüm çok kısa olsu evet, ama bu bölümü fazla uzatmam anlamsız olurdu.
Geçiş bölümüdür!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Şarap +18 |DÜZENLENİYOR|
General Fiction"İstiyorum." Şişenin ağzını dudaklarıma tekrar değdirerek hafiften havaya kaldırması ile şişedeki şarap hızla dudaklarının arasından kaymaya başlamıştı. Nefesim kesilirken hızla yutkunuyordum. Bu isteği anlatmak imkansızdı. Buna inanması bile güçtü...