0.2

363 12 3
                                    

0.2
İkinci Bölüm

Bölüm Şarkısı;
Güler Özince•Merkür Retrosu

Ayağımla kapıyı ardımdan kapattıktan sonra elimdeki kutuyu vestiyere bıraktım.

Kutunun içeriğini deli gibi merak etsem de üzerimi değiştirip rahat bir şeyler giymek önceliğimdi. Bir bardak su içmemin ardından odama yönelip kıyafetlerimi değiştirdim.

Banyodaki işlerimi de hallettikten sonra soluğu vestiyerde aldım. Artık bu gizemli kutunun içeriğini öğrenebilirdim.

Kutunun üzerinde yazan adres telefon numarası ve isim kısımlarını es geçmiştim. Adres hariç gerisi benim bilgilerim değildi. Bu da Sıraç'ın kuryeyle anlaşıp kutuyu yolladığını gösteriyordu.

Zaten ismini bile bilmediği birine başka türlü de kargo yollayamazdı galiba.

Kutunun kapağını açtığımda içerisinde el yazısı ile yazılmış bir not karşıladı beni. Hani tüm doktorların el yazısı kötüydü?

Belki kendisi yazmamıştır.

Bir hafta boyunca verdiğim rahatsızlık adına özür dilerim.
Bir telafi hediyesi olarak düşün.
Sıraç Tekin.

İnkar edemezdim, hoşuma gitmişti. Hediye kısmı değil ama verdiği rahatsızlığı düşünüp özür dilemesi gerçekten çok hoş bir davranıştı.

Notun altında bulunan hediyeye bakınca yüzümde kendiliğinden bir tebessüm oluştu. Kliniğimin bulunduğu apartmana benzer bir ev şeklinde kar küresi almıştı.

Benimle ilgilendiği bariz belliydi.
Hiç öyle anlamazdan gelip safa yatmayacaktım. Kim bu devirde tanımadığı etmediği birine hediye alacakta özür dileyecek falan geç o işleri.

Yüzümdeki gülümsemeyi koruyarak mutfağa ilerleyip kahve makinasını çalıştırdım.

Kahvenin olmasını beklerken kutuyu çöpe atmak için kapıya yöneldim. O sırada kutunun üzerinde bulunan etiketteki numara gözüme çarptı.

Yapsa mıydım?

Ne kaybederim ki?

Elime telefonu alarak numarayı kaydedip whatsapp'ına baktım. Sonuçta doğru numara olduğunu teyit etmeliydim. Profil fotoğrafının herkese açık olması tamamen şansımdı.

Kumral saçlarının vuran güneşten dolayı daha açık renkli göründüğü bir fotoğraf ev sahipliği yapmıştı profiline. Çok incelemeden mesaj kısmına geri döndüm.

Teşekkür ederim.
-Yanlış dairenin ev sahibi

Yazdığım mesajı ikinci kere düşünmeden yollamıştım. Sonuçta ne istediğimizi bilecek yaştaydık. Konuşup ne olacağını görmek istiyordum.

Mutfaktan gelen uyarı sesi açık ekrana bakakalmamın önüne geçti. Kahve hayat felsefesi sayılırdı bir yerde.

Telefon zil sesim kulaklarıma ilişince şaşkınlıkla irkildim. E ama yuh yani. O kadar da demedik, bu ne hız!

Ekranda yazan ismi görmem ile düşüncelerim bir toz bulutu misali dağıldı.

Caner.

"Ne istiyorsun yine?"

Çok kibar olduğum söylenemezdi ama her şey hak edene.

"Hale adamların şakası yok. Beni tehdit edip duruyorlar versene şu iki yüz bini."

YANLIŞ DAİREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin