⁰⁸

429 43 93
                                    

Yorumsuz ve votesiz aynen böyleyim 🤔🤨😐😑😶😶‍🌫️💔

.......................................................................................................

Ne kadar durduğumu bilmiyordum ama sızlayan gözlerimle öylece karşıya bakarken Jisoo içeri girmişti.  "Jennie ?"  Önce adımı seslenip etrafa bakındı ve daha sonra bakışları yere inince bana döndü. Midem bulanıyordu ve bana göre uzun geçen süre boyunca bu soğuk zeminde öylece oturmuştum.  "Bir sorun mu var ?"  Yanıma oturup endişeli bakışlarını bana yönelttiğinde gülümsemek çok zor gelmişti o an ama yüzüme minik bir tebessüm yerleştirip başımı iki yana salladım.

"Regl olduğum zamanlar çok ağrılı geçiririm."  Zar zor kuru dudaklarımla kurduğum cümleye karşı gözleri istemsizce karnıma ardından tekrar gözlerime çıkmıştı. "Gel yüzünü yıkayalım."  Beni kolumdan tutup yavaşça kaldırdığınde ona zorluk çıkarmamak adına arkamdaki duvardan destek almıştım. Musluğun başına geldiğimizde Jisoo bir anne edasıyla beni hafifçe eğip suyu yüzüme çarpmıştı. Kapı hızla açıldığında kim olduğuna bakmama gerek kalmadan Lisa'nın sesini işitmiştim.

"Aman tanrım, Jennie ! İki saattir seni arıyorum !"  O da diğer tarafıma geçip çoktan ıslanan saçlarımı arkamda toplarken bir yandan da sırtımı ovalamıştı.

Büyük ihtimalle bu halimin Taehyung ile alakalı olduğu anlamıştı. Lalisa her şeyi ben söylemeden anlıyordu zaten. Babamı da bir tek o biliyordu. Hatta bir kez bu duruma o da kurban gidip babamdan dayak yemişti ama bu durum kafasında büyük vazo kırana kadar yediği iki tokat darbesinden ibaretti. Belki de annem bu yüzden seviyordu Lalisa'yı. Yıllardır yapmak istediği şeyi acımadan yaparak babamı hastanelik etmişti. O günden sonra babamı asla bizim evde görmemiştim. Yaklaşık iki gün sonra da başımıza borç bırakarak ortadan kaybolmuştu zaten.

Jisoo ve Lalisa'nın yardımıyla lavabodan çıkmıştık.  "Her şey için özellikle de bizi davet ettiğin için teşekkürler Jisoo ama partiye daha fazla devam edemeyeceğiz gibi."  Lalisa'ya sıkıca sarılmışken sesi çok yakından ama bir o kadar da uzaktan geliyordu. Başımın ağrısına yoruyordum bu durumu.  "Sorun değil. Abimi çağıracağım."

En son istediğim şey Taehyung'du şu anda. Lalisa ise bunun farkındaymış gibi olabildiğince reddetmişti. "Abini rahatsız etme. Biz gidebiliriz."  Lalisa bir şeyler mırıldanırken bu sefer erkek sesi kulaklarımı doldurmuştu. "Bir sorun mu var ?"

"Jungkook bıraksın o zaman sizi."  Jisoo'nun endişeli sesi tekrar kulaklarıma doğmuştu. Taehyung'un kardeşi olmasan çok yakın olabilirdik Kim Jisoo.  "Sorun değil gerçekten. Kendi başımıza gidebiliriz." Lalisa muhtemelen bundan da rahatsız olacağımı düşünmüştü. Aksi taktirde Jungkook denildiğinde reddetme gibi bir imkanı yoktu. Buna rağmen Jungkook'un sesini duymuştum bu sefer. "Gecenin bir saati burası oldukça tehlikeli bir sokak oluyor. Sizi bırakmamda sakınca yok. Kızı bana ver istersen."

Bedenim birden havalanırken gözlerimi araladım. Karşılaştığım şey Jungkook'un keskin çene hattıydı. Daha fazla zorluk çıkarmamak adına elimi tereddütle omzuna yerleştirdim ve başımı diğer omzuna yasladım. Bir an Taehyung ile böyle olabileceğimi düşünmek kalbimin hızlanmasına neden olmuştu ama sonra beni bırakıp gitmesi tekrar ağlama isteğimi arttırıyordu. Jungkook bile Taehyung'dan iyiydi. Dünyadaki tüm erkekler hatta babam bile Taehyung'dan iyiydi şuan bana göre.

Ama olmuyordu işte. Aklımdan çıkaramıyordum. Yine kendimi ona çok muhtaç hissediyordum. Bana babamı hatırlatması bir farklılıktı onun için. Hem ondan nefret ediyor hem de onu çok seviyordum. Taehyung ise bu sınırı hareketleriyle yok ediyor, okun ucunu nefrete çeviriyordu.

Home•TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin