²⁴

250 20 5
                                        

Artık eve gitmem gerektiği için masadan kalkmış ve kapıya ilerlemiştik. Saat epey geç olduğu için Taehyung arabasıyla bırakacaktı beni. Kapıdayken Taehyung'a döndüm ve gülümsedim.

"Ne olursa olsun sana hep inanacağım." Artık ben de yalan söylüyordum. Ne kadar da mükemmel bir çift olmuştuk böyle !

Yüzündeki tebessümle dudaklarıma minik bir öpücük bıraktığında duyduğum ses korkuyla gözlerimi büyütmeme neden oldu. "Abi ?"

Arkamı dönmek istemiyordum. Sadece bunun bir yanlışlık olmasını diledim ama elbette değildi. Yanlış falan duymamıştım. Jisoo tam olarak arkamdaydı. Yavaşça arkama döndüğümde bana kaşları çatık bakan Jisoo'ya bir adım attım. Beni yerime çivileyen şey onun da bir adım atmasıydı ama geriye.

Jisoo başını iki yana sallayarak evden çıkarken arkamdaki Taehyung'a gelmemesi gerektiğini söyleyip Jisoo'yu takip etmekten başka hiçbir seçeneğim yoktu. Kolunda tuttuğum Jisoo bana dönerken derin bir nefes aldım. Peşinden koşmam beni yormuştu. "Bir dinle."

"Neyi dinleyeyim ? Abimle sevgilisin ?" Benim aksime sesi daha gür çıkmıştı. Haklı olması dudaklarımı açmama engel olurken başını iki yana salladı. "Jennie aranda on yaş olan abimle sevgilisin."

Bir açıklama bekleyip beklememesi zerre umrumda değildi. Sadece onun için ağır gelen bu durumu biraz olsun hafifletmek amacıyla açıklama yapmak istiyordum ama dinlemek istemediğinden emindim. Yine de umudumu kaybetmedim. "Beni bi dinle-"

"Neyi dinleyeyim ? Hadi ben abim olduğu için iyi geçinmek zorundayım. Peki ya sen ? Sen bu adamın tehlikeli olduğunu bilmiyor musun ?"  İşte şimdi açıklama yapması gereken sadece ben değildim. "Ne tehlikesi ?"

"Abimi sadece bar işleten dövmeli bir adam mı sanıyorsun sen ? Suç dosyalarından haberin bile yok." Söylediği her kelime kafamda farklı soru işaretlerine sebep olurken kaşlarımı çattım ve onun gür sesine karşı düz sesimle karar verdim.

"Suç dosyaları mı ? Şu anlamlandıramadığım durumda cesaretli durmak benim için zordu. Ne kadar çabalasam da sesimdeki titreme kendini açıkça belli ediyordu. "Suç dosyaları... Üstelik abin hukuk alanındayken. Abimi kullanıyor musun yoksa ?"

Jisoo'nun ağzından cıkan her söz kalbime bir bıçak gibi saplanırken kaşlarım havalandı ve sabit tutmaya çalıştığım sesim yükseldi bu sefer.  "Jisoo sen ne diyorsun tanrı aşkına ?!"

"Sadece abimden ayrıl ve bitir bu işi. Günlerdir çok geç geliyor. Üstelik yaralı geliyor. Kimi öldürdüğünü bilmiyorum ama birini öldürdüğü çok açık." Etrafına bakarak delirmiş gibi söylediği sözlerden sonra saçlarımı karıştırdım sağ elimle.

Bu bilinmezlik bir gün beni çıldırtacaktı buna emindim. Uzun bir süre mükemmel giden ilişkimiz şimdi birden patlak veren olaylar yüzünden sarsılıyordu ve aşkımız bu ilişkiyi kaldıracak mı emin değildim.

"Abimden ayrıl jennie. Kendi iyiliğin için." Daha yatışmış bir hâldeyken omuzlarımdan hafifçe sıkmış ve destek verircesine gülümsemişti. Ardından beni evlerinin önündeki sokakta bir süre sonra yanıma gelen abisiyle tek bırakmıştı.

Ve ben şimdi korkudan Taehyung'un ayakkabılarına bile bakamıyordum. "Ne dedi sana ?' Bakışlarımı bir an olsun kendi ayakkabılarımdan çekmezken yutkundum. Dibimdeki Taehyung'un kokusu burnuma dolarken sıcaklığı, korkudan titreyen bedenimi yatıştıramıyordu bu sefer.

"Sinirlendi sadece. Ona hak veriyorum."  Ne kadar şuan Taehyung'dan ayrılmak istesem de yapacağım herhangi hareketin sonuçları beni korkutuyordu. Ya Taehyung takıntılı bir mafya falansa ? Ne yapacaktım ben tanrı aşkına ?

"Seni eve bırakayım." Daha sonrasında ise arabaya binmiştik. Beni korkuturken aynı zamanda güvende hissetmemi sağlayandı Taehyung.  Gerçekten de en başta dediği gibi o ve onun bataklığa sürükleyen sözleri beni büyük bir tehlikenin içine itmeye başlamıştı bile.

Sessiz süren yolculuk sonunda bittiğinde bana doğru eğildi ve yanağıma minik bir öpücük kondurduktan sonra artık samimiliğini sorguladığım o gülümsemesini sundu bana. Sahteliğini belli etmemeye çalışarak gülümsediğimde geri çekilmiş arabadan inişimi beklemişti.

"İyi geceler." Mırıldanışıma cevap vermesini beklemeden kendimi eve atmıştım. Annem benimle karşılaşmamak için ayaklanıp mutfağa giderken bana bakan aile üyelerinde gezdirdim gözlerimi.

Namjoon abim öylece derin bir nefes aldığında bana bakmak yerine halıya bakıyordu. Ona ne zaman söyleyeceğimi bilmediğim bu durum karşısında sadece sessiz kalmayı tercih ettim ve doğru zamanı bekleyeceğime dair söz verdim kendime. Hyunjin burukça gülümsediğinde Ningning koluma girmiş ve beni odasına surüklemeye başlamıştı bile.

"Sana anlatacağım bir çocuk var. Benimle gel." Abla kardeş birlikte Ningning'in odasına gittiğimizde kapıyı kapatmış ve kilitlemeyi unutmamıştı. Ardından kapıdaki bakışlarını bana çevirmiş ve dudaklarını ıslatmışı.

"Söylemek istediğin bir şey var mı ?" Ningning elbette bu durumu fark etmişti. Biz aynı cinsiyet aynı kuşak abla kardeşten bile daha yakındık. Sanki aynı kişilermiş gibi birbirimizi anlar ve iletişimimizi bu şekilde kurardık.

"Sanırım Taehyung çok tehlikeli biri Ning."  Ve ben kimseye bahsetmeyeceğime dair kendime söz verdiğim o konuyu şimdi sevgili kardeşime açıyordum. Başıyla beni onaylarken masasından çektiği sandalyeyi tam karşıma koyduktan sonra oturdu.

"Ondan bir şüphemiz yok zaten." Ardından odada gezdirdi bakışlarını. Söylemek istediği cümleyi kafasında tartıyor ve düzenliyor gibiydi.

"Dedikodu yapmayı seviyorum biliyorsun." Bakışlarını bana çevirdi ve dudaklarını ıslattı. "Kim Taehyung hakkında bazı şeyler duyduğumu söyleyebilirim." Ben sessizce onu dinlemeye devam ederken yutkundu.

"Hyunjin'in sevgilisini biliyorsun Yeji. Onunla aynı sınıftayım ve son zamanlarda soyadı hakkındaki dedikodular her yerde. Soyadı Hwang ama herkes Taehyung'un kardeşi olduğu biliyor. Farklı babadan olabilirler bu sorun değil. Sorunumuz..."

Oturuşunu düzeltti ve bana eğildi. Fısıldamaya başladığında kaşlarımı çatıp dinlemeye başladım. 

"Haftaya okulun kamp gibi bir programı olacak bizim sınıf seviyemiz için. Bu yüzden kayıt tarzı işlemler için kimlik istediler ve Yeji'nin kimliğini gördüm. Soyadı Hwang olarak değil Kim olarak kayıtlıydı. Babası ise Kim Taehyung olarak belirtilmişti."

"Ne yani Taehyung'un çocuğu mu var ?"

"Hayır gerizekalı." Gözlerini devirerek geri çekildiğinde kaşlarımı daha da çattım. O ise arkasına yaslandı ve sanki normal bir şeyler söylermiş gibi tırnaklarına bakarak mırıldandı. "Biz buna evrakta sahtecilik diyoruz."

Bu kızın zekası her geçen saniye beni daha da büyülerken ayağa kalktı ve telefonunu alıp bir kaç bir şeye tıkladıktan sonra bana gösterdi. Yeji'nin kimliğinin bulunduğu fotoğrafı görmemle gözlerim büyüdü.

"Kim Taehyung'un sakladığı çok şey var. Tıpkı üvey kardeşini babasından saklamak için evraklarla oynaması gibi." Ardından telefona uzandığımda geri çekti ve telefonu masasına koydu. "Sakladığı en büyük şey ise üvey kardeşiyle bile bizim ailemize bulaşmasının nedeni."

...

Ningning gibi kız kardeşin olsun sırtın yere gelmez be
Belki olaylar biraz daha kafanızda oturmuştur
İlk bölümlerde Yeji'nin soyadından özellikle Hwang diye bahsetmiştim.

Home•TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin