Uz

12 2 0
                                    


Uz.

Yavaş yavaş yürüyordu. Takip edildiğini bildiği halde hiç acele etmiyordu. Yavaşladıkça ölüm mü yaklaşıyordu öldürmek mi? Zamanın kaçtığı kesindi fakat o yavaş yaşatmasını severdi. Sevmenin, yaşamanın, öldürmenin...

Yaşamak, öldürmekten daha tehlikeliydi.

Alacakaranlıkta yürüdüğü ıssız sokakta bir arabanın yanından geçti. Dikiz aynasına baktığında arkasından gelen adam kendini açığa çıkardı. Saniyelik bakıştılar. Adam koşmaya başladı. O arkasını döndü. Adam onun üzerine olanca gücüyle fırladığında o bir adım geri çekilip kemerine sıkıştırdığı küçük çakıyı çıkardı. Hızını alamayan adam ona bir yumruk savurduğunda kendini geri attı. Adamın eli boşta savrulduğunda çakıyı sol dirseğine öyle hızlı sokup çıkardı ki karşısında ki bu cüsseli adam şaşırmıştı. O çakıyı yine aynı çeviklikle adamın dalağına batırıp çıkardı. O cüsseli adam gitmiş iki büklüm, kan kaybeden biri gelmişti. Adamın yaralı olmayan kolunu tutup çevirdi. Yan dönen kurbanın köprücük kemiğinin oluşturduğu boşluğa çakıyı sapladı.

Üç.

Bitti!

Çakıyı çıkardığında adam yere düşmüştü. Karnını deldiği yere bastı. Bastırdı. Yarı baygın olan kurbanına baktı. Adam kalan son gücüyle onun gözlerinin içine bakıyordu.

O dağlarda büyümüştü. Orada soğuk rüzgarlar eser, gözler sert ve keskin bakardı. Kurbanlarının bakışları ise buna tam tersti fakat bu adamda kendini görmüştü. Kin.

Gözlerinden kin akıyordu.

Uz ve puslu yollarda,
Denilir ki zaman yavaş akar.
Akan zaman değil, kan.


06.02.23

U D AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin