4.

3.8K 202 16
                                    

Akşam bahçede otururken Esin elinde kahvelerle geldi herkes konuşmamı bekliyordu ama ben uzun zaman sonra bu konuyu açacağım için gergindim.

"Eee? Çocuklarla halı saha maçına gitmem gerekiyor saat geldi anlat artık!" Dedi Musa sitemle. Onlara hâlâ tam anlamıyla güvenmediğimi düşünüyordu. Doğru düşünüyordu.

"Ben.. bak kolay değil tamam mı? Yargılamanızdan korkuyorum biraz. " Dedim ona ters ters bakarak.

"Birden söyle gitsin!" Dedi fikret heyecanla. Kaos seviyordu.

"Babamı o gece ben itmedim. Babamın başına gelenlere ben vesile olmadım" dedim hızla ve derin bi nefes verdim.

"Nasıl yani?" Dedi Kübra uzun bi aradan sonra. Anlamıyolardı.

"O gece ben odamdaydım. Dilan anneme beni kıskandığı için ağzına geleni söylüyordu. Bağırıyordu çünkü benim de duymamı istiyordu. Şirketin avukatlığını yapıyordum ve babamla ilişkim daha ileri bi boyuta taşınmıştı. Dilan her zaman kıskançtı. Her zaman bana yapılan ona da yapılsa da beni kıskandı. Annemle babamın ilgisi sadece kendisinde kalsın isterdi. Bencildi. Hâlâ öyleymiş. Neyse... Sonra babam geldi. Odadan çıktım merdivenin başından aşağıya baktım. Babam önce hepimize baktı tek tek, sonra Dilan'ın yine olay çıkardığını anlayarak salona yöneldi. Dilan bana doğru atılınca durdurmak için önüne geçti ve Dilan o sinirle babamı itti. Salonun girişinde iki basamak var babam dengesini kaybetti orda. Geriye doğru düştü ve ensesini orta sehpahaya sertçe çarptı. İlk müdahaleyi ben yaptım. Her yerim kan. Ellerim.. hastaneye ambulansla geldim ben yolda adlî vaka olduğu için hastane polisine haber verildi. Hastaneye geldiğimizde annemlerden önce polisler geldi yanıma. Ben yaptım dedim. Cinayet ile yargılanabilirsiniz dediler yine ben yaptım dedim. Çünkü Dilan kaldıramaz. Hani dedi ya dün fakir kompleksi diye.." deyip güldüm hüzünle

"Onu her ortama çabucak ayak uydurduğum için söyledi. Eğer babamın şirketi olmasaydı diyerek ya da bigun batma ihtimalini göz önünde bulundurarak o şatafatlı hayatı hep ittim elimin tersiyle. Onun tabiriyle inek öğrenciydim. Benim tabirimle mükemmel bi insandım. Dilan bunu da kıskanırdı. Onun kıskançlığı benim sonum oldu. Asla pişman değildim. Çünkü bu olaydan sonra bi daha benimle ugrasmicagini, babamın hayatına mâl olan kıskançlığı bi daha gün yüzüne çıkarmicağını düşünüyordum. Dün de aptal olduğum kanitlandi işte. O asla değişimicek. Meryem Sultan da bana zarar vermesinden korktuğu için beni size gönderdi. Burası olmasaydı da başka bi yerde ev tutacaktım ama o inatla burası olsun istedi" dedim ve derin bi nefes aldı.

"Yani sen haksız hapis yattın. Suçsuzsun ve kendini o suçlu psikolojisine sokmussun. İlk geldigin gün olayı resmen kendin yapmışsın gibi anlattın!" Dedi fikret

"Sana söyledim. Daha sonra anlatırım dedim. Güvenmiyordum size çünkü insan ilk defa gördüğü birine güvenmez. Aramızdaki iletişim ilerleyince anlatacaktım olayı olduğu gibi. Ben adaleti şaşırttım fikret. Evet o gece ben hiçbir şey yapmadım ama adliyede bütün adalet kavramımı çöpe atıp hakimin ve savcının karşısında olayı capritarak anlattım. Ben yapmışım gibi. Ve lanet olası olay bi türlü çıkmıyor kafamdan.. bütün detaylarıyla aklımda sanki gerçekten ben yapmışım gibi. Benim yalanım suç. Bu ortaya çıkarsa bi ceza daha yerim ben! Kolay mı saniyosun yalan söylemeyi? Hele ki işinin ehli hakimin karşısında! Avukat olarak durmam gereken salonda yargılandım ben! Bütün hayatımı çöpe attım, bütün ideallerimi. Mesleğimi kendi ellerimle yaktım ve şuan tekrar hayata tutunmaya çalışıyorum. Damga yedim ben. Hapisten çıktım. Bunu öyle karşıma geçen herkese gülerek evet ya fedakar bı karfes olduğum için kardeşimin suçunu üstlendim onun yerine ben yattım ama hayatımı siktiler benim o dört duvarın arasında siz kendinizdekilere dert mi diyorsunuz? Diyemem. Çünkü dediğim gibi yalan beyanda bulunmak büyük bi suç. Ben bi bedel ödedim aptallığımın karşılığında. Bi bedel daha ödemeye gücüm yok"

haksız hapisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin