-8 "Kalbin Sektesi"

81 12 16
                                    

-8 "Kalbin Sektesi"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-8 "Kalbin Sektesi"

00000000

Siyah bir duvar, üzerinde çatlaklar. Boyasının çatladığını belli eden griliklerin ortama girişi. Harabeye dönmüş bir ev.
Benim evim, kalbim.

Balyozlar inen, kırılıp dökülen yüreğim. Çatlakların arasından içeriye girmeye çalışan ışıklar vardı, onları görmek istiyordum. Belki arkada bahar yoktu ama ben artık siyah duvarlara bakmak istemiyordum. Belki de, belkilerle dolu binlerce düşüncemle beraber oldurulamaz hayaller kuruyordum.

Belki diyordum, bir pencerem olur. Dışarıya bakan, güneşi gören. Mutlu yüzüm olur pencere, güzel perdeler asarım, önüne çiçekler koyarım. Pek çiçek bakmayı bilmem ama güneş büyütür onları. Hem belki, belki duvarları tamir ederim. Belki beyaza boyarım. Çok uçuktu ama hayaldi işte.

Beni hayallere bağlayan bir şeydi, onun varlığı. Nerede gördü, nerede anladı kalbim onun kalbinin içime işleyeceğini bilmiyordum. Nerede takılı kaldı gözleri aklıma, nerede o gülüşü hatırlayınca iç çekmeye başladım, nerede sırıttım onunla konuşmalarımızı anımsayınca. Bir anda olmuştu. Hayatta umudum yok dediğim her âna tohum ekmişti fark etmeden. İnanmıştım, güvenmiştim en önemlisi de korkmamıştım. Hayatım boyunca bir insanın kalbindeki yerimden şüphe ederken onun kalbimde oluşu bile yetmişti. Şu dünyada herkes beni hep sevsin istemiştim ama onun sevgisi kalbimde öyle büyümeye başlamıştı ki, diğerler insanlardaki yoksulluğumu unutturmuştu.

Ben sevginin en büyük yoksunluk olan toprağına hadsizce bir fidan ekmiştim ve köklenmişti. Bu fikir beni tedirgin etse de bir ağacım olsun istiyordum. Bir sevgim olsun. Sevgisiz ruhuma merhem olsun.

"Bekir, anlatacak mısınız bana her şeyi? Annemler de çok merak etmiş, duyduklarını dediler ama ben senden dinlemek istiyorum."karşımda oturan Yusuf bir bana bir de masanın başında oturan Esma'ya bakıyordu. Zeynep de onun yanındaydı ve ikimiz de ağzımızı açıp bir şey diyemiyorduk. Ne diyeceğimi de bilmiyordum esasen. Onunla konuşmamıştık, fırsatım olmamıştı. Benimle yürümek ister mi yoksa vaz mı geçer bilmiyordum. Onun hakkında konuşmak istemiyordum ona sormadan. Ben kendi düşüncelerimi söyleyip kenara çekilsem kalbi kırılabilirdi belki de. Yine de sıkıntıyla nefesimi verip Hamza'ya baktım. Sonunda konuşacağımı fark ettiği için gözlerini üzerime dikmişti.

"Yusuf, ben düz bir adamım biliyorsun. Esma Hanım'la geçen gün de karşılaştık ve bu dengesiz yine onun peşindeydi. O gün durdurup hesap sormak istedim ama izin vermedi. Üstelemedim, bir bildiği vardır dedim. Haddimi aşan bir durumdu sonuçta. Bugün ise buraya gelme niyetim Esma Hanım'a ona talip olduğumu söylemekti."herkes kocaman gözlerle bana bakarken ben göz ucuyla ona bakmıştım. Kafası önündeydi ve bana bakmıyordu. Şuan ondan bir tepki görmek için her şeyimi verirdim ama o bana bakmıyordu.

KİM-SE (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin