¹⁰

436 40 6
                                        

Bir kaç gündür evde pinekleyen kardeşim yine kendi gibi gereksiz olan arkadaşlarını eve toplamışken hava almak için çıkmam gerektiğini hissediyordum. Bir de kendimi şımartmak yani en kolay yoluyla pasta almak... Hava soğuk olmasına rağmen umursamadan pembe elbisemi giydikten sonra pembe ayakkabılarımla birlikte kendimi evden dışarı atmıştım. Annem moda tasarımcısıydı ve bana diktiği pembe elbiselerini giymeden bir adım dışarı atmazdım. Üstüme büyük pembe kabanımı da almayı unutmamıştım. Koyu pembe en sevdiğim renklerden biriydi ve dolabımda büyük bir yeri vardı.

Telefonumun ceplerimden birinde olup olmadığını kontrol ederken bir kaç adım daha atmış ve evimize yakın olan o barın önünde durmuştum. Normalde bu yoldan geçmeyi asla istemiyordum çünkü ismi bile beni korkutuyordu ama ileride pasta satılan güzel bir yer vardı ve çikolatalı pasta almadan eve gitmek istemiyordum. Hem bir kaç kez hatta barın sahibiyle bile gelmiştim buraya. Bir sorun falan çıkmayacaktı. Hem hava oldukça soğuktu ve sırf barın önünden geçmemek için yolu uzatamazdım. Sadece hızlıca geçecektim işte.

Barın önünden geçerken her zamankinden çok tereddüt ettim. Kendimi rahatlatmaya çalışırken titreyen ellerimi ceplerime koydum ve başımı eğip yürümeye başladım ama cebimdeki anahtarı çıkarıp doğru olanı alıp almadığını kontrol ederken anahtarım elimden çalınması planlarım arasında değildi. Şok içinde anahtarı alıp bara doğru koşan adamın peşinden koşmaya başladım daha fazla zaman kaybetmemek adına. "Anahtarı geri ver !"

Sorun eve girmemde değildi. Gecenin bir vakti anahtarla evime yabancıların girmesini istemiyordum sadece. Hızla barın bulunduğu alana koşmaya devam ettim. Barın arka tarafına giden adamı ne kadar istemesem de takip ettim ve adam sonunda durdu. Elindeki anahtarı bana attığında havada yakaladım nefes nefeseyken. Anahtarı direkt cebime atarken ellerimi belime koydum. Tanrı aşkına ! Ne diye beni bu kadar koşturmuştu ki ?

Arkamı döndüğümde ise gördüğüm iki beden yutkunmama neden oldu. Birden arkamda kalan hırsız kollarımı sertçe tuttuğunda çığlık attım. Ceplerimden çıkardığım ellerimi öylece sağa sola sallarken dizimi kırıp arkamdaki adama vurdum ani refleksle. Anında dizleri üzerine çökerken arkamı dönüp koşmaya başladım. Belki de barın etrafını dolaşabilirdim ama bilmediğim bir şey vardı sanırım. Barın bir tarafı kısıtlanmıştı ve çıkış yoktu. Yani etrafını falan dolaşamıyordum. Herhangi bir duvarın arkasına saklandım çıkışı olmayan bir yere girdiğimde. Adımlar arkamdan gelirken titreyen ellerimle telefonumu çıkardım.

Jisoonun arkadaşı: tqehyung
Sqna yalwaririm
Bqrin arkq taeafındqyim
Birilewi var bwni ariyorlar

Jisoonun abisi: neyden bahsediyorsun
Barda ne işin var

Jisoonun arkadaşı: bana yawdım et

Jisoonun abisi: neredesin
Napıyorsun sen Taehyung |
Aşık mı oluyorsun aptal |
kendi işini kendin hallet
Normal liseli kızlar gibi benden prensin olmamı isteme

Jisoonun arkadaşı: jisoyu arayacağım

Jisoonun abisi: jisooyu bara çağırmayı düşünmüyorsun değil mi

Jisoonun arkadaşı: geliyorlar
Sana yalvaririm
Jisoo bu halde olsaydı ne yapardın bir düşün

Sertçe kolumdan tutan adam resmen beni kenara fırlattığında yüzümü ekşittim sırtım duvara çarparken. Telefonum yeri boylarken korku bedenimdeki baskısını arttırmıştı. Ellerini belime yerleştirdiğinde sertçe ittirdim ama bu sadece biraz sendelemesine neden olmuştu. Dibimde olduğu için dizimi kaldırıp vuramıyordum da iğrenilesi adama. Sadece biraz ittiriyor ve direniyordum. Sonunda sinirlenip geri çekildiğinde derin bir nefes aldım ama bana çektiği çakıyla aldığım nefes kesilmişti.

Home•TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin