Aradan geçen haftalarda sürekli evde kalmıştım. Balkona çıkınca gördüğüm Ali bana kısa bi baş selamı verip önüne dönüyordu. Meryem Sultan'ın çıkmasına az kalmıştı. Şimdilik elimdeki parayla idare ediyordum. Kızlarla gayet iyiydik, hayatım yolundaydı. Annem nerdeyse her gün maviyle birlikte gelip yanimda olduğunu gösteriyordu.
Onu Meryem Sultan ile tanıştırmak için sabırsızlanıyorum!
Şimdi ise Ferit abi ve eşinin birlikte işlettiği, Ali'nin mağazasının karşısında olan kafede oturmuş sohbet ediyorduk kızlarla. Esin ve Kübra dershane ile ilgili konuşurken biz serpil ve Peri ile haftaya olacak olan isteme gecesini konuşuyorduk. Fikret ve perinin isteme gecesini.
"Musa da annem çıkınca isticekmis beni."
Dedi serpil hülyalı hülyalı. Ona genişçe gülümsedim ve mağazanın önünde duran musayi gösterip "şimdi evet de nikah dairesine kucağında taşır seni" dedim hevesle. Gerçekten Musa çok seviyordu serpili. Eğer bi gün birini seveceksen, Musa gibi sevebilen birini sevmek isterdim.
"Size şeyi dicektim, Arzu mahalleye geri dönecekmis. Zaten biliyorduk bi gün pişman olup döneceğini ama çok erken oldu" dedi Peri. Arzu kimdi?
"Sen bilmiyorsun tabi. Arzu Ali'nin eski sevgilisi" inanmazdım. Ben onun birini sevdiğine inanmazdım vallahi.
"Ay yok artık!" Dedim gulmelerimin arasından zar zor.
"Neye güldün bu kadar Dilay?" Dedi serpil gülümseyerek.
"Ali'den bahsediyoruz. Hani şu soğuk nevaleden. Hani kalbi buz tutmuş gibi bakan adamdan!" Dedim gözlerimi belerterek. Neye bilmiyorum ikna etmeye çalışıyordum onları.
"O kalbi buz tutturan da bi kadın kuzum" dedi serpil. Ne olmuştu? Onun gözündeki feri söndürecek ne yaşamıştı?
"Gidip sorsam anlatır mı?" Dedim günlerdir tek kelime etmediğim adamın bedenine gözlerimi çevirerek. Musa'nın yanına geçmiş sigara içiyordu. Çok içiyordu.
"Arzu dersen seni yanından kovar" dedi peri gülerek. "Evinden kovmazsa iyidir tabi" ekleyen Serpil'e ters bi bakış attım.
"Ben meraklı bi insanım." Dedim
"Madem dedikodunun devamını anlatmicaksınız niye başını dile getiriyorsunuz?" Sitemim onları güldürürken ben gayet de mutsuzdum. Telefonum çalınca ekrana baktım. Annem arıyordu yine.
"Efendim anne?"
"Napıyosunuz canım?" Evet her zaman benimsediği kızları da dahil ederek soruyordu bana
"Ne yapalım anne, kafeye geldik kızlarla oturuyoruz " dedim gülümseyerek.
"Maviyi bugün kresten sen alır mısın annem? Keyfini bölmek istemezdim ama baban erken çıkamaz biliyorsun, benim de toplantim vardı unutmuşum tamamen dilana haber de veremiyorum nişanlısının yanında " dedi üzüntüyle.
"Yok anne sorun değil, hatta senin için sorun olmicaksa ben maviyi bana getireyim akşam da sen gelirsin?" Dedim cevabindan çekinerek.
"Olur tabi, babanı da ararım. Akşama dışardan söyleriz bi şey hazırlamaya çalışma kardeşinle vakit geçir biraz" dedi heyecanla. Onu onaylayıp hızla telefonu kapattım ve ayaklandim. Cuzdanimdan bi miktar para çıkarıp fincanın altına sıkıştırdım ve kızlara baktım.
"Maviyi almaya gidiyorum biraz ona alışveriş yapar eve geçerim. Siz de gelirsiniz seviyo sizi biliyosunuz. Annemle babam da gelecek ama onlar akşama gelir yemek yeriz dedi annem. Ben gideyim yarım saat sonra çıkacak mavi" dedim hızlı hızlı konuşarak. Çantamı koluma takip kafeden çıktım. Musa bana el hareketi ile gel deyince onlara doğru yürüdüm yüzümden eksik olmayan gülümsemeyle.
