10 günün ardından fikret ve Peri balayından dönmüş birkaç gün sonrasında ise bizi akşam yemeğine davet etmişler. Bunun haberini ise Gökhan verdi. Artık Musa ve Serpil'le arası kötü değil, evet hâlâ Serpil'e soğuk davranıyor ama ilk zamanlar olduğu kadar değil. Üç gün sonra Musa Serpil'i istemeye gidecek ve biz restoranı, şükür ki, rayına oturttuğumuz için eskisi kadar yorulmuyoruz.
Yardıma gelen Esin ile birlikte hazırlanmak için tekrar eve geçerken onun okuldan tanıştığı çocukla olan yakınlaşmasını dinliyorum. Tavsiye istiyor ama belli etmemeye çalışıyor. Tavsiye alması gereken en son kişi olduğumu söylesem beni yanlış anlar mı?
Hayır hayatı boyunca üç sevgilisi bir flörtü olan insanım. Flörtüm abisi ama yine de kendisi bilir..
"Yani sonra beni akşam yemegine davet etti. Ben de dedim ki olmaz, akşam yedide evde olmam lazım. O zaman beşte buluşalım diyor. Ne diyeyim Dilay? Abim anlar mı?"
"Anlasa kızar mı, mı demek istiyosun?" Dedim gülerek.
"Yani.. ben attığım adımı söylerim abime. Bunu söylemezsem ve bi yerden duyarsa bana olan güveni kırılır."
"Söyle o zaman Esin? Yani abin anlayışsız biri değil seni kısıtlayacak biri hiç değil. Elbet hayatına biri girecek ve buna abin değil sen karar vereceksin. Bildiğim kadarıyla abinden izin almıyosun sadece haber veriyorsun. Bunu da haber ver ki bilsin. İzin almak zorunda değilsin"
"Haklısın. Abim kızmaz. Endiselenir ama kızmaz. O beni üzmez" dedi rahatlayarak.
Evin önünde arabayı durdurup aşağıya indiğimde bahçede oturan Ali'yi gördüm
"Ve bence keyfi yerindeyken söyle. Ben yukarı çıkıyorum " dedim Esin'e güven vermek ister gibi gülümseyerek
"Dilay? Ne zaman hazır olursun?" Dedi Ali beni görünce
"Yarım saat sürmez, noldu?"
"Pastaneye gideyim dedim, hemen hazırlanırım dersen birlikte alırız dicektim. Neyse sen hazırlan, ben gider alırım " dedi ve Esin'e döndü.
"Naber fıstık? Gelmedin bugün mağazaya?"
"Öyle. İyiyim abi. Restorana uğradım bugün " dedi cekingence. Hayır ben arabada kimle konuştum acaba?
Onlar konuşurken ben eve çıktım. Üzerimi değiştirip saçlarımı güzelce toparladım ve makyajımı sildim. Sonuçta biz bize olacak
Telefonla biraz uğraşıp vakit geçirdikten sonra ise Ali'nin aramasıyla aşağıya indim. Bana kısaca göz atıp elini uzattı. Gülümseyerek elini tuttum. Hâlâ bana karşı çekingen olması bence onun sorunu zira çoğu gece birlikte uyumamıza rağmen hâlâ elini tutmak istemiceğimi düşünüyor.
Biraz aptal.
Ama şirin.
Birlikte yürüyerek peri ve fikretin evine gittik. Mahallenin en sevdiğim evlerinden biri olabilir, kirası fazla ama bu paraya değer.
Ali sessiz sedasız yürüdüğümüz yolun sonunda kapıyı çalınca beklemeye başladık. Kısa süre sonra kapı Peri tarafından açılınca genişçe gülümseyip ona sarıldım ve içeriye geçtik.
"Hoşgeldiniz. Ne gerek vardı" Peri Ali'nin elindeki poşeti aldı ve masaya kattı. Serpil ve Musa koltukta yan yana otururken Fikret onlara pis pis sırıtarak bakıyor. Gökhan ise telefonuyla ilgileniyor. Biz mutfağa geçip masayı tamamen hazır hale getirmişken kapı bı kere daha çaldı ve Kübra ile Esin girdi içeriye. Bizden sonra Peri mahallenin kadınlarını toplayıp dedikodu yapmalarina izin verecekmiş. Bu toplanmaya benim de katılmamı istiyor ama ben çorap kokusuyla kafa bulmayı sevmem. Restoranla benim ilgileneceğimi ve Serpil'in istiyorsa gelebileceğini söylemekle yetindim ve umarım benim bu cevabım üzerine beni bi daha davet etmez.