7. Bölüm

27 6 60
                                    

Yaklaşık yarım saattir babamın çalışma odasının önünde bekliyordum. Yaman ile konuşuyordu ama hiçbir şey duyulmuyordu.

Yaman babamla konuşacağını söyledikten sonra babam gelmişti. Şüphe duysa da Yaman onun kulağına bir şeyler fısıldadıktan sonra cin çarpılmışa dönmüştü ve hemen konuşmak için Yaman'ı odasına almıştı. Ben de kapının dibinde bitmiştim.

"Sen bir şey duyabiliyor musun Tanem?" diye sordum. O da benim gibi kulak kesilmişti. Başını iki yana sallamasıyla ofladım ve saatime baktım. "Saat iki buçuk olmuş. Kalkamayacağım kesin!" diye söylendim. Tam bu sırada belli belirsiz adım sesleri duyuldu. Hızlıca kapıdan uzaklaştım ve Tanem'i odama bıraktım.

Yaman'la babam odadan çıktıkları gibi bana döndüler. "Arkadaşımla biraz konuşabilir miyim baba?" diye atıldım hemen. Babamın gözleri ikimizin arasında mekik dokuduktan sonra kafasını belli belirsiz aşağı yukarı salladı. "Tamam ama çok uzatmayın, saat çok geç oldu." diye uyarıda bulundu.

Başımı aşağı yukarı salladım ve Yaman'ı kolundan tutup odama sürekledim. Odaya sokup kapıyı arkamızdan kapattı, kilitledim. "Beni şuan odana attın farkında mısın?" diye sordu alayla. Gözlerimi devirip, "Saçmalama Yaman." dedim ama o imalı sırıtışını silmedi.

Tam babamla ne konuştuğunu soracağım sırada Tanem, Yaman'ın bacaklarına sırnaştı. Ben şaşkınlıkla
ona bakarken Yaman yeni fark etti onun varlığını. "Bu tatlı şey de ne böyle?" diye sordu ve Tanem'i kucağına aldı. Tanem hemen Yaman'ın göğsüne sokuldu.

"Kedim, adı Tanem." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek. Yaman söylediğimle güldü. "Kuzenimin de adı Tanem. Bundan pek hoşlanacağını zannetmiyorum."

"Kuzenin benim kedimi nereden bilsin ki?"

"Ben değer verdiğim insanlarla ilgili her şeyi ona anlatırım."

Donakaldım. Yaman gözlerini benden ayırıp elini Tanem"in tüylerine daldırdı ve okşadı. Kendimi toparlamaya çalışarak., "Babamla ne konuştunuz?" diye sordum. Yaman tekrar bana bakıp güldü. "Babanla konuşmadım Ayça Işıl."

"Ben şizofren miyim, bunu mu demek istiyorsun Yaman?" diye sordum öfkeyle. Resmen beni ciddiye almıyordu.

"Hayır Ayça Işıl. Ben Burhan Coşkun'la senin baban olmasıyla alakalı konuşmadım, savcı olmasıyla alakalı konuştum." dedi az önceki tavrına karşı ciddiyetle. "Nasıl yani?" diye sordum. Tam olarak ne demek istediğini anlamamıştım.

"Şöyle Ayça Işıl, ailevi bir şey konuşmadık. Adli bir vaka ile ilgili." dedi ciddi tavrını bozmadan. Anladığıma dair mırıldandım. "Ne konuştunuz peki tam olarak?" diye sordum. "Gizli bilgi. Seninle paylaşamam."

"Ne demek paylaşamam ya? Konuştuğun savcı bizzat benim babam." dedim farkında olmadan sesimi biraz yükselterek. Yaman kaşlarını çatarak bana baktı. "İyi misin Ayça Işıl? Sana söyleyemeyeceğimi söyledim."

"Ayrıca bana Ayça Işıl demeyi bırak!" diye yine yüksek sesle konuştum cümlesinin devamını önemsemeyerek. Yaman kucağındaki Tanem'i yere indirdi. "Sana nasıl hitap ettiğimi önemsemediğini zannediyordum." dedi bu yükselişime anlam vermeyerek.

Sinirle ayağımı yere vurdum. "Önemsiyorum işte! Önemsiyorum! İlk başta ben de önemsemediğimi zannediyordum ama önemsiyormuşum. Üç günde nasıl oldu bilmiyorum ama oldu işte. Senin bana ne dediğini önemser oldum."

"Önemsiyorsun ha? Benim dediklerimi önemsiyorsun. O yüzden mi Özgür'le takılmaya devam ediyorsun, söylesene!" dedi benim gibi yükselerek. Ona yaklaşıp iki elimle göğüsünden ittirdim. "Çünkü herkes farklı bir şey söylüyor tamam mı? Kime inanacağımı şaşırdım anlıyor musun? Aklım karmakarışık!"

Ay IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin