Uzun ve derin geçen uykumdan uyanmıştım. Fakat yorgunluktan göz kapaklarım bile oynamıyordu. Yeni bir başlangıç yapıcaktım ama içimde bir heyecan veya bir enerji bile yoktu, tek yaptığım küçük ve eski yatağımda yatmaktı. Ailemin yüzünü görmek istemiyordum ama onlarla konuşmak zorundaydım, daha gittiğim okulun adını bile bilmiyordum sonuçta. Göz kapaklarımın ardından yana açılan kollarım ile bir hışımla yataktan kalkmayı başarmıştım. Kapıyı açtıktan sonra annem ve babamın olduğu odaya yöneldim.Normalde annem daha hava bile aydınlanmadan çoktan beni okula gönderirdi bana ne kahvaltı yaptırırdı ne bir kahvaltı almam için para verirdi. Biz iyi geliri olan bir aile değildik babam çalışmazdı, annem akşamları temizliğe giderdi, ben ise okuldan sonra küçük bir kafede çalışırdım. Maaşım ne kadar az olsa bile, patronum Eun-cha çok iyi biriydi orda çalışmaktan bu yüzden vazgeçemiyordum.
Mutfaktaki kahvaltıyı görünce bu yüzden şaşırmıştım. Fakat bunun geçici olduğunu biliyordum. Yine ay başında az bir para ile eve dönünce babanım beni dövüceğini biliyordum. Kahvaltı yapmayı aklımdan bile geçirmemiştim tabiiki. Onlar ile aynı evde kalmak zorken aynı masada oturamazdım. Bu yüzden babama "Okulumun ismi ne beni neye dayanarak okuldan alırsınız" dedim babamın verdiği yanıt yine beni sinirlendirmişti ama elimden bir şey gelmedi "Seni başka okula aldığıma dua et seni o zorbalarla aynı okulda bırakabilirdim ve sen hala gelmişsin bana hesap soruyorsun canıma mı susadın velet seni! "
Tam arkamı dönüp odama gidecekken annem "Haneri Lise'sine aldırdık kaydını" dedi ve anneme tepkisiz ufak çaplı bir bakış attım. Beni heyecanlandıran bir şey yoktu bu okulda da zorbaların beni bulucağını düşünüyordum ama yanılmışım sanırım. Okulun kapısından girdiğimde herkes kendi halinde temiz insalar gibiydi ama acaba bu okulun gerçek yüzü ne?
Sınıfımı bulduktan sonra direkt sınıfa girmek istemedim bu yüzden öğretmeni beklemeyi seçtim. Annem sayesinde erken gelmiştim ki baya bekledim, bekleme esnasında bir çocuk yanıma geldi bana değişik şekilde baktı ama çocuk o kadar tatlıydı ki bakışları beni rahatsız bile etmedi "Merhaba" dedi ve sonra gömleğimin yakalığından ismimi okudu eski okulumun kıyafetlerini giymiştim çünkü bu okula asla hazır değildim. "Sen Yang Jung-Won'sun değil mi? Bende güzeller güzeli Kim Sunoo"dedi. Tatlı çocuk yani Sunoo bana kendini tanıtırken ondan ve benden kat kat uzun bir çocuk arkasına geldi ve Sunoo'nun saçlarıyla oynamaya başladı. Sunoo sinirlenmiş olacaktı ona vurmaya çalıştı ama uzun boylu çocuk kaçtı ve Sunoo onu kovalamaya başladı. Çok tatlılardı dışardan izlemek oldukça eğlenceli gibiydi.
Bir anda hocanın sınıfa girdiğini gördüm ve sınıfa girerken arkasından takip ettim. Öğretmen arkasını dönüp bana küçük bir gülümseme bıraktıktan sonra geri sınıf döndü "Hadi çocuklar sesiz bugün yeni bir öğrencimiz var İsmi...Yang Jungwon" Öğretmende ismimi bilmiyor olucak ki yakalığımı aradı onun da gözleri. "Jungwon kendini tanıt ne duruyorsun"
"B-ben Jungwon ders çalışmayı severim, en sevdiğim renk kırmızı tonları ve yüzme bilmiyorum teşekkürler" Ne diyeceğim mi zaten bilmiyordum oldukça gergindim, ama arka sıralardan çıkan kahkahalar beni daha da germişti. Bunun üzerine gözüme ilk çarpan ön sıralardan birine otudum. İlk ders edebiyattı sevdiğim bir dersti fakat arkadan bana dim dik bakan o çocuk sayesinde bir türlü odaklanmadım. Çocuk tanıdık bir simaya sahipti ama çıkaramıyordum onu, tüm ders o çocuğun kim olduğunu düşünmekle ilgilendi beynim derse asla odaklanmadı. Ama bir anda çocuğun kim olduğunu hatırladım ve korkudan buz kesildim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
turkce klavye kullanamadigim icin fazla yanlisim olabilrm ztn iyi klavye kullandigmda soylenemezSize iyi okumalarr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorba -JayWon-
Spiritual" Kendi nefesimin sesi ile yalnızdım çünkü kimsem yoktu, kimseye ihtiyacımda yoktu. " "Biz birbirimizin yaralarını sarmak için yaratılmıştık." "Bana iyi geldiğine emin değildim ancak, beni değiştiren çocuk çoktan gitmişti."