Hello! Bölümü hiç kontrol etmeden atıyorum umarım düzgündür...
Yorumlarınızı bekliyorum ♡♡
𓆙
Duyduklarımla kanım çekilmiş gibi hissettiğimde, elimde olmadan sendeledim. "Esma? Esma'ya ulaştınız mı?" Donuk bakışlarımı kaldırıp umutla bekledim. Kafasını salladığında gözlerim doldu ve hiç durmadan arkamı dönüp koşarak ayrıldım evden.Peşimde çalışanlarımın olduğunu bilerek kendi aracıma binip hiç beklemeden aracı çalıştırdım ve son sürat sürmeye başladım. Hız 180 bulup duruyordu, trafiğe çıktığımda bu hızı yavaşlatmam gerekmişti.
Gözlerimin dolduğunu, dikiz aynasından kendime bakarken fark etmiştim. O çocuklara ve Esma'ya bir şey olursa, yemin ederim götlerine fitil yerleştirip patlatırım. Hiç acımam yaparım bunu!
Yurda yaklaştıkça havada olan gri dumanlarla gözlerim istemsizce dolmuştu. Bir şey olmaz değil mi? Bir şey olmamıştır, olmamıştır. Arabayı, yurdun biraz gerisinde park edip cayır cayır yanan yurda koşmaya başladım.
"Esma! Çocuklar!" Gözlerim dolmuştu hatta ağlıyordum. İçeriye girmek için hamle yaptığımda itfaiye erlerinden biri beni tutup durdurmuştu. "Giremezsiniz! Tehlikeli!"
Göz yaşlarımdan dolayı bulanık görüyordum ve Çırpınarak kendimi kurtarmaya çalıştım. "Yalvarırım! Arkadaşım ve yüze yakın çocuk içeride! Girmeme izin verin! Lütfen!"
İzin vermemişti ve diğer itfaiye erleri kollarımdan tutup geriye doğru çekmişlerdi. Göz yaşlarım o kadar hızlı akıyordu ki; bayılacak gibi hissettim. Yangının dumanı her tarafı sarmıştı ve koku o kadar mide bulandırıcıydı ki...
"Rüya." Arkamdan duyduğum sesle o tarafa döndüm. Miran, kolluklarına tutunmuş bana bakıyordu. Hiç düşünmeden koşarak kollarımı boynuna doladım. "Miran... çocuklar, Esma..." kollukları yere düşmüş kolları belimi sarmıştı sıkıca.
Kafamı boynuna gömüp ağlamaya devam ettim, Göz yaşlarım ensesinden sırtına doğru akıyordu. "Sakin ol Rüya, sakin ol." Etrafımda olan tüm sesler sanki gitmiş gibi, sadece Miran'ın yatıştırıcı sesini algılayabiliyordum. Kollarımı daha çok sarıp sonrasında parmak uçlarımdan inip yavaştan ayrıldım.
Yüzünü incelediğimde korktuğunu her halinden anlayabilirdim. Ellerini kaldırıp yavaş yavaş Göz altlarımı sildi. "Ağlama Rüya, lütfen..." Sesi çok çaresiz ve bir o kadar güçsüz çıkmıştı. Burnumu çekip kafamı eğdim ve direkt Göz altlarımı silmeye başladım.
Arkamı dönüp cayır cayır yanan yurda baktım tekrardan, istemsizce tekrardan gözlerim dolmuştu. Miran belimden çekip kafamı göğüslerine bastırdı. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Çok korkuyorum..." Kafasını salladı ve güven vermek ister gibi gülümsemeye çalıştı.
"Bir şey olmamıştır, daha bilgi vermediler. Esma bir yolunu bulup kurtarmıştır çocukları." Çenem titrediğinde kafamı daha çok bastırdım göğsüne. "Öyle mi dersin?" Sesim çatallı çıkmıştı.
"Dedim bile Kürt kızı." Kafamı göğsünden hiç çekmeyerek yanan yurdu seyrettim. "Allah'ım lütfen... çok masum onlar, lütfen." Etraf fazlasıyla kalabalıktı. Salih, Gizem ve Şimal aralarda durmuş yurdu seyrediyorlardı. Gizem ve Şimal ağlıyor, Salih telefonda hızlı hızlı birileriyle konuşuyordu.
Kafamı yasladığım yer o kadar hoşuma gitmişti ki, o kalp atış sesi, o koku, o güven veren his. Ortam müsait olsaydı iki saniyeye kalmadan uyurdum ama şu an değil uyumak, kılımı bile kıpırdatamıyordum.
İçeriden siyah ceset torbasında biri ve torbayı tutan iki ambulans doktoru göründüğünde kafamı göğsünden çekip ileriye doğru atıldım. Nefesim daralıyor gözlerim kararıyordu. "Esma! Esma!" Tekrardan hüngür hüngür ağlamaya başladım, ceset torbasını getirip sarı alanın ortasına bıraktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ele Başı [DÜZENLENMEDE]
ActionKİTAP DÜZENLENMEYE ALINMIŞTIR KİTAPTA BOLCA KAN VE KÖTÜ ÖRNEK MEVCUTTUR. LÜTFEN MİDESİNDE HERHANGİ BİR SORUN OLAN KİŞİ KİTABI OKUMASIN VEYA AKLINDA CANLANDIRMASIN DONDELNDPSNDKSNPSM 𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙𓆙 Rüya Akdoğan, sekiz yaşında ablasının ölümünü...