Yol

4 1 0
                                    






Yol.





1- Yol deyince akla ne gelir?

2- Doğru yol ve yanlış yol gelir.

3- Doğru yol vicdanın yoludur. Yanlış yol kalbin yoludur.

1- Ya vicdanen düşünülmez ise?

2- Doğru yol mantığın, yanlış yol duyguların olur.

3- Mantığın yolu kişinin çıkarına bağlıdır. Yanlış yol ise düşüncelerinin duygularıyla yaptığı iş birliğine dayanır.

İlteriş önündeki adama bir yumruk daha attı.

"Alacağımızı aldık artık. Bunu n'apacağız?" Bu diye bahsettikleri kişi Uda'nın son üç gündür ağırladığı kişiydi. Akademide olanları ona anlatan kişiydi. Uda kendi yöntemleriyle dinlemek istediği şeyler için adamı bayıltmış ve İlterişin evine getirmişti. Bir misafirdi. Öldürmek istemediği geçmişten bir misafir.

"Çıkıyoruz." Diye mırıldanıp odayı terk etti. İlteriş arkasından bakakaldı. Kendine gelince tüm önlemleri alıp Uda'nın arkasından gitti. Uda evden çıkmış ve arabasına binmekteydi. Peşinden gidip arabaya bindi.

"Söylediğin gibi hareket etmek istemiyorum." İlteriş'in tepkisinin bu olacağını tabii ki de biliyordu. Geçmişi ortadaydı. Zaten İlteriş'i yanında tutmasının sebebi de buydu.

Bağlılık ve sadakat.

Bu iki kavramın onların onca yaşadıkları ve yaşayacakları şeyler arasında ne kadar devam edeceğini ölçüyordu şu son günlerde. İlteriş, geçmişini kolay kolay yabana atacak biri değildi.

Plan yapması gerekiyordu. Aklında binbir çeşit fırtına varken yenilerini eklemekten çekinmiyordu.

"...çünkü düşünceler budur, kimliksiz. Düşünceler, ölmeden doğan hastalıklardır..."

Gülümsedi.

KarKâr Kampı -Türkiye Kolu/

Tarih: 2003

İdari binada işler sisteme girmeden ilerlemezdi. Kalfatlı, Türkiye'deki görevini tamamlayıp son teslimatını yapmak için KarKâr Kampına gelmişti fakat yalnız değildi.

"İstediğiniz işlemleri yapmamız için adını sisteme girmem gerekiyor bay Kalf-" görevlinin sözünü elini kaldırarak kesti.

Takım elbisesinin ceketine elini attı ve iç cebinden bir belge çıkardı. Görevliye uzattığında bu işin uzamaması için sertçe konuştu.

"Burada görevli memurlar sürekli değişiyor. İşler bu kadar fazla ve sıkıysa görevlilerin değişmesi çok normal, değil mi?" Bu açık bir tehditti. Görevlinin rengi atmıştı. Belgeye kısa bir göz gezdirip Kalfatlı'ya uzattı.

"İşleminiz tamamlandı efendim." Kalfatlı başını ağır ağır sallayıp gülümsedi.

Binadan çıktığında Türkiye'den getirdiği nacizane hediyeyi almaya gitti. Arabasının kapısını açtığında parlak bir çift gözle karşılaştı.

"Arabadan in bakalım. Eğitimini burada tamamlayacaksın artık." Arabadan inen genç etrafına bakındı. Dağın tepesine kurulu bina bloklarına göz gezdirdi. Eski gözüküyorlardı.

"Buraya sığacağımı size düşündüren ne?" Kalfatlı gencin gözlerinin içine bakarak gülümsedi. Bugün ikinci defa gülümsüyordu ve bu sık sık olmazdı.

U D AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin