#27#

371 39 656
                                    

"Aldın mı harbiden?"

Adrien güldü. Mesajlaştıktan sonra yataktan kalkmış ve üstüne tişörtünü geçirip mutfağa inmişti. Şimdiyse kapıyı açmış Luka'nın elindeki poşete bakıyordu. Luka da gülümsedi.

"Heveslenme ama, Plagg'in hangisini yediğini biliyorum. Satamayacaksın yani."

Adrien poşeti aldı ve içine baktı.

"Mari söyledi değil mi? Hain karı, bana kazık atacağını biliyordum."

"Tamam başlama yine. Zaten yeni barışmışsınız, arıza çıkarma."

"Ben ne zaman arıza çı- neyse bunu seninle tartışmayacağım."

Luka tam içeri geçiyordu ki gözü Adrien'ın çıplak bacaklarına ilişti.

"Adrien?"

Adrien ona döndü.

"Efen- haa."

Luka'nın baktığı yeri anlayınca tişörtünü kaldırdı ve tişörtün altında kalan şortu gösterdi.

"Mesajlaşırken yalakalık ettiysem, sinir insana iyi gelmiyor diye. Kur falan yapmıyorum yani."

O kahkahalar atarken Luka kapıyı kapatmış mutfağa geçiyordu.

"Kapa çeneni."

Adrien da arkasından geldi.

"Neden ama? Kıskandın değil mi, benim fiziğim de küçümsenecek gibi değil tabii."

"Abartma Adrien."

"Kıskandın ama değil mi?"

Luka'nın bir anda durmasıyla az kalsın ona çarpıyordu.

"Oldu o zaman, ben önden geçeyim. Şu mamayı da koyacağım."

O koşar adım mutfağa giderken Luka da arkasından "Nereye düştüm?" bakışları atıyordu. Sonunda beraber mutfağa geçtiler. Luka tezgahtaki içki şişelerini gösterdi. Adrien mamayı kenara koyup şişeleri aldı.

"Bunlar dünden kalma ya, bir şey değil."

"Kafan bozukken içiyordun hani?"

"Aman sen de, benim kafamın düzgün olduğu zaman mı var? Ayrıca dikilme başımda, geç hadi. Salata falan bir şey yap. Bana bak, yeyip gelmedin değil mi?"

Luka yüzüklerini çıkarırken sırıttı.

"Beni kendinle karıştırıyorsun, ben işin usulünü bilirim. Davete yeyip gitmek falan senin işin yani."

"Ben beyefendiliği çok seviyorsun diye sahneyi sana bırakıyorum yoksa beceremeyeceğim iş değil yani."

"Umarım bir gün ben de görürüm nasıl becerdiğini."

Adrien gözlerini kısıp baktı ve "Göstereceğim ben sana da dur." diye mırıldandı dişlerinin arasından. Başıyla yüzükleri işaret etti.

"Yüzüklerin güzelmiş."

"Sen takmaz mısın?"

Sol elini kaldırıp işaret parmağındaki gümüş yüzüğü gösterdi.

"Bunu hiç çıkarmam, bunun harici de takmıyorum zaten. Ama sen seviyorsun galiba."

"Yok ya, öylesine takıyorum. Sevmediğim şeyleri takmak hoşuma gidiyor."

"Benden aldığını bana satıyorsun yani."

Luka omuz silkti.

"Ben oyunu senin kurallarına göre oynuyorum derdim."

"Aman biz biliyoruz senin ne güzel şeyler dediğini, edebiyat yapmakta üstüne yok zaten."

Pets \ Lukadrien Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin