SEKİZİNCİ BÖLÜM: "Davetiye"

2.6K 187 282
                                    

Helo! Bölümler çarşamba-pszar gelecektir.

11K OLMUŞUZ!!!

BU BÖLÜM, 70 VOTE 150 YORUM GELİR Mİ Kİİ???

Lütfen bol vote ve yorum yapın.

Kitabı nasıl buluyorsunuz?

İnstagram: trueliving_blog & my_.bookself

Ele Başı insta: elebasi_official

𓆙

Baş ucumdan gelen sesleri yeni yeni algılayabiliyordum. Gözlerimi açmayarak uyandığımı belli etmedim. Birkaç kişi baş ucumda fısır fısır konuşuyordu.

"Miran Gök'ün sevgilisi dönüyormuş duydun mu?" Duyduğum kelimeler tekrar tekrar aklımda dönüp dolaştı.

"Kim dedi sana?" Bunlar benim çalışanlarımdı. "Geçen, Miran Gök'ün çalışanlarından biriyle konuştum. O söyledi, bugün dönüyormuş."

"Ne yani? Cidden adamın sevgilisi mi var?" Birkaç hışırtı geldiğinde odanın perdesini çektiklerini anladım. "Emin değilim ama öyle söyledi, Rüya Hanım ile pek de yakışıyordu. Üzüldüm gerçekten."

Artık dayanamayıp gözlerimi irice açıp yataktan doğruldum. "Uyuyana bile saygınız yok. Çok ayıp." Beni gördükleri an dedikodu modlarından çıkıp ellerini önlerinde bağladılar. "Özür dileriz Rüya Hanım, uyandığınızı bilmiyorduk."

"Bilmezsiniz, çünkü belli etmedim. Aman neyse, ne dedin sen? Miran'ın sevgilisi mi varmış?" İlknur abla kafasını sallayıp eteğinin ucundan tutup hemen yatağıma oturdu ve dedikodu modunu geri aldı.

"Yaa, varmış Rüya Hanım. Çok şaşırdım bende." İki bacaklarımın üzerine oturup bende adapte oldum. "Resmini falan gösterdi mi? Ünlü mü ki? Kız söylesene çatlatma insanı." Diğer çalışan da yatağın diğer ucuna oturdu.

"Tam anlatmadı ama öğrendiğim kadarıyla kadının çok güzel olduğu. Sanırım, Miran Bey ile yurt dışında tanışmışlar. Kadın, Miran diye yatıp Miran diye kalkıyormuş." Kusar gibi yaptım. "Miran'a bak sen, bir de bana yürüyor şeref yoksunu herif." Yorganı ayaklarımla itekleyip yataktan çıkıp banyoya girdim.

"Meymenetsiz, tipsiz, su aygırı, yavşak." Ağzıma gelen tüm kelimeleri ortaya savurup diş fırçamı alıp üzerine küçük macun sıkıp makineyi çalıştırdım. Fırçanın ucu dişlerimi temizlerken aynadan kendime baktım.

Sinirlenmiştim, nedenini anlamadığım bir şekil sinirlenmiştim. Adamın sevgilisi olabilirdi, normal bir şey. Ama normal olmayan, adam bildiğin bana kalbini aç dedi. Bu ne demek ya? Ben mi yanlış anladım? Yoksa o herif mi yavşak.

B şıkkı, o herif yavşak. Pis herif. Aman, neyse ne. Oh iyi, en azından o meymenetsizden kurtuldum. İğrenç şey. Fazla abartıyorum, değil mi? Sonuçta iş arkadaşım ve bende bir hedef uğruna onunla iş birliği yapıyorum.

Canımı sıkıp, kendimi üzmemi gerektirecek bir durum yok açıkçası.

"Kız, bu sabah pek de güzelsin he." Aynadan yansıyan görüntüme gülümsedim. Dün akşam hakkında hiçbir şey hatırlamıyordum. Aslında zorlasam hatırlarım ama üşeniyorum.

Musluğu açıp avuçlarıma su doldurup yüzüme sıçrattım. Şubat ayına girmiştik ve doğum günüme çok az kalmıştı.

Miran, üç haziran doğumluydu diye biliyorum ama bildiğim bir şey daha var. Hiçbir zaman doğum günü kutlamazmış. Hatta geçen gün de, mum üflenirken yüzü kızarmış nefes alamıyormuş gibi duruyordu.

Merak ettim Allah Allah.

Yüz yıkama jeli ile arta kalan makyajlarımı silip tekrardan yüzüme su sıçrattım. Bir güzel banyo işlerimi hallettikten sonra banyodan ayrılıp odamın içerisine doğru ilerledim. Çalışanlar gitmişlerdi.

Ele Başı [DÜZENLENMEDE]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin