Arabadan indiğimizde kendimizi ışıl ışıl parlayan sarayın önünde bulduk içimde Dilayı görmenin heyecanı vardı.
Hızla içeri alındık ve hamam tarzı bir yere götürüldük. Sırayla bizleri muayene edip serbest bırakıyorlardı. Ayşeyle ikimiz hamamın bir köşesinde hafif bir heyecanla konuşmaya başladık.
-Tuana biz Dilayı ne zaman görebiliriz acaba?
-Hiç bilemiyorum içeride bakacağız ona.Yıkanmaya ve eğlenen kadınları izlemeye başladık. Hamamın içi epey geniş ve aydınlıktı. Sakince beklemeye başladık.
Hamamdan çıkarıldığımızda kendimizi kocaman bir salonda bulduk. Karşımızdaki kadın sanki askermişiz gibi bize bir şeyler emretmeye ve bağırmaya başlamıştı. Bütün kuralları yarım yamalak anlattıktan sonra koca binadan çıktı.
-Burası harem oluyor sanırım.
Ayşenin yerli tahminine kafa salladım.
-ama kimin haremi?
-Umarım koca dedenin değildir.
Hayal edince yüzümü kırıştırıp ayşeyi dürttüm.
-Hadi gel oturalım belki Dila buraya gelir.
-Gelmezse biz arayıp bulamaz mıyız acaba?
-Kadının anlattığına göre belli sınırların dışına çıkamıyoruz, Dila ve Şükran teyze bizi görse çok güzel olacak ama nasıl göstereceğiz kendimizi bilmiyorum.Tam o sırada kapının açılma sesi geldi herkes bir anda ayaklandı ve kadını dinlerken geçtiğimiz sıraya dizildi.
Kadın yine belli belirsiz bağırdı.
-Dilanur Hatun hazretleri!Duyduğum şeyin saçmalığına mı gülsem Dila geldiği için koşup yanına mı gitsem bilemedim. Kafalarımızı eğdiğimiz için bizi görmesi imkânsızdı. Kafamızı kaldırsak kadının yasağını çiğnediğimiz için tokat yememiz muhtemeldi.
Düştüğümüz durumun saçmalığını kavramaya çalıştım ve Dilanın yanımıza yaklaştığını duyduğum anda kafamı kaldırdım, Dila ile gözgöze geldik.Dila kadının bize vurmasına engel oldu ve heyecanla yanımıza geldi. Bizi kendi odasına aldırdı. Hemen birbirimize sarılıp konuşmaya başladık. Ona bütün olayları, yeni yasaları ve ebrarın sipahi olma macerasını anlattık. Dilanın şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
-Buraya geldiğimizden beri sizden haber almaya çalışıyorum ama izin vermiyorlar. Amcamın oğlu yarın tahta geçecek bir sıkıntı çıkmaması için iletişimi kopardılar.
Ayşe hemen konuşmaya başladı.
-Bizi yarın için mi aldırdılar?
-Evet yarın abime hizmet edecek kızlar arıyorlar. Ayrıca abimin yarın harem seçimi var seçilmeyen kızlar temizliğe ve asker eğlencelerine verilecek. Ben kuzenimle konuşur sizi seçtiririm, o da bizim tarafımızda merak etmeyin.Ayşeyle rahatlayıp sohbete devam ettik sonra dila sayesinde bize ayrılan odaya geçtik ve uyuyarak yarını bekledik.
Ertesi gün sabahın en erken saatlerinde uyandırılıp hazırlandık ve saray avlusunu süslemeye başladık. Haremde bizimle beraber gelen kızlar torpilli olduğumuz için bize kıllık yapıyorlardı ama ayşeyle üstesinden geliyorduk.
Kutlama başladıktan yaklaşık 1 saat sonra sipahiler güreş, nişan alma yarışı gibi şeyler yapıyordu, arada kadınlar dans ediyordu. Nerede hani eski Osmanlı? İşlerine gelen geleneği devam ettirip işlerine gelmeyeni es geçiyorlardı. Osmanlının hangi tarihinde kadınlar meydanda dans etmiş? Saçmalığa Dila ve Ayşeyle beraber güldük. Ayşe lokum dağıtımı için görevlendirilmişti. Ben de askerlere soğuk şerbet dağıtıyordum. Hayır yani Osmanlı geleneği anlıyorum da güreşen adamlara şekerli şey yedirilir mi ya? Bir de yanına şerbet koyup kusturmaya çalışıyorlar sanırım.
Askerlere Ayşeyle beraber elimizdekileri dağıtırken tanıdık bir simayla karşılaştık. Ebrarı hemen tanıdım ama tabii ki çaktırmadım. Heyecanla Ayşe'yi dürttüm hızla ebrarın yanına gittik ona yavaşça elimizdekilerden verirken aynı zamanda ona olanları aşırı hızlı bir şekilde anlatıyorduk.
İşimiz bitince Dilaya kaş göz yapıp ebrarın olduğu tarafı gösterdik. Hemen gözlerini açıp saçma sapan gülmeye başlayınca bunu yaptığıma pişman oldum. Heyecanını gizleyemediği için şuan çok dikkat çekiyordu. Ayşeyle dilanın bu haline bıyık altından gülmeye başladık ve emirleri yerine getirmeye devam ettik.
Akşam olunca eğlence yavaş yavaş sona erdi ve dilanın bahsettiği seçme zamanı geldi. Ayşeyle düştüğümüz duruma gülüp şakalaşmaya başladık kapı açılınca hemen ciddileşip önümüze döndük. Hüseyin ve yabancı bir kadın içeriye doğru geldi. Kadının Hüseyinin annesi olduğunu anlayıp ayşeyi dürttüm.
Hüseyin en baştan başlayıp kızları seçmeye başladı elenen kızların kötü işlere düşeceğini bildiğim için içim çok yanıyordu.
Hüseyin yanımıza geldiğinde Ayşe'yi tanımıştı hemen onu seçti ve elimi tuttuğunu gördüğü için beni de aldı. Ayşeyle bu işin bitmesini bekledik ve giden kızları izledik.En başta bize kuralları anlatan kadın Hüseyin'in yardımcısıyla ufak bir konuştuktan sonra Ayşe'yi yanına çağırdı. Ne olduğunu anlamadım ve çok gerildim, Ayşe'nin de gerildiği yüzünden belliydi. Kadın Ayşe'yi yanındaki yardımcıya devrederek yine bize nutuk atmaya başladı. Aklım Ayşe'de kalmıştı.
AYŞE
Kolumdan tutan harem görevlisi beni bir masaya oturttu ve bir şeyler anlatıp süslemeye başladı. Ne olduğunu anlamıştım ama mantığıma oturtamamıştım. Acaba Hüseyin beni tanımamış mıydı? Neden odasına yanlış bir şey için davet etmişti? Görevli süslemeyi bitirdiğinde bana tekrar yapmam gerekenleri anlattı ama hiçbir şeyi dinleyemedim çok telaşlanmıştım.
Padişah kapısının önüne geldiğimde kapılar kapanana kadar yardımcının dediği gibi davranıp sonra toparlanmıştım.
-Hüseyin beni tanımadın mı? Neden çağırttın?Hüseyin yavaşça arkasını döndü.
-Tanıdım tanımasına da çağırmam için bir şey olmasına gerek yok.Tepkisizce ona baktım ve konuşmaya devam etti.
-Çok güzelsin, lokum gibi.🤣Dediği şey karşısında hayretle kaldım. Demek ki amacı gerçekten farklıydı.
Hüseyin yanıma yaklaşıp beni yatağa oturttu ve yüzüme dokunmaya başladı.
Geri çekildim ve hayretle yüzüne baktım.
Sinirle kolumu tuttu ve kendisine çekti. Ağlamak istiyordum.*
DİLA
Tuana'nın anlattıkları karşısında çok korktum yaklaşık 2 buçuk saat olmuştu fakat Ayşe hâlâ çıkmıyordu.
-Dila benim aklıma fena şeyler gelmeye başladı.
-Benim de.
-Giremez miyiz odaya?
-Amcam keser bizi.Tam o sırada pencerenin önünde bir hareketlilik oldu hemen perdeyi araladım karşımda Ebrarı görünce heyecandan Ayşe'nin derdini unuttum.(orusoxy coxugu)
Hemen Ebrarı içeri alıp sarıldım.
-Ebrar nerelerdesin, neler oldu anlat hemen.
-Bi soluklanayım gelirken kimseye gözükmemek için koğuş çatısından atlayıp geldim.
-Allahtan çok yüksek değil. Geç otur içeriye Tuana da burada.İçeriye geçtik ve olanları anlattık. Bir süre sohbet edip Ebrarı gizlice yolladık. Tuanayla ayşeyi beklemeye devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saray
Historical FictionHikayem bir arkadaş grubunun vatanın düştüğü kötü durumu sindirememesi üzerine örgütlenip bu işe son vermeye çalışmalarını anlatıyor.