-13 "Yangın Yeri"

65 10 54
                                    

-13 "Yangın Yeri"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-13 "Yangın Yeri"

000000000000

İnsanın nereden başlayacağını bilmediği hep olurdu. Öyle gelirdi ki üstüne her şey, nereden tutacağını bilemez; kalakalırdı ortada. Hayat sizi bir uçurumun kenarına ittiğinde, orada oturup kalmamak gerekiyordu. Hareket etmeden durmak çözüm değildi, ya kendi sonunu getirecektin ya da orada dönüşecek ve iyileşecektin. İnsan, uçurumun kenarına boşuna gelmezdi. Seçimler, seçilenler ve seçilecek olanlar bizi oraya sürüklerdi. Her nedenin sonu bir sebebe bağlanırdı, hiçbir şeyin boşuna olmadığını algılayanlar böyle varsayardı.

Böyleydi, şuan içinde bulunduğum karman çorman durum beni bir uçurumun köşesinde yapayalnız bırakmıştı. Orada ne yapacağımı seçmek bana kalmıştı ve ben tüm yorgunluğuma inat geri dönmeyi seçmiştim. Savaşmayı, yeniden. Kanımın son damlasına kadar hissetmeyi sevgiyi. Unutulan olmama rağmen unutmamayı seçmiştim, yorulan olmama rağmen yormamayı.

İncinen tüm ruhuma inat yeniden dimdik durmuştum, belki ilk belki de son kez. Devrilemez duruşum içimde sönmeyen ateştendi, kırılan kalbimden, hoyratça kullanılan sevgimdendi. Ben, insanların iki kuruş sevgisine tamah etmeyi öğrenen bedenime gerçek sevgiyi öğreteni yarı yolda bırakmazdım. Yeniden ruhuma nefes olan, içimdeki bahçeye can suyu veren kadından vazgeçmezdim.

O da benden geçmezdi, geçmeyecekti. Kısa bir süre olmuştu belki ama onu tanıyordum. Tüm korkularıma rağmen hissediyordum, beni bırakmak istemiyordu. Sevgisiz büyüyen iki çocuk birbirlerinde bulmuştu yeniden kendilerini. Tüm gerçekliğe inat hayal dünyasında durmak istemişlerdi. Ama izin yoktu, şimdilik. Ben artık kimseden izin almayacaktım.

"Bekir, gelmişsin! Hoş geldin kardeşim." bana gelip sıkıca sarılan dostuma kollarımı doladığımda ikimizin de perişan halde olduğunu fark etmiştim. Nöbetten yeni çıktığı belli olurcasına gözleri şişmişti, taktığı dinlendirici gözlükler bile örtememişti kanlı harelerini. Zeynep'in ağladığı için kıpkırmızı olmuş yüzünü görünce sessizce iç çektim. Sadece Esma için değil, üzdüğü tüm insanlar için hesap soracaktım.

"Hoş buldum Yusuf, hiç iyi görünmüyorsun."

"Sen aynaya baktın mı, zaten beyaz tenlisin iyice vampire dönmüşsün. Gözlerin hele! Bakma bana korkuyorum."

"Korkunç mu duruyorum?"

"Evet." tereddütle cevap verdiğinde hiç gülesim olmasa da tebessüm etmiştim. Koluna sertçe vurduğumda sinirle yerinde kıpırdandı ve yanımdan kaçtı. Haline Zeynep de kıkırdarken ben yeniden sinirli tavrıma bürünmüştüm.

"Korkunç görünmem güzel, herkes korksun istiyorum. Korksunlar ki, anlasınlar."

"Neyi?"

KİM-SE (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin