Biraz yürmüştük ve sıkılmıştım. Atılıp sordum.
"Nereye gidiyoruz?"
"Bize yardım edebilecek bir yer biliyorum."
Bucky'nin tereddütlü konuşması ile samle bakıştık. Sonra döndü ve konuştu.
"Bir kelime etmeyin çünkü sürpriz."
Aramızda tek planı olan oydu ve sustuk. Hepimiz sessizleştik. İleride ne boklar yiyeceğimizi düşündüm. Düşünürken arada giren ağrılarla kafamı kaldırıp gökyüzüne bakıyordum.
"Ooofff, of!"
-
Bilmediğimiz bir sokakta ilerlerken Bucky'nin bizi yönlendirmesine izin veriyorduk. Ne kadar 'yardim edebilecek birisinin' yanina gidiyor olsakta Bucky'nin davranışlar pek oyle degildi. Yolda kısa bir an kime gideceğimizi bahsetse de eksik bir seyler vardi.
Kapsonumu biraz daha çekiştirirken Sam tellerde oturan çocuklar tarafından durdurulmustu. Buckybeklemeden ilerlerken gözlerinin takıldığı eve baktim. Bahsettiği yer burasi olsa gerek. Merdivenleri çıkmadan ben ve sam yetişmiştik.
Elim kapinin üstüne giderken Bucky bizi durdurdu.
"Bana biraz müsade verir misiniz?"
Kafamı sallayip elimi geri indirdim. Elimi cebime koyup etrafa göz gezdirdim. Biran önce su isi halledelim istiyordum. Durduğum yerde sallanirken ofladim.
Kapının önüne Bucky'nin sakinleşmesini beklerken dusunculerim beni germeye baslamisti.
"Kapıyı bugün çalacak misin?"
Gergin bir sesle konusurken maviler bana dönmüstü. Hadi dermiscesine bas hareketi yaparken derin bir nefes alp kapiyi çaldi. Ona kalsa herhalde bir yarim saat beklerdik.
Içeriden gelen adm seslerinin ardindan gelen takirtilarla kapi açildi.Kapiyi 18 yaslarindaki bir genç erkek açarken gözleri üzerimizde tanimaya çalsiyormus gibi bakiyordu.
"Siz kimsinşz kime baktınız?"
"Isaiah'i görmeye geldik."
"Burada Isaiah adinda biri yok."
Bakışları üçümüz arasinda gezerken cevapladi. Bucky derince bir nefes aldi ben bile duymuştum.
"Sadece konuşmak istiyoruz."
"Anlamıyor musunuz..?"
Dış demir kapiya yaklasarak tehtid gibi bir sekilde konuşurken direkt Bucky'ye bakarak konustu.
"Eve girmiyorsunuz, girmeyeceksiniz. Gidebilirsiniz."
Başımı önüme eğerken yavaşça sallıyordum.
Dudaklarımın arasından kaçan tek nefeslik gülüsü durduramadım. Zorla girecek degildik."Bucky-"
"Y/N lütfen."
Rica cümlesiyle duraksadım. Başımı kaldırıp mavilere bakarken bakışlarında gördüğüm ihtiyaçla anlamsizca bakarken dudaklarimi birbirine bastirdim. Beni anlamış gibiydi çocuğa geri döndü ve konuşmak için dudaklarını araladı.
"Goyang'daki bardaki adam geldi de. O anlayacaktir."
Çocuk bir süre daha bakislari üzerimizde gezdirirken pes edecekmiş gibi baktı kafasını salladı ve elini kaldırdı.
"Tamam, bekleyin."
Kapi kapanirken Sam Bucky'e döndü.
"Bunun ise yarayacagina emin misin?"
![](https://img.wattpad.com/cover/334098956-288-k23757.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Opia // Bucky Barnes. -Askıda-
Science Fiction(Önceden yayımlayıp daha sonra kaldırmıstım, şimdi tekrar yayımlıyorum.) !ilk bölümler hatalı yazımlarla dolu! Not'; yorumlama yoktur. Olaylar hızlı gelişir. Üşenmezsem devam ederim.