Şu an hayatım sanki bir galaksiydi ben ise koca evrende yolumu kaybetmiş bir astronottum. Gördüğüm her ışığı izliyor ama en güzel olanına koşuyordum sonunu ise hiç düşünmüyordum. Bu evrende yapa yalnızdım, o güzel ışığa ulaştığım anda her şey anlam kazanmıştı. Bir şeyleri tutkuyla yapıyordum artık bir hayalim bile vardı. Bu hayalin gerçekleşmesine ise sadece bir gün vardı. Sahneme saatler vardı çok heyecanlıydım, sanki bu sahneden sonra o ışık benim olucak ve sahip olduğum tüm yaralarım kapanacaktı.Son üç gündür okula bile gitmiyordum yarını düşünüp ışığımın yüzüne bakamamaktan korkuyordum. Ya utanıp dayanamazsam ağızımdan kaçırsam. Bu kesinlikle kabul edilemezdi çok hazırlanmıştım ve hiçbir şeyi mahvedemezdim.
Denizler aştım geliyorum,
İster eğlen benimle.
Yüzünü bi' görsem yeter...... Söyle kaç bahar oldu?
Penceremde gül soldu,
Belki de zaman doldu,
Sevdiğim nerdesin?Kalbim senden, senden vazgeçmeyecek
Korkma, içimde aşkın hiç bitmeyecek
Eğer istersen sonsuza dek sürecek
İnan bu çocuk hep seni, seni sevecek.Gözlerimden akan yaşları tutamamıştım acılarımdan değildi belki bu sefer ama hepsi bir bir dökülüyorlardı. Uzun uzun yarını düşünürken saçlarımı dağıtan rüzgarlar yavaş yavaş bedenimi üşütüyordu. Ama eve giremezdim babam denen adamala yeni kavga etmiştik gerçekten büyük bir kavgaydı. Bu ay işi baya aksatmıştım üstüne üslük maaşımın büyük bir kısmıyla yarın için kıyafet almıştım. O ise maaşımı görünce krize girmişti bile. Belinden çıkardığı kemerle asla acımamıştı bana, hiç bir zaman umrunda olmamıştım zaten. Dediğim gibi bu sefer kahrımdan ağlamıyordum çünkü ona kafa yoramayacağım heyecan verici meselelere sahiptim.
"Jungwon hadi oğlum baban yattı gel içeri üşütüceksin" Annem babamdan çok korkardı bu yüzden sesini hiç çıkarmazdı ama aksi taktirde asla bana kıyamazdı durumu düzeltmek için elinden geleni yapardı.
"Burası daha iyi beni dert etme"
"Oğlum yarın büyük bir gün hasta olursan nasıl çıkacaksın sahneye" Annem böyle diyince hemen içeri girmeye koyuldum yarın için hasta olamazdım di mi?O gün o kadar önemliydi ki anneme bile söylemiştim heyecanımı onunla da paylaşmıştım o ise bana 'derslerine kafa yorman daha iyi olurdu ama seni daha önce hiç bu kadar heyecanlı görmemiştim' demişti. Ah, bir gün biri beni çıkıp anlayacak mı zaten.
Sabah kalktığımda her şey ışık saçıyordu.
Erkenden kalmış özenle hazırlanmıştım. Babamdan sakladığım maaş paralarıyla aldığım kıyafetleri özenle giymiştim. Belki babamdan bunun için zarar görmüş olabilirdim ama deymişti. Uzun zaman sonra sabah kahvaltı bile yapmıştım ve artık her şeye hazırdım. Ama hala eksik bir şey vardı Jay'in bana aldığı kolyeyi takmaştım. Evet o çok tatlıydı bana kendisiyle çift olan bir kolye bile hediye etmişti. Yine düşmüştüm o bataklığa, Jay'i düşünmeye başlamıştım bile fakat bu sefer Jay'e ediceğim çıkma teklifini düşünüyordum.Okula ulaştığımda ise durumlar farklı değildi herkes her yere koşturuyordu. Festival için hazırlanıyorlardı. Karşıda ki sanat kulübündekiler tablolarını sergiye koymak için oradan oraya koşturuyorlardı. Kulüp başkanı Aida aylardır bu tablolar için uğraşıyordu. Onun aksine Haruto oldukça rahattı, bugün üstünde extra bir heyecan bile yoktu. Bu rahatlığı bana güveninden miydi acaba?
"Hey Won nereye daldın?"
"Ah Selam Aida, hiç öylesine içimden şarkıları tekrar ediyordum. Biraz kaygılıyımda"
"Ya Won lütfen çok güzel olmuşsun eminim çok güzel söyleyeceksin"
"Umarım söyleyebilirim, seninde tabloların çok göz alıcı görünüyor"
"Teşekkür ederim onlar için çok uğraştım şimdi de onları sergiye götürüyoruz"
"Şey yardıma ihtiyacın varsa yardım edebilirim zaten görüyorsun boş boş oturuyorum"
"Teşekkürler Jungwon yardım etmek için bir çocuk geldi bile gerçekten çok güçlü hepsini taşıyacak gibi duruyor seni boşuna yormayayım"
"Ne kadar tatlı bu okulda iyi insanlar hala var sanırım"
"Aslında bu okuldan olduğu sanmıyorum, onu daha önce hiç görmedim ve zaten değişik bir tip bahar etkinliğe bile sim siyah gelmiş"
"Ne sim siyah mı?" Aida sim siyah kelimesini söyleyince aklıma tek bir kişi gelmişti. Eun-woo'nun burada ne işi vardı, acaba Jay mi istemişti gelmesini? Peki ya neden Aida'ya yardım ediyordu? Her neyse şu an bunula uğraşamazdım Jay'i bulmam gerekiyordu. Aida'ya yavaşça kafa sallayıp oradan hızlıca ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba -JayWon-
Spiritual" Kendi nefesimin sesi ile yalnızdım çünkü kimsem yoktu, kimseye ihtiyacımda yoktu. " "Biz birbirimizin yaralarını sarmak için yaratılmıştık." "Bana iyi geldiğine emin değildim ancak, beni değiştiren çocuk çoktan gitmişti."