-7 "Benliğin Alaborası"
İnsan yalanlara alışırdı belki, ortada yanan şey kalbi olmasaydı. İçimden alınanlar önümde dağ gibi olmuştu, aralarında mutlu olduğum birkaç anı da görünmüyordu. Belki de ben onları görmeyecek kadar acının dibine batmıştım.
Aslında her şey bu kapıya çıkarken benim ısrarla diretmelerim gözümün önüne geliyordu. Her zaman zeki olarak varsayılmıştım, demek ki ne kadar aptal olduğumu benim dışımda herkes bildiği içindi. Üzerini örtmeye çalışsalar da ortaya çıkmıştı. Benden sakladıkları bir hayatım olduğu. Sürekli yabana atılmam, kırılmam, sevilmemem. Evlatlık mı edilmişlerdi yoksa ortada başka bir şey mi vardı? Bilmiyordum. Bilmemek beni daha da mahvederken bildiklerimle cebelleşmekten yorulmuştum.
Daha çok çalışmaya başladım, kendimi öyle kaptırdım ki önümüzden akıp giden sunum ve yeniden işlere dönüşümle birlikte bir haftadır kimseyle iletişim kurmadan yaşamaya çalışıyordum. Düşünmek her zaman acı verirdi ama bu sefer yüzüme çarpan gerçeklere dayanacak gücüm yoktu. Yalnız, yapayalnız kalmıştım. Herkese direnebilirdim ama kendime, bunu başaramıyordum.
"Bekir Bey, anneniz geldi. Görüşmek istiyor." Zehra bana korkulu gözlerle bakarken yorgun kafamı masadan kaldırdım ve gözlüklerimi takarken ona onay verdim. Annem.. yalan hayatımın bir parçası. O koskoca yapbozdaki en önemli parça şüphesiz. Hani şu nereye koyulacağı bir türlü kestirilemeyip en sona bırakılan, tüm resme şekil veren o parça. Benim canımı yakan en büyük parça.
"Oğlum, Aman Allah'ım bu ne hâl!"Evet, onlara hiçbir şey söylememiştim. Özellikle anneme, o şuan bunları duymayacaktı. Beni uzun süre kandırmışlardı, şimdi ben de her şeyi öğrenene kadar onlara anlatmayacaktım. Zor değildi, rol yapmaya alışıktım.
Bitkin oluşum onu korkutmuş olacak ki gülümseyen yüzü solmuş, gözlerine endişe pırıltıları yerleşmişti. Gerçek ne, sahte ne ayırt edemiyordum. Sen de yalandan mı gülüyorsun anne, yoksa sen de mi hiç sevmedin beni?"Yorgunum, bir haftadır projeyle çalışıyorum gece gündüz. Hoş geldin, gel otur."ikiletmeden koltuklara yerleştiğinde tedirgin bir hâli vardı. Şirketteki soğuk savaştan haberi vardı, herkes gibi. Yaptığımın meydan okuma olduğu çok açıktı ve başarmıştım da. Babamla birkaç hararetli tartışma daha yaşasak da beni kendi hâlime bırakmıştı. Nede olsa uğraşacağı kadar değerli değildim. Kimseydim hatta.
"Babanı karşına alman beni çok korkuttu Bekir. İkinizin böyle gergin olmasına dayanamıyorum."Ne zaman gergin değildik anne, ne zaman düşman değildik?..
"Yaptığı şeyin yanlış olduğunun farkında anne, bu yüzden üzerinde durmadı. Şuan şirketin durumu hiç iç açıcı değil ve buna o sebep oldu."
"Haklısın ama ne bileyim. Şirketin başına geçeceksiniz siz-"annemin dediği şeyle yutkunamadığımı hissettim. Beni hiçbir şey olarak bile görmeyen adam neden başta tutmaya çalışıyordu? Şüphesiz ben iyi bir kuklaydım ve çokta güzel oynatıyordu. Ona karşı çıkışım o yüzden herkesi germişti, beni sahnede kendi hareket ettirememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİM-SE (Ara Verildi)
Spiritual"Bunca yıl, bunca..."demir gibi olmuş ellerimi yanımda duran banka güçlükle sabitledim. Aldığım nefesler ciğerime iletilmeyip boğazımı mengene gibi sarıyordu. Yanımdaki dostuma bakarak bağırmaya başladım: "Kimim ben, söylesene! Kazanan mı yoksa kayb...