5. Bölüm

51 4 1
                                    

Ulaş ve Koray gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı. Evet, K lakabının sahibi oteldeki komşumuz Koray'dı. Kafayı yemek üzereydim. "Ulaş bize ondan hoşlanmadığını, iyiliğimiz için ondan uzak durmamız gerektiğini, kendisinin de uzak duracağını söyleyip üstüne bir de tehdit etmemiş miydi?" Yağmur da en az benim kadar afallamış bir şekilde cevap verdi. "Allah kahretsin ya. Nilüfer, halüsinasyon falan olmasın bu şimdi?" Bu olasılığın gerçek olmasını isterdim. "İkimizin de aynı halüsinasyonu gördüğünü sanmıyorum kanka." "Ne konuştuklarını öğrenmemiz lazım Nilüfer."

  Zaten kıyafetlerimizden dolayı tanınmayacak haldeydik ama sesimizden dolayı bizi tanıyacaklarından korkuyordum. Fısıldayarak konuşuyorduk fakat Ulaş dikkatli biriydi, fısıldayarak konuşmamızdan şüphelenerek bize fark ettirtmeden bizi izliyor olabilirdi. Çok dikkatli olmalıydık. "Bizim kimliğimizi anlayabilirler Yağmur! FBI değiliz biz farkındaysan?! Her an deşifre olabiliriz!" "Gider hesap sorarız deşifre olursak Nilüfer. Sevgilisisin sonuçta." Bu kelimeyi üstüne basa basa söylemişti. Haklı olabilirdi ama yanıldığı şeyler vardı. Hemen bunu ona söyledim. "Ama eğer bizi görürlerse ve yalan söylerlerse ve işin aslını öğrenemezsek? Ulaş bana kolay kolay yalan söylemez Yağmur. Bu işte bir iş var." "Bu işte bir iş olduğu her halden belli zaten ama nereden biliyorsun, Ulaş'ın sana kolay yalan söylemeyeceğini? Bu kadar güvenme kimseye." "Tamam." deyip oradan uzaklaşıyormuş gibi yapıp güldüm. "Süperzeka(!) onu mu demek istedim ben?" dedi. Gülüştük.
Evet, güven meselesini şakaya vurmuştum fakat Yağmur biraz aklımı karıştırmıştı. Yine de Ulaş'ın bana kolayca yalan söylemiş olmasına inanmak istemiyordum. Koray'dan uzak duracağını söylemesine rağmen durmaması bana olan ilk yalanıydı, ve de son. Yani... Son olmak zorundaydı. Zorda kalmasa neden yalan söylesin ki bana? Yalan söyleyecek olsaydı baştan çıkma teklifi etmezdi zaten. Çünkü beni üzeceğini bilirdi. Yani... Ben olsam bilirdim. O neden bilmesin ki değil mi?

Onları duyabilmek için risk alıp onların hemen arkasındaki masaya oturduk. Onlara arkamız dönüktü. Seslerini çok net duyuyorduk. Futbol konuşuyorlardı?! Burada deşifre olma korkusuna resmen kalp krizi geçiriyorduk ve bunun için miydi? Gizlice buluşup birkaç saatlik mutluluğuma gölge düşürmelerinin sebebi bu muydu? İnsan bir neden gizli buluştuklarını falan dile getirirdi! O kadar hazırlanmışız sonuçta ayıp yani!

Tam bir buçuk saat boyunca normal şeylerden konuştular. Sanki eskiden beri yakın arkadaşlarmış gibiydi. Saat 23.30'da Koray hesabı istedi.

"Yağmur, çabuk odalarımıza dönelim, Ulaş yokluğumuzu fark edebilir!" "İnşallah fark edip sebebini sorar da o çok sevdiği yüzünü yamultma fırsatım olur." demesiyle dik dik ona baktım. Göz devirdi, haklı olabilirdi ama biraz daha konuşursa pek hayırlı şeyler yaşayacağımızı sanmıyordum. Onlar hesabı öderlerken hiç olmadığımız kadar hızlı ve sessiz koşarak yangın merdivenlerinden çıkıp odamıza girdik. Komşu odalardan aynı anda kapı açılma sesi gelince Ulaş ve Koray'ın bizden şüphelenmeden odalarına döndüğünü düşünerek rahatladık.

"Uyuyalım artık Nilüfer. Yarın sakin kafayla düşünürüz." İsteğini kabul edip yatağıma uzandım ama uyuyabileceğimden emin değildim.

Kapının çalışıyla uyandım. Yağmur'un kalkmayacağını anlayınca kapıyı açtım. Ulaş gelmişti. Gülümseyerek etkileyici bir bakış attı. "Pijaman güzelmiş." Yeni uyanmanın verdiği sersemlikle aynaya bakmamıştım bile. Saçlarım savaştan çıkmış gibi görünüyor olmalıydı. Giysilerime baktım. Üzerimde beyaz büyük bir kedi olan mor bir tişört, altımda ise mor eşofman altım vardı. Artık ne kadar utangaç baktıysam Ulaş'ın gülümsemesi büyüdü. "Beni içeri almayacak mısın?" Yine dalmıştım. Sadece yanaklarımın değil, resmen tüm yüzümün kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. "Yağmur daha kalkmadı. O yüzden mutfağa geçebilirsin." "Eyvallah." dedi ve içeri girdi. Ulaş mutfağa doğru giderken ben de hızlıca lavaboya gittim. Gözlerimin altı mosmordu. Dün hem psikolojik hem fizyolojik çok yorulmuş olmalıydık. Sonra aklıma Koray meselesi geldi.
Evimde bir yalancı var?! Hayır Nilüfer, o senin sevgilin. O zaman yalancı bir sevgilim var? Zor durumda kalmış olmalı. Ama benden daha mı önemli?

MATRUŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin