...10...

336 92 6
                                    

.....
Atlas'ın ağzından

Ve yine hiç bilmediğim bir odadan hiç bilmediğim bir eve gelmiştim. Şaka gibiydi mükemmel herkesin isteyeceği bir hayatım varken birtane kız gelip beni kaçırıyor du. İlk başlarda kafama bu kadar takmadım babam,babam Arif Soykan, ünlü Arif Soykan onun oğlunu kaçırmak bu kadar kolay mıydı? Bir gün geçince herkes beni aramaya çıkar dı öyle değil mi ? Ama şaka gibi bu kız beni kaçırdığı günün üstünden günler geçti ve kimse beni aramaya gelmemişti! Bu garipti Arif Soykan' ın oğlunu kim kaçırmaya cüret edebilir di ?ve kim kaçırdıktan sonra yakalanmamayı başarabilir di? Bu kız, bu kız başarmıştı. Kimdi bu kız nerden gelipte benim başıma bela olmuştu! Ne cüret le benimle böyle konuşabiliyor du . Hiç kimse, ama hiç kimse benimle özelik le bir kız benimle böyle konuşmamış tı. Söyledikleri sözler kulağımda yankılanıyordu...

" O ODADAN KURTULDUN AMA BU EV CEHENNEMİN OLACAK ATLAS SOYKAN!"

" BU EVE HAPSOLMUŞ BİR ZAVALLI SIN ATLAS SOYKAN!"


" SENİ YAVAŞ YAVAŞ GEBERTECEGİM ARTIK ÖLDÜR BENİ DİYE YALVARICAKSIN ATLAS SOYKAN!"

.....

Her bir söylediği kelime kafamın içinde dönüyordu kulaklarımın içinde uğultu sesi ile karışmış onun sesi yankılanıyordu. Her bir söylediği kelime gururumu yerle bir edip sinirle karışık bir his ortaya çıkıyordu. Babam babam beni nasıl kurtaramadı nasıl ? Ben nasıl hayla bu kızın elindeydim ne yapmıştım bu sözleri duyacak. Hiç birşey hatırlamıyordum sanki tüm bildiklerim kafamın içinden bir silgi ile yavaş yavaş siliniyor du. Aklımda Alev'in sözleri yankılanıyordu...

" Zavallısın.... Zavallısın.... zavall.....

" Seni yavaş yavaş geberticeğim....

" Seni yavaş yavaş.....

" Beni öldür diye yalvarıcaksın....

" Yalvarıcaksın...

Beynimde dönen her uğultu çıldırmama neden oluyordu. Vücudum kaldıramıyordu ellerim kafama gitmişti iki elimde kafamın iki yanını sıvazlıyor dizlerim yavaş yavaş yere çöküyordu bütün bu olanlar çok fazla gelmişti. Ben Atlas Soykan hiç tanımadığım katilimin elindeydim. Ben  prens unvanıyla tanınan ben babamın adını duyanlar herkes önümde per perişan olurdu. Ama bu sefer ben hiç tanımadığım bir kızın önünde Per perişan olmuştum...

Gözüm kararıyor du söylenen sözleri hazmetmeye çalışıyordum. Ama yediremiyordum. En son onyedi onsekiz yaşımda aşağılanmayı bırakmıştım. Ve şimdi tekrar tekrar başa dönüyordu işler tekrar mı gelecekti o eski lanet günler o genç saf itilip kakılan güçsüz çocuk sürekli aşağılanan o genç, o günler tekrar dan mı yaşanacaktı...

Artık nefes alamıyordum. Başımı kaldırıp önümdeki pencereye bakmıştım. Yavaş yavaş kalkıp pencereye doğru ilerlemiştim. Camı açmamla sert rüzgarın yüzüme çarpmasıyla yavaş yavaş kendime geliyordum. Kafamı yana çevirmiştim. Bir tane yatak ve yanında komidinin üstünde duran sürahi ve bardak vardı. O cam bardağa bakıyordum.  O cam bardak benim kurtuluşum olabilir miydi? Tüm bu yaşadığım lanet hayatı tüm bu acıları alabilirimiydi benden. Veya beni alabilir miydi o dertlerden. pencereden ayrılarak komidinin üstünde duran bardağa yönelmiştim. Yavaş yavaş yürüyordum sonunda vardığımda önünde durup komidinin üstünde duran bardağı elime almıştım .

O cam bardağa bakıyordum. Uzun bir süre bakmıştım o cam bardağa, birden o cam bardağın üstünde hayatım belirmişti kan kırmızısı ve siyah renklerde sanki bir ekran gibi önümden geçiyordu hayatım tüm o kötü günlerim zorbalandığım günler babamın aşağılamaları  yediğim küfürler "Kız gibisin...." " saf lan bu.... "Senin gibi bir oğlum olduğu için utanıyorum....." " Zavallısın...." " Böyle erkek mi olur dayak yiyorsun...." Tüm kötü günlerim tüm aşağılanmalarım bu yaşamaya değer olmayan boktan hayatım hepsi bir film şeridi gibi geçmişti gözümün önünden....

Neden yaşıyordum ki ben ?
Ha neden? Şu pislik dünyada insanın kendi cinsine garâzi olan şu dünyada... Akıl, akıl güzel birşey miydi? Bence akıl bir suç aletiydi  hayvanlarda akıl yok bu yüzden masumlar hayvanların kendi cinsine zararı olmaz etrafındakilere zararı olmaz mesala,  özürlü insanlar kime zararları vardı? Kimseye, deli insanlar kime zararları vardı? Kimseye işte aslında akıl insana verilen bir suç aletiydi masum gibi görünen en büyük suç aleti...
Akıl nefis le aynı şeydi aslında iyiye kullanırsan şifa kötüye kullanırsan bir cefa idi akıl. Az insan gördüm aklı var iyi çoğu insan gördüm aklı var ama ağır basan nefisi.... Kendi cinsin değil miydi neden zarar verirdi belki insanlığa zarar veren şeyler seller,afetler ,yangınlar depremler, değilde insanlığın en zor anında bir battaniyeyi üç yüz yaparak kendinin de o enkaz da kalacağını düşünmeyenler di...

Yaşamama gerek yoktu artık bu dünyada ne yapacaktım  burada artık özgürlüğüme de el koyulmuştu şu küçücük odada. Zaten ölmeyecek miydim bu kız yüzünden madem öyle yada böyle gidecektim bu dünyadan ölümüm benim elimden olsun o zaman... Atmıştım elindeki bardağı yere binlerce parça serilmiş ti yerde sesi yankılanıyordu kulağımda çok sesli kırılmıştı sanki tüm bu olanlar karşısında bariz bir şekilde inliyor bağırıyor gibiydi ayaklarıma batmasına umursamadan yürümüştüm küçük cam parçalarının üstünde odanın ortasına yayılmıştı parçalar en ortada en büyük parça. Artık en ortaya geldiğimde kandı yerler ayaklarım dan akan kandı ama umrumda değil di ve  o ortadaki en büyük parçayı almıştım elime şimdide elimde akmaya başlamıştı kanlar sanki bu güne hazırlanmış gibi fışkırıyorlardı. O kırık cam parçasına elindeyken bakarken yaklaştırmıştım boynuma. Herkesten, hayatımdaki herkesten nefret ediyordum. Ve da edecek kimsem yoktu geride bırakacak hiç birşeyim yoktu şan şöhret den başka herkese kızgınım hayatımda olan hersese en çokta babama o yaralamıştı beni en çok okul yıllarımı saymıyorum bile annem, anneme de kızğındım babam bana böyle davranırken sesini çıkaramıyor du sadece beni seviyordun canım annem seni seviyorum ama kızgın değilde kırgınım sana neden ,neden öyle güçlü bir kadın ken söz geçiremedin babama beni döverken neden görmedin beni ama olsun her ne olursa olsun beni seven tek sendin bana kötü davranmayan bir sendin ve şimdide bir kız girmişti hayatıma bu kız ne istiyordu benden anne ne yapmıştım ben ona oda benim canımı yakmak istiyordu anne neden anne ? 

Herkes benim yok olmamı mı istiyor anne?
Neden anne ?
Bu kız ,bu dünya neden hedef olarak beni seçmişti anne neden kurban bendim anne ?madem kurban bendim bu gece hava kararırken şu an akacaktı kan anne bu gün hava kararırken akacaktı kan anne .
Ve da edecek bir senim var benim anne hem sana olan kırgınlıklarıma hem babama olan nefretime , her ne olursa olsun seni seviyorum anne bu sana bir vedam dı anne sen duymasan bile...

Oğlun gidiyor anne oğlun bu kimsenin sevmediği bir senin sevdiğin bu dünyadan gidiyor anne kendine iyi bak...

Son sözlerim bitmişti bu son vedam bitmişti gözünden akan yaşlar o kanlı cam tutan elime düşmüştü, artık o cam parçasını daha da yaklaştırmıştım boynuma arasında santimler vardı. Yaşlarım daha çok artıyordu sadece son birkez nefretle bağırmak çağırmak istiyordum bu son isteğimdi ama yapamazdım. Mahkumların bile son isteği kabul okurken benim olmayacaktı. Ve artık o cam parçasını boğazıma iyice yaslanmıştım. Arasında boşluk yoktu artık sadece bastırmak kalmıştı.

Ve artık yavaş yavaş bastırmaya başlamıştım. Boynuma küçük küçük acılar giriyordu canım açıyordu o cam parçası yavaş yavaş küçük küçük kesiyor du artık boynumu boynumdan bir damla kan akmaya başladı zaten kanlı olan elime, ufaktan kestiğim için yavaş yavaş akıyordu kan artık bu ızdırap bitsin istiyordum. O cam parçasını boğazıma birden hıp hızlı bir şekilde kesmeye Yeltenirken tam camı boğazıma sallayacaken açılan kapı sesi duyulmuştu.....

Mafya Kız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin