13. Bölüm

35 4 89
                                    

Çalan kapıyı açmaya ayaklarımı sürerek gittim. Bir yandan da uykudan şişen gözlerimi ovuyordum.

Kapıyı açtığımda gördüğüm iki kişi beni şaşırttı. Turna ve Yaman bana bakıyordu. Hemen paspal halime bir çeki düzen vermeye çalıştım fakat kabaran saçlarıma çare olmaktan fazlasını yapamadım.

"Neden haber vermediniz ya geleceğinizi?" diye homurdandım. Turna tebessüm etti. Dünkü olaydan sonra yüzü biraz halsizdi fakat bayıldığı ana göre çok çok daha iyiydi.

"Rahatsız olmana gerek yok Ay Işığı. Biz Burhan Bey'le konuşmaya geldik. Evde olacağını söylemişti." dedi Yaman. Kaşlarımı çattım. "Yine mi babam yerine savcı meselesi?" diye sordum kinayeli bir tonda. Gülerek kafasını salladı.

Onları içeriye aldıktan sonra babamın çalışma odasına çıkardım. "Siz geçin, ben babamı çağırıp geliyorum." dedim ve koşar adımlarla bahçeye çıktım. Annemle beraber oturuyorlardı.

"Baba! Yaman ve Turna geldi. Seni bekliyorlar." dedim soluk soluğa. Babam sakince elindeki dava dosyasını koltuk altına sıkıştırdı ve ayağa kalktı. "Tamam kızım." dedikten sonra anneme döndü. "Hayatım sana zahmet olmazsa çocuklara içecek bir şeyler koyabilir misin?" diye sordu.

Anneme söz hakkı tanımadan araya girdim. "Çay. Yaman çayı sever." dedim kendimi tutamayarak. Annem ve babam arasında sözsüz bir konuşma geçti, tekrar bana döndüler. "Pekâlâ kızım, yardım et o zaman sen bana." dedi annem.

Babam yukarı çıkarken biz de annemle mutfağa girdik. Babam bana anlatmıyordu fakat mutlaka anneme anlatmış olmalıydı Yaman'la konuştuklarını. Belki ondan öğrenebilirdim.

"Anne," dedim mırıltı gibi çıkan sesimle. "Yamanlar neden geldi, biliyor musun?" Annem yan gözle bana baktı. "Evet." dedi soruma cevap olarak sadece. Konuyu nasıl ilerleteceğimi düşündüm fakat annem ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı, konuşmayı tıkamıştı. Zeki bir kadındı.

Gizli saklı iş çevirmekten vazgeçerek "Anne n'olur söyle, neden geldiler?" dedim. Annem güldü, iki kupaya çay doldurdu. Uzanıp yanağımdan da bir makas aldı. "Seni ilgilendirmiyor bir tanem."

Ofladım ve kollarımı önümde bağlayarak buzdolabına yaslandım. "Söylesen ne olacak ki?" diye mırıldandım fakat cevap vermedi. Elime tepsiyi tutuşturup beni babamın çalışma odasına gönderdi.

Kapının önüne geldiğimde ses çıkarmadan içeriye kulak kabartmaya çalıştım. Belli belirsiz konuşulanlar duyuluyordu.

"Bildiğin her şeyi anlatmalısın Turna." dedi babam. Sonra Turna'nın sesini işittim boğukça. "İyi de ben Yaman'ın bildiklerinden daha fazlasını bilmiyorum. Sadece... küçükken olan birkaç şeyi hatırlıyorum. Onlar da silik silik."

"Yine de bir zamanlar içlerindeymişsin. İlla ki bir şeylere şahit olmuşsundur."

"Evet, mesela şunu hatırlıyorum. Bir gün-"

"Ayça?"

Abimin sesiyle Turna sustu. Odasının kapısının önünde dikilmiş, bana bakıyordu. İçimden abime beddualar ederek ona gülümsedim ve içeri girdim. Belli etmemek için babamlara da gülümsedim. Daha fazla dikkat çekmemek için hızlıca elimdekileri bıraktım sehpahaya. "Ben çıkıyorum ama," dedim ve Yaman'a döndü. "gitmeden konuşabilir miyiz?"

Yaman hafifçe kafasını salladı. Tam çıkacağım sırada babamın sesi beni durdurdu. "Siz şimdi konuşun konuşacağınızı. Ben de Turna ile baş başa kalmak istiyordum." dedi. Yaman'ın kaşları havalandı ancak karşı çıkmadı. "Peki efendim." deyip benimle beraber çıktı odadan.

"Yaman çabuk ne konuştuğunuzu anlat bana. Çok merak ediyorum." dedim hemen kolundan yakalayıp. Dilini damağına vurarak onaylamayan bir ses çıkardı. "Olmaz Ay Işığı. Daha önce söylediğim gibi gizli bilgi."

Ay IşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin